Ana Sayfa yaklaşımlar Özkan Yıkıcı Amerika Trump’ı beklerken – ÖZkan Yıkıcı

Amerika Trump’ı beklerken – ÖZkan Yıkıcı

Reklamlar

Artık Trumpun Beyaz Saraya girmesine günler kaldı. Baydının da ayni şekilde son günleri sarayda geçiyor. Öteki ara döneme göre bu defadaki oldukça hızlı geçti. Tartışmalı çok adım atılırken, peşinen gelen mesajlarda vardı. Trump geliyorum havasıyla birçok konudangörüşler saydırıyor. Baydın ise giderayak Ukraynadan israile yeni askeri paketleri imzalyordu. Yetmedi: şimdiden hedefe konulan federal soruşturma yargıcı da istifasını verdi. Kıısaca, Trump geliyorumla, Baydın da gidiyorumla adeta alışılmış geçiş sürecine yeni sayfa yazarak Amerikan arşivlerine koydu.

Kasım ayında yapılan seçimle kazanan Trump, bu defa daha net ifadelerle gündemi eline almaya başladı. Baydın ise yaptıklarının kalıcılaşması adına kararlar peşpeşe aldı. Amerika adeta daha Yedi Kasımdan Yirmi Ocak sonrasını tartışmaya başladı. İlk defa Amerika böylesi bir gelişme yaşıyordu. Daha öncekilerde, ara dönem daha çok günlük sorunlarla ve yapılması gereken birokratik durumlarla geçiliyordu. Fakat bu defa Trump oldukça gürültülerle ses verdi. Söyledikleri hep yankı buluyordu. Çoğu lider adeta Yirmi Ocak sonrasına odaklandı. Kimisi yeni yer tutma, kimisi beyendirme, kimisi de tetbir alma adına dizayine yöneldi. Ama gelen Trump idi. Amerikanın devlet başkanıydı. Sorunlarda sistem adına son sözü söyleyendi. Planları, stratejileri tüm dünyayı belirleme gücü vardı. Üstelik yeni sınıf boloklaşma yapısıyla da öne çıktı. Elin Mask sanırım alışılmış Amerikan görüntüsünün ötsindedir. Üstelik Trump ile birlikte oluşan yeni sınıf bloklaşması da zelikle öteki faşist liderlerle daha sıkı bağları olacağı da kesin. Şimdiden Arjantin ve italya sıraya girdi. Macaristan lideri Orban da memnun.

Turmpun yanındaki sınıf temsilcisi Maskın Almanya seçimlerindeki müdahalesi de yarının hamleleri bakımından önemli tehlikeği de açıklıyor. Şu yanlış algıya da düşmeyelim: Amerika yakın tarihte askeri faşist darbeler dahi tüm faşist hareketlerini destekledi ve karşıtlarına karşı da kulandığı malumumuzdur. Kıbrıstaki faşist darbeden Türkiyedeki 12 Eylül darbesi sadece iki damlacıktır.

Onun için Truumpa konulan faşist veya gericilik kriteri aslında Amerikan emperalist yakın tarihinde hep oldu. Demokrat cumhuriyetçi de dinlemedi. Ancak, bu defa sermaye içi kırılma ile rekabet sonucu, bunlar karşıtla daha fazla öne çıkarılıyor.

Öte yandan, Trump yine daha saraya girmeden bazı yerleri hedef fetihçiliğe koydu. Danimarka kontrolundaki Grölant adası, Panamanın kanalı ve Kanadayı da elibirinci eyalet olarak hedefleştirdi. Nitekim bu sarsıntının da etkisiyle resmen başbakanın istifası da oldu. Yine Trump Meksika körfezinin Amerikan körfezi olarak isminin değiştirmesini de gündemine koydu. Geniş yeni bir ABD hedeflerini sıralayan fetihçi gibiydi.

Elbet Türkiye de mesaj bekliyordu. Oda oldu. Erdoğana gülücükler uzaktan gönderiyordu. Çaktırmadan şimdiden ilerde umulmadık sorunlar olma hesabını da Türkiye üzerine koyanları da oldu. Suriye çöküşündeki Türkiye açıklaması hem övücü hem de ilerdeki günah keçisi ihtimallerini birlikte içerdiği kesin. Kimisi bu konuları küçümsüyor. Özellikle Trumpun ne dediğinin önemsiz olduğu sığıntısına giriyor. Ama gerçek biraz başka. Söylediklerini yaparmı yapmazmı başka konu. Çünkü dış politikada Pentagon ile askeri sermayenin etkisi büyüktür. Örneğin Trump Suriyeden çekilmek isterken, pentagon ona engel koyduydu.

Yine de Trumpun açıklamaları hayra alamet değildir. Çevre konusu veya gümrükler politikaları belli ki var olanın ötesinde tersine işleyecektir. Kürtajdan öteki bazı konular iç politikada tartışılacaktır.

Önemli bir konu da Neoliberalizim kurallarıdır. Trump önerdiği şekli uygularsa, serbes piyasa, serbes ticaret hukuku yerlebir edilecektir. Çine karşı konulacak, italata eklenecek vergiler bir anlamda genel serbes ticaret yapısını bozacağı kesin. Hele de korumacılıkla konulacak italat vergileri ticaret anlaşmalarını sarsacak. Karşıt dediği ülkelere daha sert kararlar alacağı kesin. İran, Küba, Venezüelaya yeni anbargo kararı geleceği kesin. Cihatçılarla Ortadoğuda terör havası çalacağı da kaçınılmazdır. Sermaye adamı olarak birçok ülkeğe yüklü miktarda silah satacağı da malumun ilanıdır. Sudi Arabsitan, BAE ve Katar bunlardan bazılarıdır. Çünkü amacı kar yapmaktır. Bazen ihtiyaç olmasa da arap ülkelerine olduğu gibi yüklü miktarda silah satış askeri sermayeye kar sağlayacaktır.

Tüm bunları sıralarken, Amerika hakında yazdığımı da biliyorum. Bu kararlar ekonomik krizden tutun, yeni düşman ekseni ve savaşların da muhtemel olaağı olasıdır. Net olan İsrail yanlısı olacağıdır. Onun bölge politikasında birinci derecede önemseneceği de kesin.

Kısaca, Günler kaldı. Artık Trump şunu yapacam yerine, saraya girince yaparken ve kaçını yaptığı üzerinden konuşacağız.

Fakat bir önemli tehlike, tam da saraya giderken, önüne konuldu. Kaleforneyadaki Losanceles yangınları adeta alacağı iklim bozulmalarına uygmama kararına önemli bir hayat dersidir. Bilmem Amerikan kamuoyunda ilgili yangında iklim bozulmasından, yetersiz tetbirler listesi Trumpu çevreye karşı olan kararlarını biraz etkileyecek mi?

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Exit mobile version