Gürcistan, daha Sovyetler Birliği dağılırken, ortaya çıkarken, sorunlarla epey yıprandı. Sovyet coğrafyasındaki cumhuriyet sınırları aynen bağımsız Gürcistan konumuna geçmedi. En başta Apazya ve Güney Osetya Gürcistan bağımsız devleti oluşumuna katılmadı. Ayrı bölgeler olarak örgütlendiler. Gürcistanla savaşlar oldu. Bu arada yeri geldi Gürcistan başbakanlarını dahi koltuktan indirdiler. Kısaca, daha Gürcistan bağımsız sürece girerken, Sovyet döneminden başka Apazya ve Güney Osetyayı kaybederek başladı. Sorun hala sürüyor. Bir farkla, Güney Osetya direk Rusya toprağı olurken, Apazya da bağımsız devlet olarak on ülke tarafından tanınmaktadır.
Gürcistan krizlerden kurtulamadı. Nitekim Batı emperyalist blok ısrarla Gürcistana yerleşmek istiyordu. Hem Rusyayı kuşatma hem de doğu Karadenize dek etkinlik alanını genişletme peşindeydi. Orta Asya enerji kaynaklarına ulaşıp, ordan Çin kuşatmalı uzun Avrasya stratejisi gerçekleşecekti. Buna dayalı, Gürcistanda bazı doğu Avrupa ülkelerinde denenen sivil darbeler diyarına Gürcistan da eklendi. Gül darbesiyle Şivaznaski devrildi. Yerine Zakaş Vili yönetime geldi. Amaç hem Natoyu doğu Karadenize taşımak ve Osetyayı denetlemekti. Resmen imtihar yapıldı. İkibinsekizdeki girişim, Gürcistana Rusyanın dönüşüyle tamamlandı. Böylelikle Nato ve AB darbe alıyordu.
Ancak, sorun hiç bitmedi. Batı ve Rusya kısgacı hep Gürcistanın başında salanan kılıç gibiydi. Bazı Gürcistan kesimi hem AB üyesi olma hem de Rusyayı idare etme ikilemine oynuyordu. Fakat batı tatmin olmuyordu. Israrla Nato ve AB üyeliği için girişimler oluyordu. Ukrayna savaşı kırılma idi. Gürcistanin ikili oynayan Gürcistan Ruyası partisi, Ukrayna savaşından ürkerek, Rusya ile daha yakın olmaya, ama AB üyesi olma adaylığına da girişti. Buda fazla sürmedi. Batı ısrarla Gürcistana yerleşme ve Rusya kuşatması için mesafe alma peşindeydi.
Süreç ip üstünde canbazlık yapma politik esrumanla sürerken, Amerikada da olan bir yasa olayı alevlendirdi. Yabancı ülkelerden veya fonlardan katgı ancak Y.20 ile sınırlatan kanundu. Bu batı tarafından epey probagandalaştırıldı. Yoğun eleştiri yapıldı. Yetmedi, tavırlar alındı. Özellikle fonlarla beslenen örgütler le bazı batı yanlısı partiler sokağa çıktı. Aynen Cumhur başkanı da eklendi. Oysa yasa Rusya yasası diye suçlanırken, aslında Amerikan yasasına daha çok benziyordu. Hat da hukukçular, Amerikadaki yasaya göre daha esnek olduğunu dahi belirtenler vardı. Fakat sonuçta kısıtlanan mali kaynaktaki fon katgılarıydı.
Yasa meclisten geçti. Ardından parlemento seçimleri geldi. Geçen ay yapılan seçimlerde açıklanan sonuca göre Gürcistan Rüyası partisi Y.52 oyla seçimi aldı. Mualefet itiraz ediyordu. Yeniden sokağa çıktı. Sonuçları tanımaacağını belirtiyordu. Yetmedi, birçok karar almaya da başladılar. AB bu konuda hızla engeler ve dondurmalar sıraladı. Giderek süren protestolar ve yaptırımlar, karşılığını da aldı. Gürcistan daha yumuşak karşılıklar veriyordu. Yine de AB üyeliğinden vaz geçmediğini de belirtiyordu.
Batı ısrarla dilediklerinin koltuğa oturmasını istiyor. Bazen açıkça da ifade ediyor. Çünkü zaman geçtikçe, yakında cumhur başkanlığı seçimi de parlementoda olacak. Çoğunluk Gürcistan Rüyası partisinde olduğu için şimdiki başkan kesin kaybeder. Batı için yeni mevzi kaybı demektir. Bunar hep Gürcistanı iyi günlerin beklemediğinin şimdiden işaretleridir.
Gürcistan, coğrafyanın da talihsiz yerindedir. Kafkasyadan Rusya kuşatma planının adeta sınır mevzilerinden biridir. Batı doksanlardan çizdiği Avrasya stratejisiyle zaten Rusyayı kuşatma hedefleri vardı.Doğu Karadenizde hakim olma ve aşağdan Rusyayı kuşatma planı sonuçta ülkeğe rahat nefes aldırmamanın temel nedeni oldu. Rusya ise, verilen tüm sözlere rağmen batının hem de dibine gelmesinden elbet rahatsız olacaktır. Bu siyasal tahtaravalide Gürcistan, Gül devrimi gibi sivil darbeden, yanlış hamlelerle toprak kaybederek epey daraldı. Şimdi de yeni dönemde AB hesabı ile Rusya arasında sıkıştı.
Önemli iki yüzlü tutuma deyinmeden yazıyı bitirrmeyelim: sadece bu yıl hem de Gürcistandan çok daha fazla tartışmalı olan seçimler gerçekleşti. Nedense başta AB bu konuda eleştiri dahi yapmadı. Brakın abnargo veya dondurma apmasını. Oysa Gürcistanda hızla karar alıyor, tehtit ediyor ve yasaklarla da devam etmekten çekinmiyor. Buda emperyalist iki yüzlülüğün yeniden basit bir yeniden üretilen politik kuralıdır.