Hermon dağı önemli. İsrail başbakanı Netanyahu ordan seslendi. İşgalci denilmesine dahi karşı çıktı. Artık bu yörenin İsrail gerçeğinden söz ediyordu. Gerçekten Suriyedeki Heltmon dağı önemli Suriyenin en stratejik dağı idi. Şimdi HTŞ Şam ele geçirilmesi ile İsrail işkali altına girdi. Direnişi bir yana, kurşun dahi sıkılmadı. Oysa Suriyenin önemli dağı idi. Stratejik önemi fazlaydı. İsrail burayı alamadıyı. Önemlinroller üstlendi. Ama şindi, kolayca İsrail ıontroluna giriyor ve israilin adeta sarhoş aşkı nutkuna takılıyordu. HTŞ mi; onlar elden giden Suriye toprağı için laf dahi söylemiyorlardı. Tam aksine, İsrail televizyonlarında kenilerini “cicileştirip” demeç vermekle meşkul idiler.
Hermon dağı önemli. Suriye’nin stratejik yeridir. İsraili, Lübnanı ve Akdenizi kontrol eden bir coğrafyada bulunuyor. Suriye için önemlidir. Hat da Sovyetler Birliği döneminde bu dağla bölge kontrolunda önemli rol aldı. İsrail hep bu yöreği almak istiyordu. Suriye’nin hava gücü veya savunma merkezli önemli askeri dağdı. Onun için Helmont dağında gövde gösterisi önemliydi İsrail için adeta Suriye kırılma zaferi iken, Suriye için de önemli stratejik kayıptı. Ama Şamdaki adına yeni yönetim diyen HTŞ konuyla alakalı tıs demiyordu. Buda tarihin karanlık sayfasına girecek önemli andı.
Nediyordu İsrail öbaşbakanı: “burdan biz artık gitmeyeceğiz. Biz işkalci değiliz”.. ne acıdır ki son dönemde hep bu savunma paranoyasına tanık olduk. Her işalci işkalci olduğunu kabul etmiyor. Etmeme bir yana, ona söylenince de kızıyor. Hep kurtarılan yer olarak kulanıma sürüyorlar. İsrail de Suriyeyi işkal ederken, ayni ifadeleri kulanıyor. Aslında son dönemde Suriye bu gerçeklikleri yaşadı. Hem kuzey hem de güneyi işkal altındaydı. Ona göre de kalıcı kesimler oluşturuldu. Şimdi stratejik Helmont dağından işkalci İsrail başbakanı, ben işkalci değilim yine koca yalanıyla, yeni toprak ilhaklarına devam etmektedir.
*****
İsrail Hermon’da bayrağını dalgalandırıp, oraya başbakanı nutuk çekerken, Şamda HTŞ yeni “cilalama” peşinde. Ceket değiştirme ile demokrat olma algısında. Bahaneyle onları kabulenmeğe veya imaj değiştirmeğe hazır genel sistemle de ne yazık karşı karşıyayız.
Tekrar tekrar hatırlatmak la konuya devam edelim: sanki HTŞ salt Suriye muhalefeti imgesine çok baş vurulma ihdiyacı vardır. Gerçekleri perdeleyerek bunu sağlamaya çalışılınıyor. Oysa ta baştan HTŞ yapısının IŞİD dedeli, ELkayde babalı bir yapı olduğu ilanın malumudur. Fakat hafıza kaybı ilacına baş vuruluyor. Yine, İdlip deneyimi var. üstelik HTŞ yapısında onbinlerce Çeçen, Uygur ve nice devletin cihatçıları var. korkunç dosyaları vardır. Kısaca, HTŞ aslında Suriye tek tip yapılı örgüt değildir. Beraberinde birçok yabancı cihatçı da var. onları da Suriyede çaktırmadan kalıcılaştırma peşindedir. Hiç son dönemde HTŞ yabancı cihatçıları duydunuz mu?
Net olan adına terörörist dense de açıkça kİdlipte Türkiye hem korudu hem de yardımcı oldu. ABD CİA kanalıyla ilişki oluşturuyordu. Son dönemde dahi Ukrayna ve Fransa eğitim verdiler. Herhalde Suriyeli komutan kırk dolar alırken, İdlipteki komutanın ikibin dolar alması da başka gerçeklik. Başta arap şehlerinin yardım yaptığı ve Türkiye üzerinden olduğu da tartışılmazdır. Başka yerden İdlipe ulaşım da yok.
Önemli genel durumu da belirtelim: yaşananlar malum. Geçmişten günümüze olanlar net. Bu tür olaylar bize bazı açık bilgi veriyor. IŞİD Elkayde, ve HTŞ hat da Boko Haram veya Elşebap hepsi batı destekli politikalar sonucu oluştu. Emperyalizmin Afkanistanla başlayan ve şimdi Suriyede devam eden, ıraktan Libyaya varan birçok ülke politikalarının doğurgan kulanıcı örgütleri idi. Citcılığın Afkanistanla başlayan siyasal kulanım esrumanlarıdır. HTŞ de Ortadoğu projesinin Suriye ayağıdır. Yerel yanında genel belirleyici politika gerçekleri de vardır.
Birbaşka durum da şu: şimdiye dek hiçbir böylesi müdahaleli durumdan demokrasi çımkmadı. İnanmayan Afkanistandan başlayıp, ırak, Suriye ve Libyaya baksın. Hat da ilk önemlindeneyim Somaliye de zanabilir. Sonuçların ne olduğu net. Ayni zamanda, islam kurallarıyla yönetilen ister şeryatcı isterse cilalanan siyasal islam olsun, demokrasi falan da yok. Hep otoriterlik ile gericilik yaşatılmaktadır. Bu nedenle HTŞ olayından demokrasi çıarmak, hayalden de ötedir. Üstelik kurallarla şimdiden kendisi değil de İsrail kazanması da tesadüf değildir. Bunlar tarihten günümüze gelen net gerçeklerdir. Tabi tekrar edelim, örgütlerin sistemle bağları veya işkaler söyletilmek istenmez.
Kısaca, Suriye şimdi darmadağın. İşgaller de hem güney hem de kuzeyde var. nedense sankilerle bunlar örtülmeğe çalışılınır. Normalmış gibi algılarla konuşturulur. Ne HTŞ cihatçı yapısı ne işgallerin gölgesinde olanlar tartışmalarda konulmaz. İsrail ve Türkiyenin çekilmesi sıfırlatılırken, utanmadan da toprak bütünlüğü deniliyor. Bunların da önemli örneği Helmot dağı ve Netanyahu oluyor. Stratejik yer ile faşist işgalci Netanyahu. Tıpkı benzeri Emevi camisinde terörist lider ile MİT başkanı resmi gibi.
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.