Ana Sayfa yaklaşımlar Özkan Yıkıcı Henknintontan 2024 yılına – Özkan Yıkıcı

Henknintontan 2024 yılına – Özkan Yıkıcı

Reklamlar

Bir yılı daha tamamlıyoruz. Artık, günler kaldı. Hala net kış mevsimine Kıbrısta giremedik. Sancılarıyla geliyorum diyor. Ama net olan da var: bu seneği de bitiriyoruz.

Öyle bitiriyoruz ki etrafımızda hangi fırtına tipini ararsanız var. siyasal çöküşlerden savaşa olaylar havada uçuşuyor. Savrulan Ortadoğuda İsrail kasırgası dolaşıyor. Suriye çöküşünden İsrail güneyde Golan tepelerini aşıp, yeni fetih ilhakleri elde ediyor. Ayni İsrail uçakları, Ürdün ve Sudi Arabistan üzerinden geçip Yemendeki Husileri vuruyordu. Türkiye yine çöken Esat rejimi fırsatıyla Suriyede faaliyetleri fetihcilikn ruhuyla geliştirme peşinde. Genel Ortadoğu Kürtleri ise sancılarla beklemektedir. Genel sistem hem Trumpu beklerken, hem de hedef iran planını açııkça ifade ediyor.

Benzer çok gelişme var. hem faşist yükseliş, hem fetihçilik, sınırların darmadağınaklaşma gelişimleri ateş topu gibi havadan yere vuruyor. Önemli siyasal gerçeklik ise bu oyunlarda en gerici karanlık cihatçı kesimlerin aktif rol almasıdır. Hem terörist hem de sistemin cilalaştırmasıyla özgürlük neferleri gömleklerini birlikte taşımaktadırlar. Bunu en son Suriyedeki HTŞ olayında bolca yaşadık.****

Çevremiz için anlatacak böylesi gelişme bolca bu yıl yaşandı. Öyle yaşandı ki Esat rejimi çökerken, Suriyede yayılan misget bonbası patlamalarıyla yeniden etrafa saçıldı. İster istemez, yıl tamamlanırken, deyerlendirme yapma moduna girerken, bir isim aklıma geldi: Henkninton…

Henkninton denilince epey eski yaşamıma doğru evrildim. Doksanların başına dek ulaştım. Şimdiki yaşlı değil orta yaşa girme dönemimle de Çağlayandaki evimle birlikte beleğimde canlandı. Televizyonu izlerken, ratyoda özellikle BBC yayınlarını takip modundayken, Amerikan merkezli bir düşünürün tesbitleri yayılıyordu. Bu Henknintondu. Henkninton dağılan Sovyetler birliği sonrası gelecek yorumlar yapıyordu. Sınıfsal eksenden kültürler çatışmasına geçileceğini anlatıyordu. Daha da ileri gidip bunun fay hatlarını Ortadoğu coğrafyasında olacağını da belirtiyordu. İslam dünyası ve mezhepçilik gibi kuramlarla gelecek kimlikler alanını da analiz ediyordu.

Özetlediğim ve saatlerce süren bu anlatılar bana hem saçma ama yine de ele alınması gereken düşünceler ikileminde düşürtüldü. Doksanlara göre anlatılanlar imkansızdı. Ama anlatan, sistemin geleceğinin siyasal düşünce geliştiren elemanıydı. Bunları hem yorumlamak ama hem de imkansızdır ilk tepkiyi de vermek ikilemi olması da normaldı.

Aradan yılar geçti. Yıl 2024.. bu yıl da geride kalıyor. Etrafa bakın. Dönemin olamaz veya zor denilen koşullar, çevremizde hakim. Öyle hakim ki başta TC Kemalistlerin kendi ülkelerinde olamaz dedikleri durum şimdi Erdoğan gerçeği ile yaşanıyor. Bölgede tutmaz sığıntısı şimdi cihatçı oluşumlu ve gerici kültürel hakimiyetin tehlikeleriyle yaşanmaktadır. Sadece dönemin açıklama başlangıcı ile şimdiki sadece Ortadoğu coğrafyasında olanlara bakınca, planın karşılık bulduğunu görürüz. Hem de şu önemli duraklarla; 11 Eylül faciyasıyla plan gündeme sokuldu. Amerikan çevreleri dahi imkansız veya hayal derken, 11 Eylül saldırıları planı işkal ve gericilikle yürürlüğe soktu.

Şimdi Ortadoğu kimlikler çatışmalı yeni söm,rgeleştirme politikasın ısıtıldığı en önemli coğrafyadır. Ozamanların nedense diktatör olsa da kendine cumhuriyetçi diyenler hepsi yolandı. Iraktan Libyaya veya Suriye bunun en canlın yaşananıdır. Peki yerine, felaket ve gericilik. Öyle gericilik ki doksanlarda adı bilinmeyen nice cihatçı örgüt, şimdi yeri geldiğinde batı adına dizayin yapan siyasal seçenek haline getirildi. Bu yıl bunlardan idlip Emirliği ile başlayan HTŞ konusunda Suriyede göstere göstere yaşadık.

Gerçekten başarıldı. İstermesek de durum bu. Bize önce Filistin sorununu daraltarak önce dinler sonra Hamas terör olayı diye kimlik dar gömleklerine sığdırıldı. Şimdi Filistin diye konundenilince, kolayca yapılannsoykırım Gazze noktasına dek sokuldu. İsraile karşı durma da vardı. Oysa şimdi iprahim anlaşmalarınveya Golan tepelerind yeni işkalnyapan devlet hali gelir. Türkiyede tarikatların cirit atığı, Diyanet yapısının etkinliği, eğitimde yeni proje ve nice başka gerici olay kurumsallaştı. En önemlisi Henknintonun kültürler mücadelesi Ortadoğuda mezhep entik, yeri geldiğinde aşiret kırılmalarıyla yeni karşıtlarla coğrafya sömürgecilik kuramına göre şekillendiriliyor. Geçiş uzun ticari yoların hesaplarının kalemle dolaştırıldığı yerler oldular. İnanmayan, SUriyeye baksın.

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Exit mobile version