Artık çöküş ve işkaler sonrası Suriye hamleleri hızlandı. HTŞ Şamda fkalıcı olmaya uğraşıyor. Türkiye, işkal etiği yerleri geliştirma adına, özellikle SSDG alanlarında ilerlemeğe hız verdi. İsrail ise fazla konuşturulmayarak, işkal ile oldu bitiler yaratıyor. Batılı emperyalistler ise diplomasi ile hem kalıcılaşma hem de dengeleri kurmaya uğraşıyor. ABD dışişleri bakanı Blintın şididen bölgede. Hem de Türkiye ile işe başladı. Esatcılar çöküşün travmasını darmadağınıklarla yaşyor. Arap ülkeleri ise çaresizce seyrediyor. Kısaca, Suriye daradağınla hesapların pazarlık ve savaşlarını birlikte yaşıyor. Yarının Suriyesinin nereye sorusuna doğru odaklanılıyor.****
Kıbrısla alakalı önemli hagtırlatma ile son buradaki nasıl işbirlik ile konuşamamanın örnekleriyle devam etmek zorundayım. Bazen saptırma bazen de nankörlüğün ne olduğunu birkaç günde yerel medyanın özellikle işbirlikçi ve ptron ekseninde ne yazık yakaladım. Resmi idolojikçilerin nanankörleri kuralına takıldım. K. Kıbrısı tüm yasaklamalara karşın deniz yolculuğu açan açık ülke Suriyedir. Hüsnü Mahalinin de ozamanki Erdoğan ve Esat aşkıyla bütünleşen aklı, Mağusa Laskey gemi yolculukları yaptırdığı ne çabuk unutuldu. Bilmem başka ülke varmı: sadece bazı muhteşemlerimizin, Telaviv le kumar gemi yolc8luk projeleri vardı, okadar.
Nedense odönem ki Laskey yolculuğunu öven başta Takeci gazeteci, nedense kolay unutma teslimiyet patrona işbirlikçi düşüncesini yansıtıyordu. Öyle ki şu anda Suriyede olanlar yerihe, AKP başarı havarisi gibi yorum yapmayı yeyledi. Cuma namazı konusunu abartı. Sanki Suriyede demokrasi algısıylankonuştu. Emevi camisinde namaz kılınma kitlselik algısına sarıldı. Öyle kendiden geçti ki Esat zamanında “camilere gidilemediği algısı ve Esat gitmesi ile insanların camiye gitiklerini” vurguluyordu. Tanık değil mi: zamanında İnönü döneminde camiler uydurması gibi. Olanların gerici ve şeryatcı eksenine hiç dokunmadılar. Libyadan Afkanistaya takkeci gazeteciler hep ayni paranoyaya teslim oldular.
Bazı “akademisyenler” de işbirlikçi yalakalara devam ediyordu. Suriyede olanları değil de ekrana çıkma ile işbirlikçilik duygularla bekledikten sonra yorum yaptılr. Hem yaranma hem de ego tatminli duruşlar oldu. Hani Ortadoğu rüzgarları masaları gibi. Siyasi islama demokrasi geleceğini söyleyen kesimlerdir. Şimdi de net bilmeselerde AKP övgülerle “yorumlar” yapmaya çalışmaktadır. Sunucular da bal akan dil ile “aman da ne güzel bilgiler verdiniz”demekle, tamamlama peşindeydi.***
Halbuki SUriyede ne olacağı net değildir. Olanlar, İsrail fırsatdan fırsat kulanıp karşı duruş olmadan hem işkalerle yeni topraklar hem de tüm alt yapıları yerlebir ediyor. Amerika gelecek Suriye hesapları ile iran hedfli yeni alana doğru diplomasi dokuyor. Türkiy zaten işkal yapıp işbirlikçiler oluşturdu. Amerikayla genelde ters düşmeme ile Kürtlere karşı hamle yapma ikileminde adımlara hızla sarılıyor. Kriz dönemli girmediği Telrıfat ve Mengiç gibi yerleri Amerikan onayı ile SDG çeklişi sonucu ele geçirdi. HTŞ zaten malumun ilanıydı. Nedense yorumcular önemli gerçekleri hep yok sayıyor. İdlipteki HTŞ destekleme gerçeklerini, İdlipteki yapıyı kimin koruduğu, vburanın nasıl kulanıldığı koşullar hep yok sayılıyor. Fayık Bulutun da hatırlatığı önemli Amerikan gerçeği de karşılık bulmadı: CİA HTŞ ve Pentagon SDG destekçisi idi. İkili Amerikayı Bulut yeniden akla getirdi.
Beli ki Suriye eski Suriye olmayacak. Şimdiden birçok senaryo sahnede. Algılar ise birbirini kovalıyor. En bsasitinden bir örnek: batılı gazeteci çocuğa yaşını sorar. Çocuk on der. Peşinden babasının ondört yıldır hapiste olduğunu belirtir. Benzer böylesi acayiplikler de var. hat da gösterilen resimlerin çarpıcılığı kadar, doğrulukları da sorgulanıyor. Ne yazık bu tür olayları hep yaşadık. Örneğin kimyasalar hikayeleri suriyede dahi bolca oldu. Köpürtüldüler. Ama sonra ilgili yerde kulanılmadığı sonuçlarına da doğrudürüs yer verilmedi. Şimdi Suriye alanında ayni oyunlarla karşılaşıyoruz. Üstelik sahadaki oyyuncular açık iken de demokrasi deniliyor. Tabi israile laf yok. Oysa Suriye olayında her yönüyle iki lider epey siyasal rahatlama yakaladı. Metanyahu ile Erdoğan.
Kısaca, Suriyede şimdi yeni alanda yer kapma mücadelesi çok yönlü ile deyişik esrumanlarla sürüyor. Cihatcılığın, gericiliğin, işkalin o denli kulanılmadığı dönemden geçiyoruz. HTŞ yapısından demokrasi, İsrail işkalinden gül bahçeleri tahminleri uçuşuyor. Sank. Eskiden yokmuş algısı ile şimdi çok daha iyi havası fırtına içinde gütültüyle estirilmektedir. Belli olan bu koşullarla Suriyede daha karanlık günlerin olacağıdır. Libyadan ıraka yazılan yakın tarih vardır. Bu konuda en kaygılı olması gerekenler ise Kürtlerdir. İkili kısgaç yaygın. Bir yanda Türkiye hamleleri şimdiden yapılırken, öte yandan da devreye KDP de konularak PYD etkisi en azından azaltırıp eindeki yerlerin dilenen kısmının alınma hamleleri kesindir. Bunları daha çok konuşacağımız kesin. Ayni şekilde bizde olduğu gibi yalanlar ve yok saymalarla da bir Suriye algısal anlatılar da savrulur gidecek. Takeci gazeteci tipleri, işbirlikçi kalemler ve bilim yapma havarileri göreve çoktan hazırdır. Kala kala yine birkaç kişi dar alanda kaldık ne yazık. Ama ısrarla, gerfçekleri en azından bilinme adına anlatmaya devam. Tıpkı bir zamanlar gerici siyasal islamdan demokrasi ve barış bekleyenlere karşı durduğumuz gibi.