Bu cümlelerle başlayan bir yazı yazmak için fırsat kolluyordum. Sanırım beklediğim gün geldi. Herkesin Suriye’yi konuştuğu ve bunu sadece silahlı gruplar, emperyalist güçler ve istihbarat örgütleri üzerinden yaptığı bir dönemdeyiz. Elbette bunlar önemsiz değil. Orta Doğu’da fikirlere bile kurşun sıkılıyor. Ama tartışmanın unutulan bir boyutu var. O da ekonomi.
İtiraf etmek gerekirse “Bilimsel kapitalizm ve Suriye” başlığı bir tık tuzağı. Karşı karşıya olduğumuz şey bilimsellikten uzak bir aç gözlülük ve kumarhane kapitalizmi.
Bir zamanlar, genç nüfusu, etkin sanayi işgücü ve doğal kaynaklarıyla örnek gösterilen Suriye ekonomisi önce baskıcı yönetim, yolsuzluk, uluslararası yaptırımlar ardından savaş, pandemi ve depremin etkisiyle tamamen çöktü. Ülke insani, ekonomik ve siyasi krizlerin derinleştiği bir girdabın ortasına itildi. Şimdi yüzeye çıkabilir ya da daha derine gömülebilir.
Esad ailesi yüzü sosyalizme dönük kamucu ekonomiyi tersine çevirdi. Servet, aile ve parti çevresindeki seçkinlerin elinde toplandı. Kamu kurumları yağmalandı. “IMF’siz bir IMF programı” halkı derin yoksulluğa sürükledi.
2011’de başlayan savaş, coğrafyayla beraber ekonomiyi de paramparça etti. İsrail işgali altındaki bölgeleri saymazsak, geçen haftaya kadar Suriye dört parçaya bölünmüş durumdaydı. Bunlar, Esad hükümeti, Suriye Demokratik Güçleri (QSD), Suriye Kurtuluş Heyeti (HTŞ) ve Türkiye tarafından kontrol edilen alanlardı.
Bütün bölgelerde ekonomi, savaşın sürdürülmesine dayalıydı; sanayi çökmüş ve tarım can çekişiyordu. Üretime değil ithalata ve savaştaki kamplara dayalı bir paylaşım vardı. Suriye lirası sürekli değer kaybetti. Günlük ihtiyaçlar mültecilerin gönderdiği havalelere bağımlı hale geldi.
Dünya Bankası’na göre Suriye’nin GSYİH’si, savaş öncesine kıyasla %75 küçülerek 2023 itibarıyla 6,2 milyar dolar seviyesine geriledi. Bu, 1978 seviyelerine dönüldüğü anlamına geliyor. Halkın %90’ından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşarken, kamu çalışanlarının maaşları sürekli düşmesine rağmen ödenemez hale gelmişti.
2023 Şubat depremi, savaşın ve pandeminin vurduğu ekonomiyi daha da kötüleştirdi. On binlerce kişi işsiz kaldı, binlerce işletme kapandı ve gıda fiyatları %100’e varan oranlarda arttı. Dünya Bankası, depremin toplam maliyetini 5,1 milyar dolar olarak hesapladı.
Savaş devam ederken kimse yaşam koşullarını iyileştirmekten bahsetmedi. Savaş bir gün biterse diye ekonomik model tartışmaları yapılmadı. Bunun tek istisnası Kuzey ve Doğu Suriye’de benimsenen kooperatiflere dayalı kalkınmamodeliydi.
Harita bir haftada değişti. HTŞ’nin kontrol ettiği alan genişledi. Herkesin kabul ettiği gibi Suriye ve Orta Doğu tarihinde yeni bir dönem başladı. Haftaya farklı bir haritayla ve yeni cephelerle karşılaşırsak şaşırmayacağız. İsrail’in daha fazla altyapı tesisini bombalaması veya işgali genişletmesi de sürpriz olmayacak.
Halep ve Rakka’nın ilçelerinde Türkiye’den gelen mallarla rekabet edemeyen sanayi batma noktasına geldi. Bugün HTŞ’nin kontrol ettiği bölgede savaş ekonomisi tüketim mallarının asgari seviyede sağlanması ve ticaret yollarından elde edilen gelirlere dayanıyor. İlgili ilk açıklamalar “serbest piyasa ekonomisi” ve “küresel ekonomiye entegrasyon”vaatleri içeriyor. Kuzey ve Doğu Suriye’deki toplumsal model ise tehdit altında.
Suriye’deki ekonomik sorunların yalnızca iç dinamiklerle çözülmesi zor görünüyor. Zaten, uluslararası aktörler de bu işi Suriye halkına bırakmamayı planlıyor. ABD’nin, Rusya’nın, AB’nin ve komşu ülkelerin kendi gündemleri ve beklentileri var.
Şam sokaklarında kutlama yapan halk, yeni yönetimde söz sahibi olabilecek mi?
Türkiye ve diğer ülkelerde ucuz işçi olarak çalışan, AB yardım fonlarına muhtaç bırakılan göçmenler geri dönüp ekonominin üretken aktörleri olabilecek mi?
İsrail ve diğer dış güçler Suriye pastasından ne kopartmak isteyecek? Fırat’ın doğusunda ve Akdeniz kıyısında savaş devam edecek mi? Yeni Suriye’nin dini ve etnik azınlıklarla siyasi ilişkileri nasıl olacak?
Suriye ekonomisinin geleceği sadece rakamlardan ibaret olmayacak. Savaş ve siyasetle ilgili bu soruların cevapları da belirleyici olacak.
Suriye ekonomisi Suriyelilerin ekonomisi olacak mı?
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.