Ana Sayfa yaklaşımlar Özkan Yıkıcı Günümüzde olanlar, geleceğin de habercisidir – Özkan Yıkıcı

Günümüzde olanlar, geleceğin de habercisidir – Özkan Yıkıcı

Reklamlar

Biraz konulara yaklaşanlar, kendince de olsa yorumlama yapanlar, artık tıkanıyor. Çünkü, en hafifiyle, “budamı olacak” sorularını dahi soracak konumdan çıktı. Bir de artık hangi anormal yaşanmaya başlarsa başlasın, sürpriz değildir. Anormaler normal hale çoktan geldi. Bereket, sistem şunu başardı! Geçmişten gelen hafızalar epey silikleştirildi. Buda, geçmişten gelen birçok yaşanan unutuldu. Güncel yaşananlan birlikte de yorumlanmama tuşuna düştü. Fakat gerçek olan şu: etrafımızda, genel sistemde, yerel yaşamda öyle anormal veya olması tehlikeli koşullar yaşanıyor ki artık bunlar anormal değil normal hale geldi. Daha da sıkıcısı, K. Kıbrısta çifte mühür kulanma veya israilin soykırım hareketleri destek bulma derecesini epey yüksek tutmaktadır.

Özetlediğim güncel normalleşme aslında ayni zamanda da geleceğin haberidir. Gelenler, eşitdir geleceğin dünyasını da belirlemeye başladı. Tabiki tek bir durum engel koymazsa. Oda sistemin gidişatını durdurup yeni dünya kurmanhareketlerini etkn olursa.

****

Konuyu hemen çevremizden bize taşıyarak örnekleştirelim.

Doğu komşularımızda tarihinn en karanlık dönemi yaşanıyor. Soykırım ve toplu imha.. soykırım aylardır Fİlistinde Lübnanda da toplu kıyım katliyamları her an devam ediyor. Suriye dört yanlı saldırılar da işin cabası. Fakat, dünya buna devletler düzeyinde, özellikle de en güçlü metropol kapitalist ülkeler, karşı çıkma veya tarafsız kalma bir yana, resmen soykırım yangınına odun atarak, benzin dökerek destek veriyor. B.M. kararlarını dahi veto ediyorlar. Tüm askeri güçlerini yığarak, soykırımı yapan devleti yani israili destekleme yarışına giriyorlar.

Yine doğumuzda, oldukça savaş ve ekonomik nedenlerle göçler aldı başını gidiyor. Bir anlamda vatansızlar oranı artıyor. Zaten ikinci paylaşım sonrası direk B.M. kararlarıyla dahi şimdi dört nilyon Filistinli kamplarda yaşıyor. Dahası, Gazze bölgesinde yeniden soykırıma uğrayan Filistinlilerin bir kısmı o tarihten beri vatansız kalan ve Gazzeğe yığılan Filistinlilerdir.***

Suriye yine kısgaçta. Belgesinde toprağı malum. Ama B.M. kararları ve Suriyede işkalciler dahi Suriyenin toprak bütünlüğünü tanıdıklarını belirtiyor. Ama son yıllarda Suriye iyice işkalci bölgelerle alanı daraltıldı. Golan İsrail işkalinde. İsrail daha da ileri gidiyor. B.M. kararlarında işkali bitirmesi kararı da varken, Golan tepelerini ilhak yaptı. İlk tanıyan da ABD. sistemin temel gücü..

Kuzeyinde ise işkalci bolluğu var. Batı Fırat Türkiyenin kontrolunda, kendine has yerleşim istemi kurumsalaştırmaya çalışıyor. Afrin ve ötesinde demokrafik yapıyla da oynadı. İdlipte ise kendini Emirlik ilan eden cihatçılar var. Doğu Fıratda da Amerikan askeri üstleri var. arada IŞİD bölgelerinin küleri de uçuşuyor. Tüm bu Suriye gerçekleri, şimdi yenide masa kumarında oynamaya çalışılacak gibidir. Herksin Suriye toprağı ve Esatın gitmesi havası çalınıyor. Bakalım Suriyede ne oalcak kuşkuları yaygın. Ek olarak da İsrail hergün nerede ise bombalıyor. Hava savunma sistemlerini ise Rusya kulanmasına izin vermiyor.

Şimdi Lübnan katliyamları döneminde işler yolunda giderse, israilin en azından Suriyenin Güneyinde kendine has bir alanı daha alıp, adına da tanpon bölge deyip, genişleme hesapları olduğu kesin. Ayni komumda ne yazık resmi bazı duruma da bağlı olarak Türkiyenin de var. Otuzaltıncı dereceli güvenlik bölge ve Doğu Fırat hareketi bunlardan birkaçıdır. Soru işaretli Amerikan askerilerinin durumudur.****

Geçelim Kuzeye: bizim sömürge efendimize. Türkiyede genel politikada gelecek devlet şeklinin, rejim kurumsallaşmanın hamleleri var. fakat, bunlar bilinse de son hem de yasa çıkarma durumu da sürpriz olmuyor. Etkin ajanlık ve elektronik seçim yasaları adeta yeni dönemin sıçrama tahtasıdır. Etkin Ajan yasası ben makaleyi yazarken, mecliste görüşülüyordu. Öteki yasalar da aynen torbanın içinde topluca geçecek. Tam da bunlar olurken de Kayim tartışmaları devam ediyor. K. Kıbrıslıya Kayim lafı pek söylenmez. Hat da Ünal Üstel ataması da Kayim benzeri olsada. Ama dedik ya, olanlar geleceğin habercisi. Aynen Türkiyedeki Kayim olayının K. Kıbrısta Üstel Kayimi gibi.

Türkiye yeni Ortadoğu dizayininde kapmacada yerini zorluyor. Zorlamalar ise Suriye üzerinden kalıcılaşma ve genel Kürt ekseninden fayldalanma paradoksları gibi birbirini tutmayan çelişkili görünen durumlar da var. ama net olan Türkiye gelişmeleri direk yeri geldikçe K. Kıbrısa da gelir. Nasıl ki anayasa referandumumda mühürsüz oylar deneyimi uygulandıysa, şimdi de bizde çift mühür oyların abul edilme dönemi yaşanması gibidir.

Yalnız tekrar edelim: özellikle şu anda gündemde olan Etken Ajanlık yasası oldukça tehlikeli. Birçok esnek made ile dilenen kolayca devlete karşı ajanlıkla suçlanacak. Zaten gerekçeler belli olmadan K. Kıbrıstan Türkiyeye bazı kişilerin giriş yasağı var. buda gayet kolay uygulanma gerçeği var. yarın, birileri Türkiyeye karşı ajanlıkla suçlanmayacağını kim garanti eder?

Bir ufak deyerlendirme: AB ülkeleri benzer Gürcistanda çıkarılan yasaya sert tavır koydular. Gürcistanla ilişkilerinde gerileme yaptılar. Yönetim baskı ile suçlandı. Türkiyede ki yasa daha sert olmasına karşın nedense ayni AB ses çıkarmadı. Gürcistandaki yasaya Rus yanlısı derken, Türkiyedekine pek de leştiri eki kondurtmadı. Buda başka bir dünya gerçeği.***

Son olarak adamıza gelelim. Burada da artık akıl tutulması veya olamaz kuşkular sorgusu artık kalmaması derecesine gelinmenin mesajlarıyla doludur. Sadece meclis başkanlık seçimindeki son çift mühür kabul ile sayısal oynama büyük küçük deyerlendirmesi, yetip artıyor. Kimsenin elbet düne dek aklına gelmezdi elbet. Kutucuktaki çift mühür iptal değil, verilen evetin güçlendirilmesi anlayışı savunusu olacağı düşünülmezdi. Ama oldu. Bu dahi gelinen aşamayı anlatmaya yetiyor. Öylensahte diploma falan ise çoktan sokakta konuşulurdu. Zaten açığa vurulsa da şimdiden kapatma derecesinin nedenli etkinleştiği de ortada.

K. Kıbrısta artık kurumsal çürümüşlük gelişti. Talimat ve biyat ekseni gayet mükemmel işliyor. Yeni yapısal kültürüyle yerleşiyor. Teslimiyet ise yeni şaheserler geliştiriyor. Artık kimse sürpriz diyemiyor. Yanlış olanların nerede ise hepsi, yeri geldikçe normalin de kolayına geliyor. Üstelik sistem çirkefle çökerken, fırsat çenberinde bunu savunacak insanlar da epey artıyor. Kitleselleştikçe de normalleşmenin de ötesinde kültürleşiyor. Sonra da en yanlış durum dahi karşımıza savunan kurumlar ve kitleler gelir. Sanki gerçekle birlikte yalnızlaşıp çirkinleşen gerçeklerle yaşamanın ta kendisine geliriz.

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Exit mobile version