Ana Sayfa yaklaşımlar Özkan Yıkıcı Sisinin aşk özleminden siyasal yaşananlara – Özkan Yıkıcı

Sisinin aşk özleminden siyasal yaşananlara – Özkan Yıkıcı

Reklamlar

Mısır lideri Sisi, son dönemde değişik yönleriyle gündem oluyor. Birçok önemli konuda Mısır adeta uçurumun kenarına gelen kararlara gelişin dayatmasını yaşıyor. Ama, tam da 14 Şubat Sevgililer gününe gelen Erdoğan ziyareti, olaya mizah da ekleyerek simgesi kulanılıyor. Özellikle Musrinin darbesinden sonra iktidara el koyan Sisi, Türkiye devletiyle epey gerilimli yıllar yaşadı. Tehtit ve benzetmelere uğradı. Herkesin aklındadır bundan önceki yereln seçimler. İstanbul yeler seçiminde Erdoğan meydanlarda “ya Binali, yada Sisi” diyordu. Böylesi Mısır Türkiye ilişkileri gergindi. Mısır ile gerilim adeta Doğu Akdenizdeki oluşan itifaklara dek yansıdı. Libyada da Türkiye Mısır karşı karşıya geliyordu. Bunlar adeta sistem içi siyasal ve bölgesel hegemonya mücadelesinin karşıt kutupları şeklinde gelişiyordu.

Son dönemlerde ise özellikle Türkiye tam tersi Mısırla yaklaşım politikasına geçti. Mısır ise acalesi yoktu. Üstelik alacaklarını da almaya uğraşıyordu. Türkiyedeki Mısır muhaliflerin durumu bunlardan biriydi. Türkjiye bu konuda tavizleri peşpeşe verdi. Ama, yetmiyordu. Erdoğan ise “ey Sisden dostum Sisiye geçti” ısrarla Mısıra gitme talepleri yapıldı. Öfke ve kin birden önemli aşka dönüştü. Mısır ise salt Türkiye değil birçok başka konuda da sıkışıyordu. Hele de israilin Filistin politikası ve Gazze soykırım hamlesiyle oradaki insanların Sina çölerine sürülmek istenmesi, Sisinin başını ağrıtmaya çoktan başladı.

Sevgililer gününe geldik. Türkiye Cumhurbaşkanı özlediği Sisi aşkıyla kahireye yolcu oldu. Dünkü onca sert ifadeler, birden sonsuz aşk kelimelerine dönüştü. Ama, Libya gibi sorunlar hala duruyor olması da işin öte tarafı. Yine de öfkeli kinli politik koşuldan şimdi aşk dolu sevgi gösterilerinin cümlelerine dek taşındı.

Ama Mısır hiç rahat değil. Özellikle son israilin Refah saldırıları iyice suların ısınmasına neden oluyor. İsrail Refah kanpını boşaltacak olursa, gidilecek atres kaçınılmaz olarak Sinadır. Sina çöleri ise Mısır toprağıdır. Mısır yeni Filistin dalgasıyla yaşama niyetinde değildir. Oysa emperyalist kesimelr daha Gazze savaşı yeniden başlatılırken, önemli kendilerince “cestler” öneriyorlardı.

Dünya bankasına olan tahminlere göre Yüzeli milyar dolar silincek, ülkeğe yardım edilecek ve Sinadaki yerleşimleri Katar finansman edecekti. Mısır lideri Sisi kesin dil ile ret ediyordu. Ama, iş dönüp geldi, yine saldırılarla Filistindeki Refah kanpında şu anda tahmini birbuçuk Filistinliye, Mısırdaki Sina çölerine kaçma şansı önilmektedir. Aksi taktirde soykırımlı katliyam brakılmaktadır. Ne yazık dünya hala bu soykırım hareketinin durmasına metropol ülkeler başta olmak üzere tavır pratikte geliştirmiyorlar.

Mısır ayrıca ekonomik olarak güç durumda. Epey borçlandı. Fırsat bilen Sudi Arabistan Kızıl denizdeki iki adanın kendisine verilmesini istedi. Böylelikle Mısıra finansman kaynağı aktaracaktı. Sudiler, burada Abudabi tipi yerleşimler oluşturulacağını da söylüyor. Sudilerin bir anlamda yeni stratejileri de ortaya çıkmaktadır.

Hem ekonomik yıkım hem de israilin saldırısıyla gelecek yoğun Filistinli durumları Sisiyi epey terletmektedir. Ama, özellikle açıklamalarında tutarlı olacak sa epey yeni gerilimler de adaydır. Öyle ki Kentdeyvit anlaşmasından çekilme dahi vurgulanmaktadır. İsrail lideri Metanyahu ise ateşlerle yanan ve kurtulmak için savaşa koşan bir lider tipidir.

Bu koşulalrda Mısıra Erdoğan gibiyor. Tam da sevgililer gününe çakışan dönemde. Sisi aşkı adeta ilan edilen uzaktan aşk gibidir. Dün karşıtıyla simgeleştirilip kötülenen Sisi, şimdi Sevgili Sisi oldu. Dün “ya Binali veya kötü Sisi” ikilemi şimdi söylenmesde “ya İmamoğlu veya Sisi” şekline dönüştü. Siyasetin böylesinin de sevgililer gününde Mısır ziyaretinde oluşu da tarihi imgesini artırmaktadır. Daha önceleri Erdoğanın Mısıra gitme konusuna Sisi öteleyerek yanıt verirken, sevgililer gününde buluşmaları, herkesin siyasi veya mizahi anlam da çıkarmasına yaramaktadır. Ama, sorunlar duruyor. Mısırın özellikle Libya konusunda epey dirençli olduğu kesin.

Bir hatırlatma: 2003 yılında Doğu Akdeniz münhasır anlaşması için Mısır Türkiye görüştü. Türkiye Mısıra Kıbrısı dıştalayarak anlaşma yaparak, alanı paylaşmayı önerdi. Mısır yetkilileri ise Kıbrısın da olduğunu hatırlatıp, ona göre münhasır alan gerçekleştirilmesini söyleyince, Türkiye ile anlaşma yapılamadı. Bunu da aklınızın bir yerine koyun.

Kısaca, belirli konularda politik çelişki eğer karşıtla tersdüz buluşma olursa, ismi bellidir. Ama, onca Türkiyeleşme ve güven nutuklarına karşın tıpkı ikibinlerin başındaki Mısır Türkiye münhasır anlaşması görüşmelrinde de anlaşıldı ki Türkiye yavru falan demeyip kendi siyasal duruşyla kendimizin haklarını dahi görmezden geldiydi. Tarihi yapay yazsanız da , hamaset damıtıp şekillendirseniz de bir yerden yine gerçekler ortaya çıkar. Yaşanan tarih yeniden yaşanamaz. Dönüp de sahtesini yazsanız da yeniden yaşanıyora taşıyamazsınız. Buda Erdoğan Sisi aşkından ikibinlerdeki karşılaşmanın bir duygusal ama gerçekle uymayan durumudur.

 


Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Exit mobile version