İletişim Yayınları, Tanıl Bora’nın editörlüğünde ve çevirmenliğinde hazırlanan faşizm incelemeleri dizisinde peş peşe okunup irdelenmesi gereken araştırmalar yayınlıyor. Yalnız bugünü değil, gittikçe 30’ların dünyasına geri dönüşü anımsatan bugünün çözümlenmesine de katkı sunacak araştırmalar.
Örneğin Victor Clemperer’in LTI / Nasyonal Sosyalizmin Dili (Türkçesi T.B. 2020). Bizim trol basının dili çoktan beri teşrih masasına yatırılmayı hak etmiyor mu?
Ya da Ernest Fraenkel’in İkili Devlet / Diktatörlük Teorisine Bir Katkı’sı (Türkçesi T.B. 2020). Bizim klasik devlet yapısını nasıl dönüştürdürüldüğünün irdelenmesine niçin ilham vermesin?
Sebastian Haffner’in Bir Alman’ın Hikayesi / Hatırladıklarım- 1914-1933 (Türkçesi: Hulki Demirel, 8. Baskı 2022) ve Hitler Üzerine Notlar’ı Türkçesi H:D, 4. Baskı 2021)
Frankel’in kitaplarının 4, 8 baskı yapması, ister istemez sadece sol kesimlerden mi okuyucular sorusunu uyandırıyor.
Ve Daniel Lee’nin 2022 Eylülünde ODTÜ felsefe bölümünde doktora yapan Büke Temizler’in tercümesi ile çıkan kitabı: SS-Subayının Koltuğu / Bir Nazinin Gizli Yaşamının Peşinde. (344 s.)
Daniel Lee, İkinci Dünya Savaşı üzerinde yoğunlaşmış bir İngiliz tarihçi. Londra’da Queen Mary Üniversitesi’nde ders veriyor. Özellikle Fransa ve Kuzey Afrika Yahudilerinin Holocaust hikayesi üzerinde yoğunlaşmış, kitap yazmış: Petain’s Jewish Children: French Jewish Youth and the Vichy Regime, 1940-1942 (Oxford Un. P. 2014).
SS-Subayının Koltuğu, bir film tadında sizi alıp götüren bir kitap. Bir koltuğun döşemesinin altından çıkan belgeler nelere yol açıyor!
“Bütünüyle heyecan verici, sürükleyici… Karanlık bir geçmiş gün ışığına çıkan öykü… Bir dedektif hikayesi gibi gelişiyor… Tarihsel yorumun sürükleyici bir çalışması” diye övgüler aldı kitap.
2011 yılında bir resepsiyonda Daniel Lee bir kadınla tanışır. Annesi Amsterdam’da bir mobilyacıya koltuk götürür onarılması için. Adam yastığın döşemesini söktüğünde, içine sokuşturulmuş Nazi belgeleri ile karşılaşınca iade eder, “Nazi ailesi için iş yapmam!” deyip.
Daniel Lee, aile ile bağ kurup belgeleri devralır ve bir sürü ülke ve arşivdeki macerası başlar.
Koltuk sıradan bir Nazi görevlisine, Dr. Robert Griesinger’e aittir. Görev yaptığı Prag’dan kaçmaya fırsatı olmaz. Ailesi Batı Almanya’ya yerleşir.
Nazi devlet terörü mekanizmasının sıradan bir parçasıdır Dr. Griesinger.
General Kenan Evren diktasının sıradan parçalarını hatırladım ister istemez.
“Düşük rütbeli görevlilerin, 1930’lu ve 1940’lı yıllarda neler yaşadığına dair hâlâ çok az şey biliyoruz. Griesinger’in hayatı, Nazi yönetimini mümkün kılan şeyi anlamamızı sağlıyor. Ünlü fanatikler ve katiller, eğer hükümeti ayakta tutan, evrak işlerini yapan, korku ve şiddet tehdidi içlerine işlenmiş, rejimin potansiyel kurbanlarıyla yan yana yaşayan sayısız destekçiler olmasaydı var olamazlardı.”
Bir koltuktan çıkan belgelerin izini süren Daniel Lee, SS: 161.860 Nolu bir Nazinin hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor. Sadece kurbanların değil faillerin de bir numarası vardır!
“Sıradan” bir Alman nasıl bir Naziye dönüşebildi ve dönüşümün arkasında yer alan güdüler neydi? Sıradanlığı nasıl bir şeydi ve o sıradanlığı yaratan koşullar neydi?
Bu arada ailenin geçmişi ve anlayış tarzı yanında, 1. Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın içine düştüğü durum neydi? Bunları da yakalıyorsunuz satır aralarında.
Dr. Griesinger neden SS subayı oldu, ne tip bir insandı? Birçok Almanın belleğinde Nazi dönemi adeta kayıttan silinmiş gibidir. Bir milyon üstündeydi sayısı SS görevlilerinin. Aileleri yırtmıştır adeta tarihin o sayfaları. Bu bir dönemi ‘unutma’ ve ‘üzerini örtme’ isteği 1968 gençliğinin yükselişine kadar devam etti.
Aile değerleri Dr. Griesinger’i nasıl şekillendirdi? Annesi Wally’nin günlüklerinden, Protestan ve Yahudi düşmanı bir gazete alan, hayli milliyetçi bir kadın olduğunu anlıyoruz. 1906’da doğan Robert’in kuşağı savaş ve karışıklıklar döneminin çocukları. 1918’de Alman İmparatorluğu’nun çöküşü, anarşi ve iç savaş koşulları. Bolşevik/Spartakist devrim korkusu, İspanyol gribi, darbe girişimleri ve 1923’teki korkunç ekonomik çöküş… Milliyetçi ve Weimar karşıtı bir ailede yetişen Robert liberal demokrasiye şüpheyle bakar… Geleneksel yapılara, sosyal ve siyasi otoriter yapılara dönmektir ona göre çare… Bu genç kuşağın çoğu kendini önemser, soğuk ve sert bir yapıya sahiptir, aşırı duygusaldır. “Wally’nin günlüğüne göre, Griesinger daha ortaokulu bitirmeden, aşırı milliyetçi, oldukça gerici bir karaktere sahiptir.
Griesinger’in önüne 9 Kasım 1938, Kristal Gece gibi Nazi kimliğini sergilemek için muhtelif fırsatlar çıkar. Kristal Gece’de, Stuttgart İtfaiye Teşkilatı yangınlara müdahale etmek bir yana, sinagogun ateşe verilmesine yardımcı olur. Kariyerizm onu, işgal altındaki Prag’da görev almaya iter, kendisi katil olmasa bile, 1941’den itibaren suça ortak olur, soykırımcılarla birlikte çalışır, en acımasız rejimin gönüllü bir parçası olur. Sıradan bir insan olarak…
1941 Prag Yahudilerinin tehciri
Dr. Griesinger, Prag’da, zorla çalıştırılmak için toplanan 75 bin Çek erkek ve kadının nakil işlemlerinde görev alır. Savaş sonunda, orada ölür. Cesedi bile bulunmaz.
Nazi iktidarında iş yapıyor olmaktan rahatsızlık duymayan, üstlerinden övgü peşinde, Nazi memuru kimliğiyle neler yaşandığının ve nelere yol açtığının farkında, sıradan biridir Dr. Griesinger.
Koltuğu döşemeciye düşmese ve saklı belgeleri Daniel Lee gibi bir araştırmacının eline geçmese, adı asla bilinmeyecek, herhangi bir Nazi memurudur Griesinger…
Faşizm, sıradan insanını, memurunu, gönüllüsünü bulmakta hiç zorlanmadı. Ne o gün, ne bugün.
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.