SİMERİNİ: “EIDE’NİN TUZAĞINA DÜŞTÜK”
22 Ocak 2016 – (tak)
Simerini manşet haberine “Eide’nin Tuzağına Düştük… Akıncı ve Anastasiadis’i İki Toplum Lideri Olarak Takdim Etti… Türkler İşgal Liderinin ‘Eşit Katılımı Nedeniyle Bayram Yapıyor… Başkan Çözüm İçin Dört Şart Koştu” başlık ve spotlarını attı. Gazete, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Dünya Ekonomi Forumu’nda kendisine sunulan kürsüyü tam değerlendirerek Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili tezlerini bütün katılımcıların önüne koyduğunu vurguladı.
Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in olası bir çözüm perspektifini ortaya koyduğunu, her iki liderin de 2016 içinde çözüm olabileceği görüşünde birleştiğini belirten gazete Akıncı’nın “çözüm başarılamazsa, başka seçenekler aranacak” sözünü öne çıkardı ve Davos’tan ve üçlü görüşme öncesinde düzenlenen Kıbrıs’la ilgi panelden izlenimlerini şu cümlelerle özetledi:
“Eide, Anastasiadis’in Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı olduğunu görmezden gelerek Akıncı ve Anastasiadis’i diğer davetlilere iki toplum lideri olarak takdim etti.
DİKO: “DAVOS SAHNESİ SADECE AKINCI’NIN DAHA DA YÜKSELTİLMESİ İÇİN KURULDU”
Simerini gazetesinin bugünkü (23 Ocak 2016) haberi (TAK):
DİKO, Anastasiadis’in Genel Sekreter ve Akıncı ile ortak görüşmede konuşulanlar hakkında detaylı ve samimi bilgilendirme beklediğini vurgulayarak şunlara dikkat çekti:
”Ancak Sayın Akıncı’nın yerleşikler, garantiler, daimi derogasyonlar, mülkiyet, toprak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tasfiyesi v.b ile ilgili tekrar ettiği açıklamalarını dikkate alırsak, tam olarak hangi yönlerde ilerleme sağlandı? Genel Sekreter’in kapsamlı çözümle ilgili iyimserliği nerden kaynaklanıyor? Genel Sekreter’in rutin tavsiye ve dilekleri maalesef Davos sahnesinin sadece Sayın Akıncı’nın daha da yükseltilmesi için kurulduğunu gösteriyor.”
“ANASTASİADİS KIBRIS SORUNU VE ÇÖZÜM KONUSUNDA EDİNDİĞİ SOMUT KAZANCI AÇIKLASIN”
EDEK “Davos sonuçları, sorumlu ve objektif şekilde gözden geçirildiğinde Türkiye’nin ve ilk kez Dünya Ekonomik Forumu’na katılan Sayın Akıncı’nın karlı çıktığı net ve şüphe götürmez şekilde ortaya çıkıyor. Başkan Anastasiadis Davos’taki temaslarından Kıbrıs sorunu ve çözüm konusunda edindiği somut kazancı açıklasın” görüşünü ortaya koydu.
EURO.KO Akıncı’nın Davos’ta “Türkiye’nin temsilcisi olarak görünüp konuştuğunu, Kıbrıs’ta işgal olmadığı, Türkiye’nin çözüme katalizör ve yardımcı olduğu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işlevsiz olduğu, Kıbrıs’ta iki halkı ve iki devleti temsil eden iki eşbaşkan bulunduğu şeklindeki Türk propagandasının üzerine eklemeler yaptığını” savundu.
“DAVOS BİR HATAYDI, DİLERİZ BEDELİ ÇOK AĞIR OLMAZ”
Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nun “Türk propagandası ve değişmez Türk tezlerinin öne çıkarılması için kürsüye çevrildiği” iddiasında bulunan Ekologlar ve Çevreciler Hareketi şu görüşleri ortaya koydu:
“Akıncı’nın işaret ettiği iki bölgeli iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyon taahhüdü Kıbrıslı Rumların bir dizi acı tavizinin sonucudur, mantık sahibi kimseyi tatmin edemez. Çünkü çözümsüzlük konusunda, Annan planını reddettikleri için Kıbrıslı Rumları suçladı ve Kıbrıslı Türklerin izolasyonundan söz etti. Davos bir hataydı. Dileriz bu hatanın bedeli çok ağır olmaz.”
Kiprianu: “Mayıs ayından önce çözüm yok”
23 Ocak 2016, Cumartesi (tak)
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Kıbrıs’ta Mayıs ayından önce çözüm olmayacağı değerlendirmesinde bulundu. Politis gazetesine göre Kiprianu, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanı Mevüt Çavuşoğlu’yla görüşmek üzere gittiği İstanbul’da, İstanbul Kültür Üniversitesi’nde Türk akademisyen ve öğrencilerin yer aldığı bir yuvarlak masa toplantısına katıldı.
Burada yaptığı konuşmada Kiprianu, müzakerelerde mülkiyet, toprak ve güvenlik konularında var olan anlaşmazlılara işaret ederek, (Güney Kıbrıs’ta Milletvekilliği seçimlerinin yapılacağı) Mayıs ayından önce bir çözüm olmayacağını söyledi.
Bugün gerçekleştireceği görüşmelerde, iki taraf arasında mesafenin olduğu noktalar ve garantiler konusunu gündeme getireceğini söyleyen Kiprianu, iyimser olup olmadığı sorusu karşısında, buna Davutoğlu ve Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmelerin ardından yanıt verebileceğini ifade etti.
Kiprianu, ileteceği tezlerin Ulusal Konsey’in Kıbrıs sorunuyla ilgili tezleri çerçevesinde olacağını belirtti.
Şimdi ben bu haberleri okuduğumda kusura bakmayın ama şüpheye düşüyorum. Hangi taraf haklı? Hep iyimser olan Kuzey Kıbrıs yöneticileri veya siyasileri mi yoksa yukarıda haberlerini okuduğumuz ve bizimkilerden farklı haber veren Güney’deki gazete ve siyasiler mi? İnanır mısınız artık gerçekten şüphe içindeyim…