Son günlerin sistemsel turunsolu Yunanistan’da şekilleniyor. Sistemin önemli güçleri; bildik klasik reçeteyi Yunanistan’a içirmek için ellerinden gelen iktisat ve iktisat dışı güçleri kulandılar. Amaç: Seksenlerden beri Dünyada Neoliebral kullanımda olan ilacı Yunanistana da içirmek olmaktadır. İlgili Kemer sıkmaları okurken; sanki kendinizi eski Şili, Arjantin, Brezilya veya çok daha yakında Türkiyede bulursunuz. Doksanalr sonrası Tüm dünya şekilenmesinde “Yeni düzen” adıyla kulanılan yapılanma politikalarında yakalarsınız; Rusya, Macaristan, AB içi yeni üyelerde hepsinde ayni reçete dayatılıyor. Üstüne “reforum, iyleştirme” anbalajı yaldızlı kelimelerle süsletilmektedir. Birden bastıran son 2007 krizi ile adeta tetriç olan İMF yeniden Avrupa semalarında ayni silah ile karşımıza gelir* Adını “reforum” koysa da, yeniden krizle sermaye hareketlerini düzenleme adına bildik klasik reçete tedaviye sunulur. Artık miyadı doldu denilen İMF bukez Avrupada ayni silahla karşımıza güzel yaldızlı kelimelerle geliyordu. Algılar bukez mükemeldi; AB algısı adeta sistemin örtüsü olup ilgili reçetenin ac acıtıcı gerçeği gizleniyordu. Zaten avrupada İMF seksen başarısız reçetelerinin bukez özelikle dünyada Avrupa hayranlı ülkelerde yeniden destek bulmasının sırrı da burada gizli oluyordu: AB algısı ve sistemin demokratik, insan hakları cümleleri ile kurgulanan demokrasisi, iMF reçetelerinin zehirli ilacını algıyla örtmeye yetiyordu.
Yukarda özetlediğim gerçeği algıyla örtme argümanını öyle uzakta aramamıza gerek yoktur. Son Yunnanistan krizi ve yapılan referandum sonucu ile Kıbrıs da algılarla yaklaşımın yüzleşmesini gayet kolay yakalamak mümkündür. Brakalım işbirlikcileri veya öteki bilmeden atanlara! Önemli kendine sol diyen insanlar dahi; Yunanistan krizini baştan Kapitalist genel krizle değil; AB kuralarını uygulamadığı için krize giren ülke olarak konuşanlar epey az değildi! AB kurgusu ile oluşan Algı sonucu; Avrupayı iyi görüp hataları hep Yunanistanda aramak istediler. Doğrusu: oluşturulan AB algısı ile Yunanistan krizinin gerçeklerini örtme başarısı hala devam edilmektedir. Hat da ilgili krizi Yunanistana ağırlaştırıp korkuyla hem AB gidişatı hem de Kıbrıs sorununda Çözüme dek özdeşleştirip tartışmalar yapılmaktadır. Anımsayın: AB ve Yunanistan olguları sanki ayrı ayrı olup; karşıtların rekabeti ile AB haklılıklarını yan yana koyanlar çok oldu. Kapitalist kriz; AB içi giderek Troyka adıyla da anılan merkezi gücün demokratik parlementerliğin de üstüne çıktığını, kimse görmek istemedi. Öz olarak: AB yapısının Kapitalist gerçekliğini algılarla başka dünyalara çekme yönü etkili oldu.
Konuyla ilgili epey yazı yazdım. Hem Yeni Çağ sitesinde, Hem de günlük Ortam gazetesi makalelerim toplansa kocaman kitap olup okunur. Ama nedense hep eleştirilen Neoliebralizim veya kararları ile adeta tiksinti yaratan İMF olayının birden “kurtuluşturulması” gerçekleri; oluşan birikim silip AB algısına teslim olundu. Alman sermayesinin Pazar ihdiyacı veya oluşan klasik Kuzey Güney Avrupa rekabetindeki Kuzeyin Güneyi ele geçirme hamleleri pek görülmek istenmedi. Sanki gerçek yakalanınca; bozulacak tılsım veya büyü ile AB algısının yerlebir oalcağı kaçışı yaşanıyordu. Sonunda tüm baskılar ve tehditlere karşın da; Yunanistan son hepimizin bilip hem de karşı çıktığımız klasik kemer sıkma prokramı ret edildi! Buyrun bakalım şimdi neolaccak?
Yunanistan referandumda hayır derken, rahatsız olan veya moral bulanlar bellidir. Kıbrıs da ise işler biraz karışık. Hem AB algılı hayranlıkla gelecek hesabı yapanlar; Yunanistan zayıflaması ile Kıbrıs sorununda çözüm bekleyenler; Kıbrısı sorunsal çözümde krizle yıkılarak umut yükseltenleri; Yunanistanı düşman görüp ona göre bakış sergileyen; daha nice olumsuz algılar sonucu; hala oradaki hayırın nedemek olduğunu anlayamama düşünde bulunmaktadırlar.
Yunanistanda neyin referanduma sunulduğu, krizin temelindeki nedeni, AB yapısının kurumsal gerçeğini tam anlayamama sonucunda ki yanılsamalara takılıyoruz. Halbuki krizde ister evet ister hayır çıksaydı da; genel kriz devam etiği için; Ab içinde de rahatlama olmayacaktı! Şimdi Yunanistan hayırı birilerine seçenek olarak başka sesin olduğu gösterildi. Olayı doğru okurken; Yunanistanda zaten uygulanıp yıkım getiren kararların yeniden yaşanmasına karşı oluşan direncin sonucudur hayır söylemi!Bu elbet baştan beri Yunanistanı ezerek alternatif olmaması için gösterilen çabaların da başarısızlığıdır. Ülke demokratik yapılarının değil; AB merkez bankası ile İMF eksenli para gücünün etkisinin sorgulanmasını getirdi. Sermaye Yunanistanı ezerek, başka ülkelerin de ayni yöne gitmemesini istiyordu! Bundandolayı krizi hafifletme yerine, teslim alma silahını kulandılar. Zaten Yunanistanda Syrizanın kazanması ile ispanya, Portekiz ve İrlanda gibi ülkelerde de Kuzey Avrupaya ters oranda sosyal muhalefet hareketleri sol olgularla yükseliyor. Yunanistanda bunu kesmek istediler. Bir ilginç not: Ayni Troykacılar başka ülkelerde yükselen ırkçı faşist güçlere karşı ayni silahı kulanmadılar! İsterseniz Macaristana veya son Polonyaya bakın! Ayni politik tutumu göremezsiniz!
Yunanistan hayır diyerek hep tektip algılı Neoliebralist yapıya bir tepki koydu. Devamı salt Yunanistanda kalmaması zorunlu. Başka krizle boğuşup sermaye dayatmalarına direnemeyen ülkeler için, yeni bir kıvılcım! Ayrıca; Syriza hareketi bir itifaklar oluşumudur. Sosyal muhalefet çizgili olup AB içi Neoliebral yapıya karşı bir sol arayıştır. Yılardır kökleşen ve yoksulukları artırıp sermayeyi şişirten Neoliebral karşıtlı bir hareketler başlangıcıdır. Bundan dolayı tavizsiz ve ağır koşulalarla bu hareket kumla örtülmek istendi. Fakat hep algıarla operasyonlar, probagandalar yapıldı. Öyle yapıldı ki; Siyrizanın talebi olmayan “Urodan çıkma, Ab dışına gidecekelr” korkutmaları durmadan tekrarlandı! Yine de Yunanistan hayırı bastı. Bakalım tüm silahları tıpkı Yunanistan seçimlerinde olduğu gibi başarısız olan Troyka hangi çareye baş vuracak? Biraz yumuşayıp şimdilik geciktirmeyemi başvuracak; yoksa: Yunanisttanı tamamen gözden çıkarıp belirsiz krize başka bir olgu daha mı katacaklar. Bu pek uzakta olmayan kararlarla zaten kendini ışıl ışıl gösterecektir.
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.