“Öte yandan, MHP’lilerin HDP’nin etkisine CHP’lilerden daha fazla açık olduğu da bir gerçektir. MHP yönetiminin HDP’ye karşı, tüm kapıları kapayan bir çizgi izlemesinin bir nedeni de MHP’nin tabanının eskisi gibi özel savaş döneminin yalanlarına fazla kanmayacağı olasılığının ortaya çıkmış olmasıdır.
Özetle, Barış Sürecini ilerletmekten Ateşkesi olsun sürdürme hedefine geri çekiliş ve buna bağlı olarak Erdoğan’ı Tecrit; MHP’yi Teşhir yakalanacak ana halka olmalıdır. Erdoğan demek Erdoğan ve Ergenekon demektir. Buna IŞİD de eklenebilir. Erdoğan bu Ulusalcı ve İslamcı ittifakının sembolüdür.
Böyle bir “geçiş dönemi”ne ihtiyaç bulunmaktadır. Önemli olan erken seçimin engellenmesi ve Erdoğan’ın gücünün elinden alınmasıdır.
Bu durumda AK Parti içinde değişim başlayacak veya AK Parti bölünebilecektir. Böyle bir olasılık durumunda ise, birçok başka hükümet olasılıkları ortaya çıkar. Bu durumda elbet HDP ateşkesin tahkimi ve barış sürecinin sürdürülmesi gibi talepleri daha rahat öne sürebilir hale gelir.
Ateşkesin sürdürülmesi şu açıdan da çok önemlidir. HDP her ne kadar bir “Türkiye Partisi” olma iddiasında ise ve böyle olmaya çalışıyorsa da politikaya Ortadoğu çapında bakmalı; stratejisini öyle belirlemelidir.
Burada ateşkes sürdükçe, Suriye ve Irak’ta özgürlük hareketinin yeni mevziler kazanması devam eder. Bu da doğrudan doğruya Türkiye politikasındaki güç dengelerini etkiler.
Oralarda hiçbir halkı ve dini baskı altına almayan laik ve demokratik bir düzen kurulması bir süre sonra Suriye’deki Arapların da bu demokratik yönetimi desteklemelerine ve devrimin tekrar demokratik devrimci bir yörüngeye girmesine yol açar. Bunun için koşullar olağanüstü uygundur.
Suriye’de devrimci ve demokratik güçlerin güçlenmesi ise Türkiye’deki politikayı da özellikle HDP’nin gücünü ve konumunu da olumlu etkiler.
Böylece Erdoğan’ın etkisini yitireceği koşullarda bir erken seçim bile, HDP’nin çok daha güçlü bir parti olarak ortaya çıkışının zeminini oluşturur”.
“Toparlarsak, Kürt Özgürlük Hareketi acil olarak şunları yapmalıdır.
- a) Derhal Ateşkesi Savunma çizgisine çekilmelidir. Eğer kontrol dışı davranış değilse son cezalandırma eylemlerinin özeleştirisini vermelidir.
- b) Erdoğan’ı Tecrit, Bahçeli’yi Teşhir ana vuruş yönü olmalıdır. AKP’den bile değil, Erdoğan’dan söz edilmelidir. Hatta aynı kafada olmasına rağmen, Davudoğlu’nun bulunduğu, Erdoğan’ın başkanlığı ile kendisinin başbakanlığı arasındaki çelişki bile işlenmelidir. Örneğin bir CHP AKP hükümeti bile Davudoğlu’nun bir tercihi olabilir. Ve onu Erdoğan’la karşı karşıya getirebilir. Ve bu bile Erdoğan’ın başkanlığı ve kontrolünde gidilecek kanlı ve provokasyon dolu bir erken seçimden daha iyidir.
- c) HDP derhal tüm sorunlarını ortaya koyacağı programatik, stratejik ve örgütsel durum üzerine açık ve hiçbir tabu tanımayan bir tartışma başlatmalı ve bir reorganizasyon kongresi toplamalıdır. Bugünkü yapısıyla Türkiye politikasındaki konumunu sürdüremez ve görevlerin altıdan kalkamaz. Allah’ın eşit kulları gibi bireysel üyeliğe geçilmeli; Hindistan’daki kast sistemi benzeri, bileşenlik derhal kaldırılmalıdır. Aşiretlerin birliğinin yerini Allah’ın eşit kullarının birliği almalıdır.
- d) KCK Suriye’de artık Kürtlük üzerinden değil, Demokratlık üzerinden Suriye’deki güçlerini yeniden tanımlamalıdır. Arapları kazanma mücadelesine girmelidir. Suriye’de demokratik bir devrim için koşullar olağanüstü uygundur. Hükümet Kürt kuşağından korkuyormuş, Demokratik bir Suriye ortaya çıksın da aklı başına gelsin. Bunun için hiç bir dile, dine, etniye göndermesi olmayan isimler ve semboller ve bir yönetim yapısı oluşturulmalıdır. Yani Kürtler Kürt olmaktan çıkıp demokrat olmalıdır ki Arapların, Süryanilerin, Ezidilerin, Nusayrilerin vs. demokratlığının yolunu açsın…”