Kısacası ,Türkiye’de 12 yıldır AKP’nin güya yapmaya çalıştığı demokratikleşme, gene eski sertlik yanlısı ve de şiddet yanlısı durumuna dönmektedir. Bu politikanın tekrar etkili olmasıyla, aynen 20 yıl önce veya süreçte gördüğümüz sertlik politikalarına dönüldüğü, komşularıyla , Yunanistan ve Güney Kıbrıs’la olan münasebetlerde Türkiye’nin gene eskisi gibi sertleşmeye başladığı da görülmektedir. Kıbrıs’taki, sertleşme maalesef bu politik değişimin bir etkisidir.Son zamanlarda gerek Tayyip Erdoğan’ın gerekse hükümetinin de aynı politikanın bir yansıması olarak sertleşmeye başladığı da açıkça görülmektedir. Hükümetin kendisi de aynen Ergenekonlaşmakta veya 12 Eylülleşmektedir. Yapı gene eski halini almaktadır. Tayyip Erdoğan aynen “Netekim Paşa”nın imajını almaktadır. Kefateryalarda yalnız başına sigara içen insanlara niye sigara içtiler diye çıkışmakta, kafeteryayı cezalandırmaktadır. Hükümet ve cumhurbaşkanlığı kendi ideolojisini aynen Mısır’daki gibi sosyal hayata benimsetmeye çalışmaktadır. Türkiye’nin şu anda etrafında olumlu temasta bulunduğu bir komşusu yoktur. Eski müttefik İsrail’le de araları açılmıştır. Bu yüzden de naçar kalındığından ötürü Gazze gibi şehirlerde arabuluculuk bile yapılamadığı için oralarda İsrail daha keyfi hareket etmektedir. Sertleşme ve kibirlilikte meydana gelen sorunlarla Türkiye maalesef saf dışı edilerek, lobicilikte bile başarı kazanamamakta, oralarda binlerce masum insan hayatını kaybetmektedir. Tunus veya Mısır’da örnek alınan AKP paralelinde partiler ise devamlı seçim kaybetmektedirler. Yeni gelen siyasetcileri ise eskileri yanlış ve olumsuz politikalar uyguladılar diye Türkiye’ye de bir sempatileri kalmamıştır. Türkiye gittikçe yalnız kalmaktadır. ISİD gibi örgütlere gösterdiği hoşgörü vesempatiden dolayı Türkiye’de bile hükümete karşı geniş yığınlar tepki içindedirler. AKP’nin yanlış uygulamalarından dolayı asıl şimdi Türkiye parçalanmanın eşiğine gelmiştir. 12 yıldır Türkiye insanlarına verdikleri olumlu demokratikleşme mesajları ise çoktan etkisini yitirmiş durumdadır. Politikaları yanlış olup devamlı yan çizdiğinden dolayı Türkiye yöneticileri devamlı eleştiri almaktadırlar. ABD ile son Orta Doğu olaylarından sonra da ilişkiler kopma aşamasına gelmiştir. Kendi dini görüşünü resmi ideoloji haline getirip hedef tutturamayan AKP, Tayip Erdoğan ve hüklümeti, maalesef gittik sonra kaybetmekte ve pek tabi ki Türkiye’ye de kaybettirmektedirler. Güya Suriye’ye müdahale etmek istemiyorlar diye pasif kaldılar ama görünüşte de ISİD’e yardımcı olan bu politikalar hiç de imaj olarak olumlu bir çehre çizmemiştir. Kobani olayları sırasında orada bir avuç insana yardıma gitmeye çalışan, orada yaşayan birçok insan, Türk ordusu tarafından maalesef engellenmiş ve ISİD’e Kobani’ye girme fırsatı verilmiştir ama bereket versin çoğunluğu kadınlardan kurulu oradaki milis PYD gücü direnmiş ve planları bertaraf etmiştir. ABD orada mukavemet olduğunu görünce havadan müdahale etmek mecburiyetinde kalmıştır.
Şurası belli ki Türkiye’deki milliyetçilikle yoğrulmuş ve Türkiye’yi esas bölen olan resmi ideoloji bertaraf edilmedikten ve de Türkiye demokratikleşmedikten sonra, Türkiye uzun dönemde kaybeden taraf olacaktır. Türkiye artık bir an önce demokratikleşmeli ve ülke insanını hem refah hem de iyi yönetilen bir ülkeye kavuşturulmalıdır.