Muğla Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri ile kömür ocaklarının özelleştirilmek istenmesine tepki gösteren enerji ve maden işçileri Muğla ve Zonguldak’tan Ankara’ya gelerek eylem yapmak istedi. Muğla’dan yola çıkan işçilerin yürüyüşü polis ve jandarma barikatıyla engellendi. İşçiler Yatağan’a döndü. Zonguldak’tan gelen işçiler ise Ankara’da karşılandı.
http://www.youtube.com/watch?v=19E0DIcD8TU
ŞİMŞEK’İN TABUTU TAŞINDI
Zonguldak’tan yola çıkan maden işçileri ise Ankara’da Toros Sokak’ta kendilerini bekleyen siyasi partiler, sendikalar ve demokratik kitle örgütleriyle buluştular. Ankara’da toplanan çok sayıda kişi ise Yatağan işçileri için yürüyüş yaptı. Yatağan işçilerinin engellenmesini protesto eden binlerce kişi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önüne yürüdü. Toros Sokak’ta bir araya gelen kitle, özelleştirme politikalarını protesto eden dövizler ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in temsili tabutunu taşıdı. Yürüyüş esnasında sık sık , “Bu daha başlangıç mücadele devam”, “İş ekmek yoksa barış da yok”, “Her yer rüşvet her yer yolsuzluk”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önüne ulaşan işçiler, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek için temsili cenaze namazı kıldı.
’30 MART’TA HESAP SORACAĞIZ’
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 6 aydır işçilerin Yatağan’da direnişte olduğunu hatırlatarak konuşmasına başladı. Atalay, “Bu sorunu halletmek zorundayız. Yatağan’ın özelleştirilmesini bu hükümete yaptırmayız, yaptırmayacağız. Bunu bizim önümüze getirenlere 30 Mart’ta hesap soracağız” dedi.
Maden-İş ve Tes-İş adına ortak açıklama yapan Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, “Özelleştirme ihalesi iptal edilmelidir Çocuk kandırır gibi işler yapmayın. Yolsuzluk soruşturmaları ayyuka çıkmış, memleket çalkalanıyor. Yapılmış, yapılacak bütün özelleştirme ihaleleri için yolsuzluk, usulsüzlük, şirket kayırma ve yandaş kayırma şaibeleri almış başını gidiyor. İhaleler daha yapılmadan alacak yandaş şirketlerin adları ortada dolaşıyor. Siz özelleştirmeden, ihaleden söz ediyorsunuz.”
CHP Milletvekilleri Nurettin Demir, Yakup Akkaya ve Akif Hamza Çebi ile DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve KESK temsilcileri eyleme destek verdi.
Kaynak: Birgün
Saat 16.00’da Yatağan Termik Santrali önünde toplanarak yürüyüşe geçen binlerce Tes-İş ve Türkiye Maden-İş üyesi, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Ankara, Ankara duy sesimizi, bu gelen işçinin ayak sesleri”, “Tayyip şaşırma, sabrımızı taşırma” sloganlarıyla, Madenci Anıtı’na geldi. Yatağan girişinde oturma eylemi yapan binlerce işçi, hep bir ağızdan “Yatağan işçilerinin andını” okudu. Burada yapılan basın açıklamasında konuşan Türkiye Maden-İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, siyasi iktidarın işçilerin tüm uyarılarına rağmen özelleştirme inadından vazgeçmediğini belirterek, “Talebimiz ihalelerin iptal edilmesidir. Ankara’ya, milletin parası, malı, mülkü yağmaya, talana, rüşvete, yolsuzluğa kurban gitmesin diye gidiyoruz” dedi.
Sözlerini “Yaşasın onurlu mücadelemiz, yaşasın tam bağımsız Türkiye” diyerek bitiren Girgin’in konuşması sık sık “Hükümet istifa”, “İşçiler birleşin, iktidara yerleşin” sloganlarıyla kesildi. Halkın da büyük destek verdiği basın açıklaması sırasında, evlerin balkonlarından dahi “Kahrolsun AKP iktidarı” sloganları yükseldi.
Yatağan direnişinin Ankara çıkartması – Atilla Özsever
YATAĞAN bölgesindeki enerji santralleri ve kömür ocaklarının özelleştirmesine karşı mücadele yürüten işçiler, bugün (24 Ocak’ta) Ankara’da büyük bir eylem düzenliyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığının (ÖİB) Muğla’daki Yatağan, Yeniköy, Kemerköy termik santralleri ile kömür ocaklarının ve Zonguldak’taki Çatalağzı (ÇATES) termik santralinin özelleştirilmesine ilişkin ihale tarihini ertelenmesi, işçilerin eylem programını değiştirmedi.
Maden ve enerji işçileri, “Özelleştirmenin ertelenmesini değil, iptalini istiyoruz” dediler. ÖİB, 24 Ocak’taki ihaleyi 3 ay sonraya, Nisan ayına erteledi. İşçilerin üyesi olduğu Türk-lş’e bağlı Türkiye Maden-lş ve Tes-lş sendikalarının Yatağan şubeleri, uzunca bir süredir özelleştirme karşıtı mücadeleyi sürdürüyorlardı.
Bölgedeki yerel halkın desteğinin yanı sıra DİSK, KESK, Birleşik Kamu-lş, TMMOB, TTB, Barolar Birliği gibi emek ve meslek örgütlerinin, CHP, İşçi Partisi (İP), TKP, ÖDP, EMEP gibi sol partilerin desteğini alan Yatağan direnişi, ülke gündemine de oturdu. 29 Aralık 2013te de Milas’ta yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı bir protesto mitingi yapıldı. Bu gelişmeler üzerine AKP Hükümeti, ihale tarihini erteleyerek belli bir geri adım attı.
Aslında Yatağan işçisinin mücadelesi, sadece yerel düzeydeki bir özelleştirme karşıtı mücadele değildir, aynı zamanda AKP’nin emeğe yönelik saldırılarına, esnek çalışma, taşeronlaştırma, özel istihdam büroları aracılığıyla işçi simsarlığına, işsizliğe karşı verilen mücadeleyi de kapsamaktadır. Maden-lş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, gelişmeleri şöyle özetledi: “Erteleme kararı, işyerlerindeki tansiyonu yükseltti. Bizim talebimiz özelleştirmenin tümüyle iptalidir. AKP, bu kararla ’30 Mart’taki yerel seçimleri atlatalım, sonra defterinizi düreceğiz’ demek istiyor.
Hükümet, bu kararla direnişin önüne geçebileceğini düşünüyor ama kimi kandırıyorlar, işçi şimdi daha çok bilendi”. Süleyman Girgin, “24 Ocak’ta Ankara’da ÖİB önünde yürüyüş ve eylem yapacağız. Gerekirse üç ay sonra Ankara’ya yeniden gelip bu kez dönmemek üzere özelleştirme kararını iptal ettirinceye kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz. Eylemimiz yerel olmaktan çıktı. Biz aynı zamanda ihalelerdeki yolsuzluğa, rüşvete karşı 76 milyonun malı olan kamu kaynaklarına sahip çıkıyoruz. Ülkenin bağımsızlığı, Cumhuriyet değerleri ve emeğin haklannı savunmak için mücadele ediyoruz” diye konuştu.
Maden-İş Sendikası Genel Başkan Danışmanı Dr. Fikret Sazak da, Ankara’daki eyleme büyük bir katılım beklediklerini belirterek “İşçi sınıfı, üretimden gelen gücü, örgütlü yapısı, disiplini, direngen tavrı ve gelenekleri itibariyle diğer sınıflardan farklı bir konuma sahiptir. Bu direniş, AKP’nin 11 yıldır emeğe yönelik saldırılarına karşı birikmiş bir tepkidir, sınıfsal ve toplumsal niteliği ağır basan bir eylemdir” dedi. Deneyimli sendika uzmanı Yıldırım Koç’un da, 21 Ocak tarihli Aydınlık gazetesinde belirttiği gibi 24 Ocak’taki bu işçi eylemi, aynı zamanda 24 Ocak 1980 İstikrar Programına ve yine 24 Ocak 1993’te öldürülen değerli yazar Uğur Mumcu’nun katledilmesine karşı da bir tepki niteliği taşımaktadır. Yatağan işçilerinin bu direnişi, Haziran Ayaklanmasının eksiğini de tamamlayarak işçi sınıfının toplumsal muhalefet hareketine ağırlığını koymasına ve öncülük görevini üstlenmesine de katkı sağlayabilir, sağlamalıdır.
(Yurt Gazetesi)
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.