Türk parası Avro karşısında da %3.5 oranında düştü Avro’nun 20 Aralıkta 3.0151 TL’ye çıkması son iki senede %0.44’ten %10.17 civarına yükselmesi anlamına geldi. Avro TL karşısında büyük değer kazandı. Bu oran Gayrı menkul borsasında 402 puanın üzerindeydi ki İstanbul Borsası ara index’te 1.3 düştü ve 2012 temmuzundan beri en düşük seviyedeydi. 2013’te %6.1 olan gayrı safi yurt içi hasıla cari işlemler açığını %7.1 genişletmeyi hedefliyordu. 2011 ‘de açık %10 du ama bu %18 değer kaybetti. Tüm bu istatistik veriler de bize ekonominin tehlike altında olduğunu ve AKP’nin totaliter tavır ve yönelimlerinin şu anda Türkiye borsalarını da tökezlettiğini ve demokratikleşemeyen Türkiye’nin sadece siyasal, politik alanda değil ekonomik alanda da gerilediğini göstermektedir. Aslında AKP ilk başlarda demokratikleştireceğim rolünü yapar gibi hareket etti. Birşeyleri güya başlattı ama tam olarak demokratikleşemedi. Çünkü demokratikleşmek AKP’nin de işine gelmiyordu. Onlar da sonuçta eski vesayetçilerin bıraktığı çarktan yararlanmaktadırlar. Türkiye insanlarını baskı altında tutmak onların da işine gelmekteydi. 12 Eylül’ün koyduğu yasalarla gazetecileri, yazarları ve aydınları onlar da baskı altına almakta ve hapislere göndermekteydiler. İşçinin asgari ücreti ve grev kararları da aynı kısıtlı anayasa tarafından engellenmekteydi. Sonuça AKP de 12 eylül ve resmi ideoloji ile örtüştü. Gelebilecekleri nokta veya yolun sonu buydu aslında.Fazla birşey beklemek de yanlıştı. Güney Doğu’daki Kürt sorununda da fedakarlığı PKK ve BDP yapmaktaydı. Onlar tek taraflı fedakarlıkta bulunmasa ve de sabretmese çatışmalar çoktan başlayacaktı. Bu yüzden PKK da AKP ‘ye güvenmediği için geri çekilmesini durdurmuştu. Türkiye’deki zeminin ne kadar kaygan olduğu ve pek güvenilemeyeceği sayelerinde paralel devlet ve cemaat tartışmalarıyla su yüzüne çıktı.
Aslında şu gerçeklik var: Türkiye’deki bugünkü yapının nedenleri ortadan kaldırılmadan ve bu yapı normal bir demokratik cumhuriyet yapısı kazanmadan bu sorunlar da ortaya çıkmaya devam edecek. AKP’liler bile hukuk soruşturmalarında kendi savunduklarını ayaklar altına aldılar ve bağımsız yargıyı kaale almamaya çalıştılar. Bu da hukukun daha Türkiye’de çalışmadığını ortaya koydu. Halkın seçeceği ama beğenmediğinde gene kendi oyuyla tasfiye veya elimine edeceği bir demokratik cumhuriyet modeli gerekiyor Türkiye’de. Bu yapılmazsa bu gibi sıkıntılar yaşanacak. Bizim ise Kıbrıs’ta bu sorunlara bağımlı kalıp canımızın yanmaması için bir an önce bir çözümün gelmesi artık şart olmuştur.