Muhalefette başka hükümette başka konuşma ve iş yapma âdeti sürüyor…
Aylardır meclisteki tartışmaları dinlerseniz, sanki de aylardır bu mevkide yer almaktadırlar çünkü kürsüden muhalefet ve hükümet adına konuşan vekillerinin bulunduğu mevki açıklamalarında hiçbir değişiklik olmamıştır. Ancak biraz daha dikkatli bakarsanız muhalefet diye konuşanlar aslında 7-8 ay önce hükümetteydi, hükümette olanlar ise muhalefette!
Elektrik konusu bu şovda en nadide parçadır. Sendika zaten bu nedenle bir süredir açıklamalar yapıp CTP’ye çağrı yapmakta ve kurultay ve seçim bildirgesini hatırlatmaktaydı… UBP ise kendi yaptıklarını unutarak, CTP’nin eski muhalefet günlerindeki açıklamalarını sakız etmekte ve kürsünden tekrarlamaktadır…
Bu konuşma ve açıklama şov, elektrik zammı sonrası da devam etmektedir.
“Son yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında devletin kendisinin faturalarını ödemediği veya yakınları, destekçileri olduğu için bazı işletmelerin borçlarının tahsil edilmesine engel olduğu için Elektrik kurumu üzerinde oluşan yükü halkımızın sırtına yıkma adına elektrik fiyatlarına %20 zam yapılmıştır” diye 4 Kasım 2011 tarihinde CTP başkanı Özkan Yorgancıoğlu açıklama yapmıştı. Bugün, bu açıklamanın altında artık UBP imzası var!
Ayni açıklamada Yorgancıoğlu “UBP’nin yanlış politikaları nedeni ile geçim sıkıntısına düşmüş insanlarımızın bu karardan sonra çok daha kötü koşullarda bayram dâhil bir yaşam geçirecekleri çok açıktır” da demişti. Yani 2011’de yüzde 20 ile durumu kötüleşen insanlar bugünkü yüzde 30 zam sonrası durumlarının ne olacağını da tahmin etmek zor ama tuhaf şekilde UBP yerine CTP yazıp insaf diyen de UBP oldu.
Yeşil ve turuncu arasındaki kısır döngü devam ediyor asıl insaf denmesi gereken budur…
Yeni durum, muhalefetin içini boşaltmak için CTP yeni dönemde kendi kendine muhalefeti de yaparmış gibi yapmaktadır. CTP’nin kimi etkili ve yetkili isimleri açıklamalar yapıp durumu kınarmış gibi yaparken, CTP parti meclisi ve parti içi toplantılarında sıkı fıkı kuzu sarması ilişkilerini de sürdürmektedirler…
Bu yapmacık muhalefet edermiş gibi hallerinin samimi olduğuna kimsenin inanmayacağını düşünüyoruz…
Yani evet, Yorgancıoğlu çok haklıdır, açıklamasını desteklemekteyiz; “devletin kendisinin faturalarını ödemediği veya yakınları, destekçileri olduğu için bazı işletmelerin borçlarının tahsil edilmesine engel olduğu için Elektrik kurumu üzerinde oluşan yükü halkımızın sırtına yıkma adına elektrik fiyatlarına zam yapılmıştır”…
Kamu ve yandaşlar harcamış, halk cezası ile ödeyecektir…
Ayrıca kimse yapılacak zam sonrası kapatılacağı iddia edilen güncel açığın kamu ödememeye devam ederse 3-5 yıl sonra gene birikeceğini, bunun için yeniden daha büyük zam yapılması gerektiğini konuşmamaktadır. Bugünkü mevcut durumda en büyük borçlu konumdaki Belediyeler, BRT ve diğer kamu kurumlarının bundan sonra nasıl ve hangi koşullarda ödeme yapacağı da bilmemektedir.
Bunun yanında turizm desteklenmesi önemlidir ama kumar turizminden trilyonlar kazananlara ucuz elektrik kullandırmak sonra da bu ucuz elektriğin faturasının farkını da bu coğrafyada yaşayanlara çıkarmak da başka bir anomalidir. Kumar turizminden dolayı yılın büyük kısmı ciddi doluluk oranları ile çalışan oteller ile kumarhanesi olmadığı için yaşam mücadelesi veren oteller de ayni teşviki almaktadır, kumar turizmcilerinin teşviki de bizlere fatura edilmektedir!
Bunun yanında 2 Şubat 2012 tarihli ve MD.1/2012-EÇ.1/2012 sayılı “Elektrik Kurumu ile Aksa Enerji Üretim AŞ arasında İmzalanan Kalecik-II Sözleşmesi’ne İlişkin Hazırlanan Ek Protokol-I Taslağı Hakkındaki Rapor” başlıklı Sayıştay Denetim Raporu ortaya çıkmıştı…
Raporun sonuç kısımda “Sadece kira bedeli ödenmesi halinde dahi, 2010-2024 döneminde Aksa Enerji Üretim AŞ’ye ihtiyaç fazlası 302.729.644.-USD ödeme yapılacağı, bugün itibariyle de söz konusu tutarın 232.576.120.-EURO denk geldiği ve bu durumda da yaklaşık 9 milyon Euro’ya mal olan santrallerden 26 adet alınabileceği” şeklinde tespitler de mevcuttur.
İlginç bir şekilde Elektrik Kurumu nasıl kurtulur diye yapılan resmi tartışmalarda AKSA ile ilişkinin yeniden gözden geçirilmesi çok küçük yer tutmaktadır…
Bu arada tartışma başka yerlere kasıtlı olarak çekilmeye çalışılmaktadır. Personelin yük olduğu söylenmektedir ama kurumun bütçesinde personel giderleri kalemindeki yüzdelik ayni şeyi söylememektedir.
Tüm bunlar bütün olarak düşünüldüğünde gerek KIB-TEK gerekse BRT zarar ediyor denerek toplumun gözünde terk edilmesi gereken kurumlar pozisyonuna sokulmaya ve özelleştirilmeleri için zemin hazırlanmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Hedef sat-kurtul devret-kurtul politikasıdır… Elektrik Kurumunu AKSA’ya, BRT’yi de TRT’ye devretme planlarını işletmektedirler…
Bu son zam da bu sat-kurtul politikasının yapı taşıdır…
Yeni Kıbrıs Partisi bu süreci yakından takip etmeye devam edecektir…
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.