Kıbrıs’ın kuzeyinde TC sivil-asker bürokratları her şeye karışmakta, her şeye müdahale etmektedirler. Davranış şekilleri Kıbrıs’ın kuzeyini bir vilayet gördüklerini net olarak gösteriyor.
Zaten geçen hafta Kıbrıs’ın kuzeyini ziyaret eden heyet burayı Türkiye’nin bir ili gibi gördüklerini alenen söylemişlerdi.
Bu nedenle bu coğrafyada TC elçisi yoktur, vali vardır. Elçi olsaydı şimdiye kadar TC Başbakanının ABD büyükelçisine attığı fırçalar gibi on defa da bizimkiler atması gerekirdi.
TRT haberleri konuyu birkaç gün önce vermişti, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone’nin açıklamalarına cevap veren TC Başbakanı Erdoğan, “Türkiye artık içişlerine yargısına karışılacak, dış politikada kendisine istikamet çizilecek ülke değildir” demiştir.
Erdoğan’ın Türkiye için “dışarıdan yasama-yürütme-yargı sistemlerine burun sokulacak bir ülke değildir” demesi onun ülke ile anladıklarını ortaya koymaktadır.
TC’nin hiçbir yönetim kademesi Kıbrıs’ın kuzeyini ülke görmediği, vilayet saydığı için yasamasına müdahale edilmekte ve yeni yasal düzenlemeler çıkarılmaktadır. Yürütmesine müdahale edilmekte, hükümet olduğunu iddia edenler TC yetkililerinin elinde maskara edilmektedir. Yargı kararları sürekli zorlanmakta, yargı sistemine olan güvenin sarsılmasına neden olunmaktadır.
Daha önce çeşitli bakanlıkların, Çevre Koruma Dairesi’nin, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nin kararları ile koruma altına alınan Dipkarpaz köyü ile en uç nokta arasına yol yapımı konusunda valinin açıklaması hatırlanmalıdır.
Halil İbrahim Akça Kasım 2012 tarihindeki törende yaptığı konuşmada, “en kısa sürede birinci etabın ardından ikinci etabı da yapılarak, yol Zafer Burnu’na kadar tamamlanır” dileğinde bulunmuştu.
Akça bu işi kendi aklı ile yapmıyor. Dipkarpaz’da dönemin belediye başkanı 2007 tarihinde NTV’deki bir programda ‘Erdoğan bize elektrik götürülmesi sözü verdi’ açıklaması yapmıştı.
Tıpkı TC’nin bir iline yapılan yatırımlar gibi memleketin gerçek başı ortalıkta dolaşıp yatırım sözleri veriyor. Daha sonra tıpkı Türkiye’nin diğer illerinde olduğu gibi hükümetin bölgedeki temsilcisi valiler de bunları takip ediyor.
Bu nedenle Halil İbrahim Akça’nın bir vali olduğu gerçeğini herkes kabul etmelidir.
Kıbrıs’ın kuzeyi dışarıdan yasama-yürütme-yargı sistemlerine burun sokulacak bir ülke değilse fırçanın tam zamanıdır!
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.