Geçtiğimiz yıllarda, Kıbrıs’ın güneyinde düzenlenen bir anti-faşist festivalde tanıştığım; Kıbrıslı Rum arkadaşım ile facebook aracılığı ile konuşma fırsatı bulduk… Tanıştıktan kısa bir süre sonra çok uzun zaman görüşememiştik; malum, İstanbul’da öğrenim görmeye gitmişti… Ve yine iki yıl süren İstanbul macerasının ardından tekrar Kıbrıs’a döndü…
***
Şimdi halen Kıbrıs’ta öğrenim görmekte…
Seçtiği bölümü nasıl olurda unuturum; işte bir şekilde çıkıverdi zihnimden…
Sadece okuduğu bölümden dolayı aldığı temel Türkçe derslerini hatırlıyorum…
Ve severek seçtiğini…
En başta beni çok şaşırttı Türkçe dersler alması…
O da benim şaşkınlığıma cevap olarak aynı şaşkınlık içerisinde “niye bu kadar şaşırdın?” gibi imalı bir mesaj ile cevap verdi… Ve ekledi sonuna:
– “Olması gerekenin bu olduğunun” altını çizerek …
Yani, Kıbrıslı Türk ve Rumlar arasındaki ilişkiler için dilin çok önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyor…
Gerek ortak mücadele edebilme açısından, gerekse insanların toplumsal yaşamı içerisinde daha kolay/ sağlıklı ilişki kurabilmeleri açısından…
Gerçekten de insani ilişkilerde dilin önemini kavramak için; toplumlar arası çatışmalara gerek yok zaten; insan bunun en somut örneğini sadece yaşadığı bir günü (dünü) düşünerek anlayabilir…
Kabul etmeliyiz: 1960’tan günümüze hesaplarsak; (sebepleri ayrı bir konu) sürekli çatışma halinde olan grupların; çok uzun bir sürede aynı coğrafyada fakat birbirinden ayrı yaşadığını unutmamalıyız… Haklı olarak endişeleniyor insan; hele de milliyetçiliğin ve şovenizmin sürekli malzeme olarak kullanıldığı ve gayette başarılı olduğu bu küçücük adada…
***
Evet, arkadaşım bu şekilde düşünüyor… Ve seçtiği bölüme de bu yüzden severek ‘katlanıyor’…
Ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitti…
Neyse…
Zaten tekrar konuşmamızda bu dersin bahanesiydi…
Kıbrıslı Rum bir öğretmeninin verdiği Türkçe derslerinden bir tanesinde; Kıbrıslı Türk ve Rum gençler arasındaki ilişkiler hakkında ankete benzeyen bir ödev yüklüyor bu gencecik insanların başına…
Evet, konu; geçmişte ve geçmişin günümüzdeki etkileri ile Kıbrıs gençliğinin durumunu inceleyen bir ödev…
Bu ödevle bağlantılı olarak gönderdiği on beş tane soruyu benden cevaplamamı istedi…
Severek yaptım…
Sadece bir soru çok dikkatimi çekti: “Kıbrıs’ta gelecek ile ilgili hayallerin nasıl? Bir-iki kelime ile açıklar mısın? ”…
***
Cevabım: “Hayır” oldu… Açıklayamam!
Sorulan onca sorunun sonrasında beklediğim bir soru değildi bu… Aslında hiçbir şekilde bu soruya cevap vermem…
Çünkü ben hiçbir zaman Kıbrıs’ın geleceği ile ilgili hiçbir şeyi hayal olarak düşünmedim…
Düşünmem de…
Başarılı olunur veya olunmaz… Neden olmadı/ sorun neydi/ nerede hata yaptık çok ama çok ayrı bir konudur bu…
Kişisel olarak biraccık bile katkım varsa bu onurlu mücadeleye gerçek mutluluk budur benim için…
Yine sigaram bitti…
Nedense bu tür konularda çok içiyorum bu meledi… Neyse ben bakkala gidiyorum; haftaya görüşmek üzere…
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.