.YeniçağTürkiye’nin Elindeki Rehineler: Türgce Gonuşan Gıbrıslılar - Halil Karapaşaoğlu
diğer yazılar:

Türkiye’nin Elindeki Rehineler: Türgce Gonuşan Gıbrıslılar – Halil Karapaşaoğlu

333 Takipçiler
Takip Et
Orjinal yazının kaynağıyeniduzen.com

1931 yılından 1940 yılına kadar “1931 İsyanı’ndan” dolayı Kıbrıs’da İngiliz koloni yönetimi bütün siyasi faaliyetleri ve seçimleri yasakladı. Yasağın kaldırılmasından sonra önemli örgütlenmelerden biri olan Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu (KATAK) Necati Özkan, Dr. Fazıl Küçük ve Faiz Kaymak dönemin önde gelen liderleri tarafından kuruldu. İlk ve son kez Kıbrıslı Türk cemaadı kendisini “azınlık” olarak tanımladı. Yapılan kongrede Kıbrıslı Türk azınlığının haklarını aramak, ekonomik ve sanayi açısından cemaadı gelişdirmek gibi hedefler öne çıkmaktadır (Bozkurt, 2015, syf.40). Türgce gonuşan Gıbrıslılar önemli bir azınlıg olarag yaşamlarını Gıbrıs’da sürdürdü. KATAK, 1943 yılında gurulduğunda cemaadın önde gelenleri gurdugları örgütün adında “Türk azınlığı” ifadesini gullandı. KATAK, cemaadımızın Gıbrıs’ın her yerinde örgüdlü olan siyasal yapılarından belkimda iki tanesinden bir tanesiydi.

18 Haziran 1955 tarihli TC Dışişleri Bakanlığına aid belgede TC’nin Türgce Gonuşan Gıbrıslıları “Türg azınlıg” olarag tarif eddiyini görürüg. 1956 yılında Türg hökümeti ve Türg kamuoyu “Taksim” tezini  resmi olarag gabul eddi (Armaoğlu, 1963, syf.188). 1956’dan soğra, Türg devletinin  Gıbrısla ilgili resmi politikasının deyişmesiynan, “Türg azınlığı” ifadesi bir daha gullanılmadı. İlerleyen yıllarda “Türg halkı” ve Rumca gonuşan Gıbrıslılarla “eşit statü”, “eşid haglar” gibi ifadeler gullanıldı. 1956’dan böyüne Türgce gonuşan Gıbrıslılarla ilgili bir söylem inşasına gidildi. Bu bizzad Türkiye tarafından yapıldı. Türkiye’den Gıbrıs’ın kuzeyine gelen yedgililer “Türklerin Rumlar gadar eşid haglara ve statüye sahib olduglarnı” belirdirler. Bu söylem deyişigliyi ve söylem inşası diggadimi çegmişdi. Gendi gendime, ben azınlıg bir cemaadın parçasıyım yogsa deyilim, deye sormaya başladım. Belkimda sormam gereken soruyu adlamışdım. Bir toblum “minor” bir toblulugdan “major” bir tobluluğa nasıl geçer? Neçin geçer? Sorulması gereken başlıca iki soru buydu.

            Özelliynan, bu soruları annamaya çalışırkana TMT’yi annamag, Türkiye’nin Gıbrıs politikasındakı arzularnı diggade almag geregmegdedir. Türkiye’de bulunan Özel Harp Dairesi’nin başdan organize eddiyi TMT’nin gerçeg adı “Kıbrıs İstirdat Projesi”ydi. İstirdat gaybedilmiş tobragların geri alınması, demegdir. Türkiye Gıbrısnan ilgilenmeg istememesine rağmen,  Rumca gonuşan Gıbrıslıların “Enosis” arzusu, İngiltere’nin Türkiye’yi Gıbrıs’da taraf olmaya zorlaması sonucunu getirdi. Türkiye’da ondan soğra bunu resmi bir politika haline getirdi.

Türkiye’nin Gıbrısnan ilişgisi Türgce gonuşan Gıbrıslıların varlığı üzerinden gelişdi. Üredilen bütün söylemler Türgce konuşan Gıbrıslıların Gıbrıs’daki “eşid hak ve statüye sahib olması” üzerinden guruldu. Türkiye, Türgce gonuşan Gıbrıslılara azınlıg olarag bakarkana bir anda bu söylem siyasal demeçlerden, resmi evraglardan çıkarıldı. TMT’nin bunda ciddi bir edgisi vardır. Unudulmaması gereken nogda TMT’yi Türgce gonuşan Gıbrıslıların yönedmediyidir. TMT’nin Bayraktarları ve Sancaktarları heb Türkiyeli gomandanlardan oluşmagdaydı. Gıbrıslılar alt mevkilerde görev almagdaydı. TMT’nin siyasal ve askeri planları Türkiye tarafından belirlenmegdeydi. TMT’nin ortaya goyduğu şidded aslında gendi varlığının cemaadımız içinde meşrulaşması ve itaad eden militarist bir cemaad yaradılması sonucunu getirdi. Bu durum Rumca gonuşan Gıbrıslılar tarafından da gabul edilmeg zorunda galındı. Artıg onnarın garşısından 1958’den itibaren Türkiye vardı.  

1956’dan böyüne 69 yıl soğra “azınlıg” statüsünden “Türg halkı” statüsüne “minor” toblumdan “major” tobluma giden sürecin gurulmasının sonucu bize neyi gösterdi? Böyün, Türkiye’nin bu söylem deyişigliynin, cemaadımızın korunması, yaşam koşullarnın eyleşdirilmesi, ceaadımızın Gıbrıs’da hag ve çıkarlarının korunması olmadığnı görürüg. 1956 yılından evvel gullanılan “azınlıg” söylemi Türk idaresi altında yaşarkan, Türkce gonuşan Gıbrıslılar tarafından bizzad gündelig hayadlarnın içinde süregli olarag gullanılmagdadır. Hepimiz tarafından dillendirilmegdedir. “Gıbrıslılar Türkiyelilerin azınnığı oldu” demeyen var? Hadda Türkiyeliler “bize siz gerçek bir Kıbrıslı mısınız?” deye sormagdadır.  Gıbrıslıların Türg kolonizasyonunun yaşandığı bölgelerde “görünürlüğü” bidme nogdasına gelmişdir. Türkiye nüfus yapımıza hiş özen gösdermemişdir. Seçme seçilme haggımıza saygı gösdermemişdir. Türkiye’ye garşı çıkan, emirlerne itaad edmeyen insannarmız, aydınlarmız bombalanmış, gurşunlanmışdır. Türkiye’ye girişleri yasaglanmışdır. Gara gara listeler oluşdurulmuşdur. Eyitim, sağlıg, ekonomi politikalarmız heb Türkiye tarafından hazırlanan pakedler aracılığıynan belirlenmişdir. Cemaadımız önemli gadrolarnı yitirmişdir. Çocuglarmız, arkadaşlarmız süregli olarag göç edmegdedir.

Rauf Raaif Denktaş’ın 1966 yılında yayınnadığı önemli bir kitabı var. Denktaş’ın bu kitabının adı “12’ye 5 Kala Kıbrıs”dır. Bu kitabın ilg basgısı Ankara’da basılmışdır. Denktaş,  Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi başganıdır. “Saat On İkiye, Doğru” isimli metinde Denktaş, “Önümüzdeki günlerde veya haftalarda alınacak kararla Kıbrıs’ın geleceği kesin bir şekilde tayin edilebilir. Bu kararlara tesir etmek imkân ve kudreti yoktur bizde” demegdedir (Denktaş, 2023, syf. 20). Denktaş, ayni metinde “Kıbrıs Türkünün en büyük kuvveti anavatana kayıtsız şartız bağlı olmasındadır. En büyük zaafı da anavatanı yönetenlere kayıtsız şartsız inanmış bulunmasındadır. Bu yöneticilerin beyanlarını, sözlerini Milli bir iradenin, milli bir siyasetin ifadesi olarak kabul etmelerindedir. Kıbrıs Türkü için anavatan her şeydir ve Kıbrıs davasında son sözü söyleyecek olan odur (Denktaş, 2023, syf.22).

78740405-223e-4a49-bccf-bde9c59bb7b7.jpg

Cemaadımızın Türkiye ile gurduğu bu ilişgi “hastalıg” düzeyindedir. Böyle bir gendini unuduş ancag kölelerin yababileceği bir şeydir. Sağlıglı insan sorgular, eleşdirir. Kimseye sorgusuz sualsiz bağlanmaz. Özne olmag için gavga eder. Köleler gendi gendilerni unudur. Bizim varlığımız üzerinden söylem inşa edilmesinin nedeni, Türkiye’nin gendi hag ve çıkarlarnın Gıbrıs’da korumag isdemesidir. Biz olduğmuz için Türkiye 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü oldu. Biz olduğmuz için Türkiye 1974’de Gıbrıs’ı işgal eddi. Türkiye 50 yıl soğra bütün sınıf ilişgilerni, ekonomig, kültürel, siyasal ve sosyolojig yabıyı gendi istediyi gibi gurdu. Partilerin kurultaylarına gadar müdahale eddi. UBP’nin parti başganını bile gendi istediği gibi seçdi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve çalışma arkadaşları hepimizin gözü önünde ayleleriynan, sevdigleriynan Milli İstigbarat Teşkilatı tarafından tehdit edildi. Bizzad Türkiye tarafından irademiz ezim ezim edildi. Edilmeye da devam eder. Türgce gonuşan Gıbrıslılar bunca sene Türkiye’nin Gıbrıs’daki hag ve çıkarlarnın korunması için rehine olarag duduldu. Bizi gullanarag yenñi bir hayad gurdu bize aid olmayan ve içinde bizim olmadığmız. Eyerlim Türkiye’nin varlığı kuzeyde uluslararası hukuk tarafından resmileşirse bu rehinelere ne olacag? Türkiye gendi insannarından daha lüks yaşayan, daha lüks arabalar süren, evlerde oturan, maaşlar alan bu rehinelere napacag? Gendi insannarnın gözünün yaşına bagmayan bir devled elinde dudduğu gendine epeyi maliyeti olan rehinelere napar? 

Gaynag

Armaoğlu, F.H. (1963). Kıbrıs Meselesi. 1954-1959. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları. Ankara.

Bozkurt, İ. (2015). Kıbrıs Türk Halkı’nın Siyaset Kurumu Üzerine. Zeytin Yayınları. Lefkoşa.

Denktaş, R.R. (2023). 12’ye 5 Kala Kıbrıs. (Kıbrıs davası hakkında düşünceler, notlar ve hatıralar). Denktaş Vakfı. Lefkoşa.

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
393AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin