Suriye yeni yıla belirsizliklerle dolu girdi. Bir yanda batılı kesim ve Türkiye cilalı Suriye reklamı yaparken, öte yanda Suriyede korkulan haberlerin de ilk kıvılcımları çakılıyordu. Özellikle Türkiye medyası yönetim rejim kurma sarhoşluğu ile davranıyor. Gelişen olaylalra yer veren yok. ABD ve müttefikleri ise acele etmeden gözlemlerle ilerleme amacında. İsrail ise koşulları kulanıp güney Suriyeye yerleşme uğraşında. Arap ülkeleri ise malunu oynuyor. Bir yandan Esatın gitmesine sevinirken, gelen ile ortaklarının yaptıklarından dda şimdilik memnun değiler. Ama Suriye hamlesini yapan kutsal itifaklar, şimdiden iranı hedefe koyduklarını açıklamaktan geri kalmıyorlar.
Artık Suriyede çöküş oldu. Neyin geleceği net değildir. Herkesin hesabı var. bunlardan biri de Türkiye. TŞ resmen iktidar boşluğunda tutunmaya uğraşıyor. İmaj algılarıyla gösteriş yapıyor. Ceket giyiyor, krevat takıyor ve içeriğini açıklamadan “herkese eşitlik” uçuşturuyor. Ama HTŞ gerçeği, İsrail çıkar mek-rkezli, Türkiye deneyimleri dahi, eğer bir ülkede birlikte alan alıyorsa, nedemek olduğu kanıtlarla oldukça donatılıdır. Suriye bağımsızlığı değil HTŞ şeryat, İsrail ortak Suriye olmama, Türkiye mümkün olduğu kadar hem alan kazanma hem de karşıtlarını etkisiz yapma peşinde. Amerika ise genel Empeyalist çıkarlarla davranıyor. Hedef salt Suriye değil Ortadoğu gerçeğinin de olması hep gözden kaçırtılıyor.
HTŞ yandaş destekçileriyle merkezi devlet kurma peşinde. İlk atamaları da resmi tamamlıyor. Özellikle, isdihbarat, ordu gibi atamalardaki cihatçı net resim kuşkkuları da alevlendiriyor. Suriyeli olmayan nice Cihatcı general oldu, istihbarat ağına konuldu. Buda ilk hamlelerden birinin, Suriyeye sokulan cihatçıların da yeni yönetimde üst kademede olacaklarıdır. Yine, siyasal tercihin de net örneğidir. Ayrıca uzun vadeli sözde anayasa ve seçim tarihleri de zaman kazanma şeklinde anlaşılıyor.
HTş ve baş Mütefikleri Türkiye ile İsrail memnun şekilde Suriyeden alalcaklarını almaya çalışıyorken, olaylar başka mesajlar da veriyor. Özellikle Fıratın doğusundaki SDG soruları artırıyor. Üstelik Suriye fetihçilerin ortak olmladıkları bir gelecek tasarılar da vardır. Kürt sorunundan tutun müttefiklik ile iran itifak ekseni bir karaşık Suriye fenomeni oluşturuyor. HTŞ önemli destekçi Türkiye bu konuda bastırıyor. İsrail ise bu apıların yok edilmesine şimdilik karşı..
Bunlar olurken de TC ve Kıbrıs medyaları haber yapmasalar da Suriyede katliyam haberleri yayılmaya başladı. Aleviler ve Hristiyanlar üzerinde değişik baskılar, saldırılar olmaktadır. İsrail Dürzilerle yeni itifak kurarak başka özerk alan da açma peşinde. Kadınlar ve başka mezhepsel şimdiden Suriyede korkmaya ve saldırılara uğruyor. İncili Suriye algıları ise bunları görmezden geliyor. Belli ki Suriye hem hesaplaşmalarda hem de kaliyam girişimlerinde karmakarışık bir şekle doğru kayıyor. Unutmadan, şu anda yönetim gibi görülen HTŞ gerçeği ile düşünmek zorundayız. Türkiye ve israilin yakın hesapları da şimdiden Suriyenin önemli kısmında yer alıyorlar. Gerçek olan anlatılannresmi Suriye değil başka Suriye yaşanmaya başlandığı olmasıdır.*******
Yılın başında yeni olaylarla çalkalanan başka ülke de Güney Kore oldu. Yıl sonunda girişilen sıkıyönetim ve başarısız olma sonrası gelişmeler ülkede epey sarsıcı sonuca da adaydı.
Geçen yıl başında yapılan parlemento seçimlerini kazanan Demokratik birlik parti otoriterliğe girişen başkan Yonu engeledi. Sene sonundaki ilan edilen sıkıyönetim, birkaç saat yaşadı. Parlemento ve halk bunu ret ederek durdurdu. Ardından yasal girişimler oldu. Savunma bakanı tutuklandı. Başkan yon ise parlemento kararıyla azedildi.
Durum bitmedi. Soruşturmalar devam ediliyordu. Savcılık isyan gerekçesiyle tutuklama kararı aldı. Cumhurbaşkanın isyanı demek onun nadir tutuklanma gerekçelerinden biriydi. Sonuçta onu tutuklamaya giden savcılık ve polis yetkililerini, Yongun korumları ve askerler engelendi. Yeni krizle G. Kore böylelikle yıla devam etmeğe başladı.
Geçen yıl başındaki paremento seçimimiyle demokratik denklem kurulurken. Şidi sıkıyönetim ilan eden ve azledilen başkanın tutuklanmasına korumalar ve nazı askeri kesimler engel oluyor. Daha vahim düşünülen tehlike şu: Yong taraftarları sokakta, Trumpdan yardım istiyor. Yonu ancak Trumpun kurataracağı sloganları atılıyor. Kore ve Amerikan bayrakları da salandırıyorlardı. Buda ülke için başka bir korkulan hamle haline geliyor. G. Korede lAmerikan askerleri olduğu, bazı konularda Amerikan yetkisi varlığı da akılda tutulmalıdır.
Yeni yıl günlerinde Kore alışılmamış ikileme düştü. Bunun sonucu da demokratik gelişme ile müdahaleli otoreiteleşme seçkilerinde sıkışıyor. Savcılık ve polisin ne yapacağı, Yongun direnciyle nereye dek gelelceği ikilemleri hep tehlikenin kendisini anlatmaktadır. Bakalım bu ülke yıl içinde neleri bize yaşatarak öğretecek.
