Hemen ekleyelim: bu konuda hala Kıbrıs yeni yıl sarhoşluğunda. Sorunların yaşanması bir yana, bunların gündemleşmesi, hele de yeniden alınan yerdem devamı, galiba salana salana uyanırken gibi olacağı görülüyor. Oysa dünya çoktan yaşananların devamı üzerinden konuşmaya devam etmektedir. Birkaç konu seçmeği uygun gördüm. Bazılarının hemen Kıbrısa geleceği de kkesin. Özellikle, Türkiyenin içinde olduğu konular, bazılarının da katgısıyla Kıbrısa dahi eklenmeğe çalışılacağı da kesin. Örneğin Kürt sorunu gelişmelerinden bazıları Kıbrısa da geleceği laflarını duymamız muhtemeldir.
Tekrarlayalım: hala Kıbrıs sarhoşlukta yeni yılda duruyor. Sorunlar aksa da bunların farkında olmayacak derecede, beyinler donuk. Ama istemesek de en azından Türkiyedeki birçok tartışmalar buraya da yanşayacak. Hele kimisi de buna Kınbrıs sorununu da malum şekliyle katacaktır.*****
Konuları izlerken, kaçınılmaz kulağa gelirken, mutlaka geçmiş birikiminizn önemlidir. Bir yandan da koşulları dikkatli bilmek kaçınılmazdır. Son olarak da bunların hangi ortamda gerçekleştiği de olmazsa olmazdır. Örneğin emperyalist plan olan BOP ve günümüz Ortadoğu oyuncuları demokrat olmazken, ülkelerde demokratik ortam yok derecede oluşurken, bu koşullarda demokratik yapıların siyasal seçenek olacaklarını öne çıkarmak resmen aptal yerine konma çizgisidir. Öyle ki HTŞ gibi ELnusra yapılı idolojik yapıdan Suriye demokrasisi bekleme veya işkal altındaki çoğu yöresiyle özgür halindenndem vurmak, hep aldatılmanın aptal versyonları olarak işlenmektedir. Söz edilen rejim savunulurken, açıkça laflar dizilirken, olmayan içerikleri varmış gibi söyleyip demokratlık çıkarsama ile resmen gelecek şekillenmektedir.
Yerel olarak tekrardan önemli iki olguyu da ekleyelim. Kıbrısta konuşulacakları en azından tecrübe olarak bilmek ve bunları yorumlara katma adına iki konuyu mutlaka kendi içlerinde tartışmak şart. Bakın önceki makalemde Annan planının bölgede üretiği Mavi Akım pazarlığını hatırlatım. Bunu çoğu hat da hemen hemen K. Kıbrıstaki tartışmalarda pek katan yoktu. Oysa Annan planı Rum hayırından günümüz Mavi Akımın tek Rusyanın Avrupaya açılma durumu karşımıza geldi. Onun için Kıbrıslılar en azından önümüzdeki dönem gelişecek, şimdiden yapılan birşok çabayı gerçekleriyle kavrama adına yeniden yaşanılan gerçekleriyle Annan planını değerlensinler.
İkimnci olgu da şu: belli ki Ortadoğu oynamalarında ve Türkiye devletinin rejimi daha da geliştirme adına Kürt kartı hem bölgesel hem de Türkiyeleşmenin gündemi olacak. Biliyorum: bu konuda “aman dokunma” korkusu vardır. Bu korku miskindir. Ama miskin korku yerleşirse, çıkar ayrıcalıktan da yararlanma öteki faydacılık vardır. Fakat, genelde pek konuşulmayan ve korku misali olan Kürt konusu yeniden hızla canlandırıldı. Öcalan dahi resmi devlet kesimiinde Kulanılma esrumanı oldu. Ama K. Kıbrısta, Kürtlerin dahi olduğu, Güneyde mülteci Kürtlerin varlığına karşın bu gelişmeler hala konuşulmuyor. Halbuki, Kürt konusu yeni Ortadoğu hele de Suriye ıraktaki arayışta kulanılan kesimlerden biridir. Tabi ki fırsatı kulanmak isteyen kürt örgütleri de vardır. Hem ülkesel, hem Ortadoğulaşma ve Emperyalizmin Ortadoğu politika hamlelerinde Kürtler kaygan bir kart biçimiyle kozdan normal kareye masada.
İstemesek de bazıları da yeri geldiğinde bir yerden Kırıslaştırılacak kıyama sokacaklar. Hele Kıbrısta çözüm veya öteki resmi idoloji kulanımda gelişmeler önemli mavzeme yapılacak. Tabi ki gerçekleriyle değil, kendi çıkarları veya istenilen lafları söyleme adına olacaktır. Bu kaçınılmazdır.
Çoğu unutu: Annan planı döneminde dahi örneğin profesör Hüseğin Bağcı, açıkça uyarı yaptı. Kuzey kIbrısta vatandaşlıklar kabullendirirken, Kürt nifusun Kuzeyde Y.5 geçmemesine dikat çekti. Bunun gelecekte Kıbrısta Kürtlerin azınlık haklarının olacağı ihtimalini söylediydi. Fakat, net olarak planın uygulanmayacağı oluşurken, bu uyarı da olduğu yerde kaldı. Demek ki, istemesek de Kürt konusu buraya şu veya bu şekilde gelecek. Kimine de gelişmelere göre benzetme olanağı da verecek. Fakat, K. Kıbrısta her konuda olduğu gibi, bilgisizlik ve korkuyla kaçınma karışıklıkta olay doğrusuyla değil, kendine yontulmuş şekliyle konışturulacak. Zaten HTŞ konusunda ilk ders yeniden yazıldı. Cihatcılıktan demokrasi çıkarma veya tarikatların ilericiliği kabule şayandır. Bizi ilgilendirmez türküsü de tekrardan gadroptan çıkmmaya hazırlanacaktır.
Tabi bir de ekonomik belirsizlik de gündeme gelecek. Türkiye gerçeğinden soyutlanarak, ezber AB dışına çıkamama ile bireysel çıkarın örtüştüğü tuhaf ekonomi burada konuşulurken, dünya iki olguya şimdiden odaklandı: Trumpun gelişiyle söylediklerinin yapılıp yapılmaması ve Almanya seçimlerinin sonuçları ekonomik genel duruma önemli etki yapacaktır. Zaten dünya genelde bu yılın eskisine göre daha kötü geçeceğini söylüyorlar.
Kısaca, şimiz zor. Ama daha zoru, konulardan da uzak olmamızdır. Paradoks dokunma ise hem yaşayıp hem de başka düşünme çelişkisi sonucu da ne seçenek var nede gerçeklerin tartıştırılmadığı birçok koşuldan geçeceğimiz de kesin. Ama insanın yaşadığı gerçeği, mücadele ile yeni umutların da olamayacağını kimse söyleyemez. Bunu bazı direnişlerde ülkelerde dahinyaşadık. Dileğim, benim bu yıl güzel direnişli başarıları da yazmamdır. Tabi acıdır, Kıbrıs için bunun pek de ışığın yok.