iktibasGözde BedeloğluMujica’ya minnet Le Pen’e nefretle… - Gözde Bedeloğlu
diğer yazılar:

Mujica’ya minnet Le Pen’e nefretle… – Gözde Bedeloğlu

333 Takipçiler
Takip Et
Orjinal yazının kaynağıbirgun.net

Dünyanın en yoksul devlet başkanı olarak anılan José Mujica, 2015 yılında görevini devrettiğinde, ardında yaşam kalitesi yükselmiş bir ülke bırakmıştı. Mujica yönetiminde Uruguay’ın demokrasisi güçlenmiş ve ekonomisi büyümüştü. Kıtanın en özgür basınına sahipti. Beş yıllık görev süresinde önemli reformlar gerçekleştirdi. Kürtaj yasallaştı, eşcinsel evlilik tanındı, sendikalar güçlendirildi, asgari ücret artırıldı ve yoksulluk oranı geriledi. José Mujica, 60’ların ortasında Küba Devrimi’nden ilham alan Tupamaros hareketine katılmış, askeri darbe döneminde hapis yatmış, işkence görmüş, faşistlerin ‘devlet düşmanı’ dediği Marksist bir gerillaydı.

1985 yılında legal siyasete adım atarak önce milletvekili, sonra bakan ve ardından devlet başkanlığı koltuğuna oturdu. Halkın yüzde 52’lik desteği zaman içinde yüzde 70’lere ulaştı. Başkanlık sarayı yerine kendi çiftlik evinde yaşamayı tercih eden, maaşının yüzde 90’ını bağışlayan, 87 model Vosvos’undan vazgeçmeyen Mujica’nın görevini devrettiği 2015’te, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bin odalı yeni Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni tanıtıyordu. “Buraya harcanan her kuruş milletimizin ve devletimizin itibarını yükseltmek içindir. İtibardan tasarruf olmaz. Bizler bugün varız, yarın olmayacağız. Ama bu mekân, inşallah nice cumhurbaşkanlarına ev sahipliği yapacak.”

***

Bugün 89 yaşında olan eski Uruguay devlet başkanı Mujica, yemek borusunda başlayan kanserin karaciğerine yayıldığını söyleyerek tedavi olmayı reddettiğini açıkladı. Busqueda dergisine konuşan eski başkan son günlerini çiftliğinde geçirecek. “Mutluluğa değil, zenginliğe odaklanmış durumdayız, hayat geçip gidiyor” diyen Mujica, dünyanın en yoksul devlet başkanı olarak anılmasıyla ilgili olarak şöyle demişti: “Fakir değilim, tutumluyum. Çünkü sahip olduğum özgürlüğün keyfini sürmek için zamana ihtiyacım var. Yoksulluğu değil, ölçülü olmayı ve ağır olmayan bavullarla yürümeyi seviyorum.”* Düşündüğü, inandığı gibi yaşadı. Elinde bir yüzük, sırtında bir hırkayla gelip kendini yüksek duvarlı sarayların içine hapsetmedi. 87 model Vosvosu’na otostopçu alacak kadar halkıyla iç içe bir lider oldu. İnsanlar çevresinde, korkudan ve menfaatleri için değil; sevgi ve minnettarlıkla toplandı. Artık zamanının dolduğunu, halkına veda etmek istediğini söyleyen Mujica, çiftliğindeki ağacın altına, köpeğinin yanına gömülmek istiyor. Ne demişti Erdoğan, “itibar çok önemlidir.” Mensubu olduğu sağ geleneğin ‘devlet düşmanı terörist’ olarak gördüğü Marksist gerilla Mujica, devletinin itibarını saray yerine demokrasiyle yükseltmeyi tercih etti. Yoksulluğu azalttı, refahı yükseltti. Erdoğan haklı “bizler bugün varız yarın olmayacağız.” Ardımızda bıraktıklarımızla anılacağız. Mujica ve hayat arkadaşı Lucía’nın bir çiftlik, bir Vosvos’tan başka mal varlığı yok. “Ben insanların geceleri yatacak bir saçak altı bile bulamadıkları dünyada, başkalarının 500 metrekarelik malikânelerde yaşamasını anlamıyorum. Evsizler için ev, suyu olmayanlar için su, ekmek lâzım. Sen böyle bir dünyada özel uçağım olsun, diyorsun. Herkes daha fazlasını isterse, bir gün kimseye bir şey kalmayacak.”*

***

José Mujica, mücadelesi ve mütevazılığıyla sadece Uruguay halkının değil, dünyadaki pek çok insanın sevgi ve saygısını kazanmış bir devrimci. İyi vakitleri uzun olsun. Bir de nefret ekip nefret biçen, her gün ölmesi arzulananlar var. Onlarda biri bu hafta Fransa’da öldü. L’Humanité Gazetesi’nin hakkında ‘Nefret onun işiydi’ başlığı attığı kişi, aşırı sağcı Ulusal Cephe partisinin kurucusu Jean-Marie Le Pen’di. Le Pen, Holokost’u tarihteki küçük bir detay olarak görüyordu. Göçmen karşıtı söylemleriyle ırkçılığı körüklüyordu. Cezayir’in Fransa’ya karşı verdiği bağımsızlık savaşı sırasında Le Pen’in, Cezayirli militanlara çeşitli işkenceler yaptığı biliniyordu. Görüş aykırılıkları gerekçesiyle bizzat kızı Marine Le Pen tarafından kendi partisinden kovulmuştu. Paris’teki Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan faşizm karşıtı Fransızlar, şarkılar ve danslar eşiliğinde Le Pen’in ölümünü kutladı. AFP’den yayımlanan açıklamaya göre ailesi, Le Pen’in ‘etrafı kendisini sevenlerle çevriliyken’ yaşamını yitirdiğini belirtti. Oysa bir faşist en çok, sevmeyi bilmediği için faşisttir. İçinde korku barındıran ‘saygı’ sadece yanılsamadan ibarettir. Bunu sevgi olarak yorumlamak ise imkânsız. Evet, en yakınların tarafından bile… Ne biriktirdiysek mirasımız o. Le Pen’inki nefret oldu. Mujica ise bize gerçek yurtseverliği ve demokrasinin önemini anlattı, yaşadı, yaşattı. Kiminin ölümü insana bahar gibi geliyor, kiminin hayatı insanlığa ilham oluyor.

* Andrés Danza – Ernesto Tulbovitz “Saraysız Başkan José Mujica” Tekin Yayınları

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
367AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin