yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKoşulların kendisi ve örgütlü siyasal birliktelikle yaklaşmak - Özkan Yıkıcı
diğer yazılar:

Koşulların kendisi ve örgütlü siyasal birliktelikle yaklaşmak – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Son dönemde etrafımızda epey sarsıntılı gelişmeler oldu. Salt yerel veya ulusal değildi olanlar. Ortadoğu ölçekli sınırıyla da kalınmadı. Genel dünya politikasının resmen fay hatlarının bölgemizde kırılması, yeniden dizayin etme siyasetlerinin pratikteki karşılığı idi yaşanan. Savaşlar var, diplomasinin her türlü kuralı her an gündemden gelip geçiyor. Sınırlar altüst derecesinde ısınıyor. Kırılmalar gırla. En gelişmiş teknolojik askeri silahlar kulanılırken, en gerici kesimler de seçenek olarak yeni dönemde etkinlikleri artıyor. Bir altüst dönemi yaşanıyor. Şimdiden kaybeden ile kazananlar, tarih olan devlet yapıları ve yeniden ısıtılan bölgesel yeni denklemler savrulup ordan oraya gidiyor. Bir de artık en güçlü Amerianın Trump dönemi başladı. Klasik bildik Amerikan dödönemsel değişim gibi olmadı. Krizlerin geneldeki aynaası sonucu Amerikada da taşlar yerinden oynadı. Acı olan, tüm bu gelişmelerin hepsinin en gerici idolojik eksenlerle belirlenmesidir. Ortadoğuda artık demokratik devrimci hareketler etkin değildir. Filistin hareketi iyice etkisizleştirildi. Kürt kakrtı yeniden masadayken, karmakarışık denklemin siyasal çözümlenmesine uğraşılıyor. İran ise yeni hedef olarak ne olacağını bekliyor.

Tüm bunlar Kıbrısın çevresinde oluyor. Tabi Kıbrıslılar olayın farkında olmasa da gelişmelerin rüzgarı çoktan kıbrısa ulaştı. En basitiyle Güneyde direk Amerikanın üstler almasını gösterebiliriz. Yine Amerikanın daha açık netleşen gerçeği de adamızda oluşturuldu. Fakat, fantezi ve müsaadeli politik ortamımız tüm bunları hala saçmasapan şekilde konuşanların kısgacında kalınıyor. Sanki Amerikanın güneyde üst alması veya silah satması eşitdir Kuzey için olma hamasi algısına devam ediliyor. Türkiye gerçeği ile Amerikan bağımlı genel politik yelpaze hiç akla getirilmez. Tıpkı öteki Kıbrıs gelişmelerinde batının direk müdahalesiyle olması gibi. Herkes müdahaleli aa politiğinde garnetür kahramanlık alma dışına çıkılamıyor.***

Direk içimizde olan çevrelerde remsmen taşlar oynuyor. Tekrar edelim, her değişim eşitdir ileriye gidilmez. En moderin teknoloji kulanmak da moderincilik değildir. Tek bir gerçekle somutlayalım: bugün son Ortadoğu oynunda cihatçı kesim siyasal olarak önemli sahada rol aldı. Çoğu devrilen devlet aygıtından çok daha karanlık ortaçağ yapılıdırlar. Ama kulandıkları en moderin teknolojik silahlarldır. Gelişen teknoloji ile kulanıp siyasal kazanç sağlayan gericilik ve İsrail tipi faşizim de öteki paradoksal ortaklık olduğu, ne yazık karşımızdadır.

Deyerlendirme yaparken, gelecek beklentiler öngörürken, koşullar ve siyasal örgütsel durumları mutlaka gözetmeliyiz. Gözetlersek, pek kolayca aldatılma döngüsüne düşmeğiz. Örneğin en son Suriye olayında kkoşullar sonucu Esatın giderken yerine gerici cihatçıların konumlanmak isteneceğini, israilin fırsatı kulanacağını kolayca biliyorduk. Türkiyenin de Yeni Osmanlı stratejik ile batıyla birlikte davranma sonucu fırsatı kulanmaya çalışacağını da zaten bizat tTürkiye ilan ediyordu. Anlayacağınız: krizler var ve müdahaleler de çelişkili şekilde sürüyor. Ama net olan, şimdiki siyasal örgütsel yapılar ve yaşanan koşullar nedeniyle gelişmeler demokratikseçeneklerinde olmladığı öteki acı dokunandır. Onun için kazanan ve kaybeden kim olursa olsun, yeni Emperyalist dizayin şekliyle bölge şekillendirilecektir.

Sadece son günlere bakalım: Suriyede Esat rejimi çöktü. Hem de çok çabuk şekilde. Bu çöküş sadece Esata veya laik tipi arap rejimleriyle sınırlı değildi. Rusya ve iran başta olmak üzere Ortadoğuda kaybeden devletler de oldu. İsrail tahmin etmediği kadar Suriyeden hem toprak aldı hem de karşıt siyasi erki kırdı. Aynisini Türkiye de deniyor. Hat da Halepde Türk bayrağı dahi çekildi. Ama işler öyle kolay gitmiyor. Şimdi yeni koşullarda Suriye toprakları paylaşımı yanında cihatçı en gerici HTŞ ile gelecek oluşturma peşinde.  Durum bukafarla kalınmadı. Ortadoğunun Filistin kartı şimdidik zayıflarken, gündemden güşerken kürt kartı ısıtıllıyor. Öyle ısıtılıyor ki Türkiye, Suriyedeki kesimler, ırak, iran Ve Amerika işin içinde. Kürtler ise şimdilik dağınık örgütlerle bölgede oynuyor. Ancak özellikle Amerika devreye diplomasiyi koydu. En basitini belirtelim: PYD ordu komutanı Mazlum uçakla Erbile götürülüp Barzanilerle görüştürülddü. Layni şekilde Şama da taşınıp HTŞ ile temaslar üst düzeyde oluştu. Barzani ise Ankaraya gider. Tüm bu dolaşıma bir de yeniden başlayan İmralı ziyaretli gifiş gelişler de başka alan olarak ısıtılıyor.

Okurken bire karışıklıktan kafanız karışması normal. Ama konu karışık denklemdre ve otoritr yeniden sömürgreleşme koşulalrında böyle oynanır. Onun için, Türkiyedeki son MHP ilanıyla başlayan ve yeniden Öcalan ziyaretleriyle dolaşımda olan gelişmeler pek de net destek alamıyor. Kuşku ve belirsizlikler yaygın. Hele de devletin bir yandan Öcalan derken, öte yandan kaayimden tutuklamalara hız vermesi ikilemi kuşkuları artırmayıp da ne yapacak. Tabi tüm temaslardaki bilinmezlikler de işin gırlasıdır.

Peki; Kıbrıs sorununda resmen taraf olan, günümüz koşullarını kulanıp daha fazla kazanma hamleleri yapan, kendi devlet dönüşümüne deam etme siyasti güden tutumlarla KIbrısta deyerlendirme yapılıyormu derseniz, hayır. Sadece bazılarının sahte lafları ve kimisinin de hamasi atışlarıyla arada bir peşrev yapılıyor. Koşullarla neyin gelme olasığığı dahi akla getirilinmiyor. Önce somut koşullara uyum hiç yok. Birilerinden beklentilerle kendi havalarını uydurma sıkışıklığı oluyor. Fakat en eksik olan son gelişmeler ile siyasal güçlerin durumju hiç yorumlarda katılmaz. Sanki umut geleceği gibi sunulur. Daha basit çelişki ise “gitmem” derken, tıpış tıpış gidilme tekrarının daha da acemice gerçekleşmesidir. Zaten, özellikle Kuzey kIbrısta nasıl bir gelecek Kıbrıs siyasal talepler artık sıfırı tüketi.

Ama yine de atışlar serbes. Hele Türkiyede olanlar, oranın sihyasal hedefleri ağza dahi alınmıyor. Sadece “sayesinde ve garantörlüğü” denip brakılıyor.

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
373AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin