yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYeni bilmecede Suriye - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yeni bilmecede Suriye – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Zaten ikibinonbir yılıyla birlikte, Suriyenin eski Suriye olarak brakılmayacağı kesindi. Hamleler oldu. Anlaşmalar yapıldı. Sürgünde kukla devletler kurdurtuldu. Dışardan cihatçılar taşındı. İşkaler üzerinden yeni bölgeler oluştu. Komşular Suriyeden toprak kapma yarışına girdi. Derken, bir noktada tıkanış oldu. Nefes alır gibi ile yeniden kartlar karılıp dağıltıldı. Sonra masaya konmaya başlandı. Sanki gibi yapılan tüm anlaşmaların yerlebir anlık oluşunun yangınına düştük. Sonuçta, eski Suriyenin kalmasını nerede ise merkezi hükümet dışında kimse istemiyordu. Pozisyon da hep ona göre alındı.

****

Çok değil, on fün on gün önce Suriyee yaşananlar dense, kimse inanmazdı. Haht da harekete geçen HTŞ dahi bukadar kolay Şama ulaşacağına inanmayacaktı. Ama bir anda dünün herkesin Terörist dediği, dağıtılması algısıyla tartışılan HTŞ şimdi ayni kesimlerce “muhalefet” algısıyla siyasal dönüşümlü örgüt olarak isimlendiriliyor. Daha ileri gidilip tıpkı zamanında Talabana yaptıkları gibi değişmiş iyi gömleği dahi giydiriliyor.

Gerçekten, son HTŞ saldırıları ve Suriyenin kolayca önemli “Halep ve Hama” gibi şehirleri teslim edilmesi, epey şok dalgası yaratı. Artık on gün öncesi Suriye yok. Hele Astan anlaşmalarıyla HTŞ dağıtılması falan gündemde sıfırlantıldı. Tam aksi dünün terörist denilen, dıştan taşınan cihatçı örgütlerin, şimdi gelecek Suriyedeki rolü tartışma eksenine oturdu. Elbet önemli eksikliklerle de sistemi ayıklama anlayışıyla birlikte.

Suriyede son dönemde eksene çıkan HTŞ gibi örgütlerin aslında Suriyenin kendisinden değil, işkal altı topraklarda beslenerek güçlendirildi. Yapılan anlaşmalara karşın silahsızlandırma ve dağıtma yerine tam aksi silahlandırıldı. Suriye gündemi belirli dönemde dondurtularak, sanki herşey normalmış algısı oluşturuldu. İtiraflarla da öğrendik ki İhalar eğitiminden noderin tanklara dek idlip yöresine akıtıldı. Ukrayna ve Fransız uzmanlarının eğitmen rolü oldu. CİA desteği de bizat Amerikadaki mefya tarafından dokunuldu. Bunlar bize olayın normal koşulalrla oluşan örgüt değil, dış destekli tıpkı IŞİD gibi anlayışlar emperyalist siyasal planlı yapılarla karşı karşıya olduğumuzu anlatmaktadır.

Ayrıca, hep Suriye dondurtulup gündem yapılmazken, yapılan başta İdlipteki yapının silahsızlandırma belgelrinin uygulanmaması eleştirilmezken, meyerlim heni hamlelerin hazırlık dönemi oldu. Hatırlarsanız, bir zamanlar Merkel ve Obamanın danışmaları Ukraynadaki Ateşkes için ayni oyalama ve hazırlanma olsun diye imzaladıklarını anlatıydılar. Şimdi de anlıyoruz ki Astanada imzalanan ve İdlipin Rusya suriye tarafından kurtarılmasının engelendiği belgede, silahsızlandırma ve dağıtma görevini Türkiye aldı. Ama tam aksini de uyguladı. Bunu en son HTŞ yapısının taşıdığı silahlar ve dıştan gelen onbinlerce cihatçı gerçeği ile kanıtlamaktadır.

Artık eski Suriye yok. Gülünç olan: aldığı kararlarla pratikte uygulatamayan Astana yapısı da tuhaf şekilde Dohada toplandı. Sanki güçleri kaldı sorusu sorulurken ki dönemde. Doğrudur Rusya ve iran artık eski Suriye gücünde değil. Ama Astana zirvesinbde olup da önceki anlaşma ile İdlipin silahsızlandırma ve dağıtma rolunu alan Türkiye gerçeği de gerçek. Onun için son gelişmelerle de artık örgüt kendi içinde dahi kararlara uymama durumuyla yüzleşemeden neyi kurtaracağı da çok şüpeli.

HTŞ Şama dayandı. Örgütsel yapısı nereye kadar sorusunu elbet içeriyor. Fakat önemli öteki noktaya daha dokunulmuyor. HTŞ güneye kayıp Kunetrayı da ele geçirince, İsrail ile artık direk temas kurma şansına da ulaştı. Daha Halepe girerken İsrail televizyonuda liderleri boy gösterdi. Yine HTŞ saldırılarının alt yapısını İsrail epey zamandır hazırlıyordu. Halep çevresindeki özellikle iran ve Hizbulah mevzilerini hep vuruyordu. Orada önemli darbeler yaptılar. Tabi Lübnan savaşıyla da Hizbulahın nönemli darbeyle, nilislerini de çekme kırılması da oldu. İsrail güneye operasyonlar, kuzeye füzeler yağdırırken, pek de haber dahi olmuyordu. Suriyeye dikat makalemde daha haberleştirilmeyen bu konuyu da ekleyip gelecek Suriye dikatini çekiyordum.

Son noktada herkesin SUriyeden ganimet paylaşım gibi fırsat deyerlendirme peşindedir. Bilinenlerle şimdiği doğru bağlamak önemlidir. Öyle olmasa, Türkiye daha Afrine girerken, ben ısrarla Türkiyenin SUriyeden çıkmayacağını, daha fazla toprak istediğini yazdıydım. Çünkü Kıbrıs deneyimim de vardı. Deneyimler bize Türkiyenin bir yere girerken, ne derse desin, oradan çıkmayacak dayatması olacağını öğretiğini anladık. Öyle de oldu. Suriyede şimdi HTŞ gibi örgütler sahnede olsa da Suriyeninn birçok yerinde ayaklannalar olsa da genelde geleceği batının eline doğru konuluyor. Hhele hiç konuşmayan, ama baştan beri önemli aktör İngiltere her karıştırmada karşımızda olması tesadüf değildir. Oynayan cihatçı ve bazı etnik kimlikler var. ancak, israilin başlatığı yeni dizayin hareketini de gözden kaçırmayalım. Şimdiden birleşilen nokta, sıra iranda olduğudur. Yine Suriye kayganlığı ile direk ırakı da sarmalayacağı net. Bu kayışta Türkiyede olduğu gibi algıyla “Halep bizim” probagandaları da hamasi örtü olarak emperyalist planı örtecektir. Net olan , şimdilik Esat ve iran kaybeti. Rusyanın ABD ile pazarlığı olup olmadığı kuşkularının yanıtlanmasıyla daha rahat konuşulacak. Oynayan cihatçı ile işkalarin gölgesinde dağıtılan Suriye, yeni dizayinle emperyalist sömürge Ortadoğu modelinde nasıl olacağı pazarlıkları çok yönlü olarak sürüyor.


Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
347AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin