iktibasKıvanç EliaçıkŞam’da sınıf mücadelesi ve Suriye’de işçiler - Kıvanç Eliaçık
diğer yazılar:

Şam’da sınıf mücadelesi ve Suriye’de işçiler – Kıvanç Eliaçık

333 Takipçiler
Takip Et
Orjinal yazının kaynağıbirgun.net

Suriye denince uzun süredir aklımıza mülteciler, silahlı çatışmalar ve emperyalist müdahaleler geliyor. Ülkenin geleceğiyle ilgili tartışmalarda da hep silahlı güçler öne çıkıyor ve planlamalarda işçiler göz ardı ediliyor. Ancak işçiler konuşmadan, söylenen her söz eksik kalacaktır.

Yeryüzünde sınıf savaşına tanık olmamış toprak parçası yoktur ve Suriye bunun istisnası değildir. Suriye’de işçi hareketi sadece çalışma koşullarının iyileştirilmesi mücadelesi değil, aynı zamanda ülkedeki siyasi değişimlerin önemli bir dinamiğidir.

OSMANLI DÖNEMİNDE İŞÇİ HAREKETLERİ

19. Yüzyılın sonlarında Suriye coğrafyasında başlayan işçi ve köylü ayaklanmaları, Osmanlı İmparatorluğu tarihinin en özgün örneklerini oluşturur. 1870’lerin başında Şam, bir tekstil merkezi olarak dikkat çekiyordu. Nüfusun önemli bir bölümü dokuma tezgâhlarında çalışıyordu. Şamlı dokumacılar disiplinli grevler düzenlemiş ve bu eylemler sadece ekonomik taleplerle sınırlı kalmamış, Arap işçi sınıfının bilinçlenmesinde önemli bir rol oynamıştır. 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte Suriye’de demiryolu işçileri geniş çaplı grevlere başladı. Bu eylemlere yerli işçilerin yanı sıra Avrupa’dan gelen beyaz yakalı çalışanlar da katılmıştı. İşçiler sadece iş bırakma eylemleriyle değil, aynı zamanda haberleşme hatlarına yönelik sabotajlarla da kendilerini göstermiştir.

FRANSIZ MANDASI VE İŞÇİ MÜCADELESİ

1926’da Suphi El Katip’in liderliğinde kurulan Şam Mensucat İşçileri Sendikası, bölgede kurulan ilk sendika olarak kabul edilir. Fransız mandasına karşı yükselen Dürzi ayaklanmalarının etkili olduğu bu dönemde işçiler, ekonomik talepleriyle siyasete müdahil olmuştur.

1930’larda, Suriye’deki toplumsal hareketlerin çoğu Fransız mandasına karşı ulusal bağımsızlık çabalarının parçası haline geldi. Bu süreçte işyerlerindeki ekonomik talepler ikinci plana itilirken, işçiler patronlar ve seçkinlerle birlikte Vatan Cephesi’nde yer aldı. Ancak uluslararası ekonomik kriz, kent merkezlerinde yoksulluğu ve işsizliği artırdı. Bu zorlu koşullar, Halep ve Humus’ta militan bir işçi gençlik hareketinin ortaya çıkmasına neden oldu.

BAĞIMSIZLIK SONRASI SENDİKAL HAREKET

1946’da bağımsızlıkla birlikte yeni iş kanunu meclisten geçti. Bu yasa, grev hakkı tanınması, sosyal güvenlik ve emeklilik sistemlerinin geliştirilmesi gibi işçi hareketi için önemli kazanımlar sağladı. Ancak sendikalar aynı zamanda devletin kontrolü altına alındı ve siyasi faaliyet yapmaları yasaklandı. Bu yıllarda sendikaların üye sayısı hızla artarak 1951’de 28 binken, 1958’de 146 bine ulaştı. Suriye işçi sınıfı uluslararası siyasette aktif bir rol üstlendi ve Şam, 1956’da kurulan Uluslararası Arap Sendikalar Konfederasyonu’na (ICATU) ev sahipliği yaptı.

1958’de Mısır ve Suriye’nin birleşmesiyle kurulan Birleşik Arap Cumhuriyeti (BAC) ve ardından Baas Partisi’nin etkisiyle sendikal hareket, devletin tam kontrolü altına girdi. Grev hakkı kaldırıldı ve sendikaların yönetimi Çalışma Bakanlığı tarafından belirlenir hale geldi. Komünist sendikacılar baskı altına alındı ve bağımsız hareket etme imkânları yok edildi.

2000 yılında Beşar Esad’ın iktidara gelmesiyle neo-liberal reformlar ön plana çıktı. Sendikaların maddi kaynakları sınırlandırıldı, sosyal yardımlar daraltıldı ve sendikal faaliyetler zayıfladı. 2011’e gelindiğinde işsizlik oranı %12’den %40’a yükselmişti. Suriye’de başlayan ayaklanmalarda sendikalar, hükümet tarafından toplumsal destek aracı olarak kullanıldı. Suriye işçi sınıfı, bölgedeki diğer ülkelerden farklı olarak örgütlü bir yapıdaydı. Ancak bu örgütlülük, bağımsız bir mücadeleden çok, hükümetin kontrolündeki bir yapı olarak şekillendi. Ülkenin tek sendikal örgütü olan GFTU (Genel İşçi Sendikaları Federasyonu), savaş sırasında hükümetin yanında yer aldı. Suriye hükümeti, sendikaları yasaklamak yerine kontrol altına almayı ve kendi çıkarları için kullanmayı tercih etmişti.

BUGÜN VE GELECEK

Bugün Suriye’nin kuzeyinde çok sayıda sendika faaliyet göstermektedir. Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgelerde sendikalar ve kooperatifler, işçilerin yönetime katılım aracı olarak teşvik edilmektedir. Yaklaşık 80 bin üyesi bulunan Emekçiler Birliği, her yıl kitlesel 1 Mayıs gösterileri düzenlemektedir. Afrin’de ise eğitim ve sağlık sendikaları, idari sorunlar ve ücret artışı talepleri nedeniyle eylemler düzenlemektedir.

Son dönemde Güney Suriye’deki Süveyda bölgesinde de sendikalar dikkat çekmektedir. Avukatlar, mühendisler ve öğretmenler gibi meslek gruplarını bir araya getiren bu sendikalar, “Sendikalar halka geri dönmeli” sloganıyla bağımsızlaşma çağrısında bulunmaktadır. Suriye’de işçilerin ekonomik ve sosyal durumu, savaşın yarattığı yıkımın etkileri nedeniyle her geçen gün daha da kötüleşiyor. İşçiler, düşük yaşam standartları ve güvencesiz çalışma koşulları altında hayatta kalma savaşı veriyor. Suriye işçi sınıfının geleceği, savaşın sona ermesi ve ekonomik adaletin sağlanmasıyla doğrudan bağlantılı. Sendikaların bağımsız ve güçlü birer yapı haline gelmesi kolay olmasa da özgür ve demokratik bir Suriye’nin inşası ancak işçilerin katılımıyla mümkün olabilir.

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
367AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin