Kıbrıs iktibasYonca ÖzdemirBir Yılı Daha Geride Bırakırken… - Yonca Özdemir
diğer yazılar:

Bir Yılı Daha Geride Bırakırken… – Yonca Özdemir

En baştan söylemeden edemeyeceğim: Bu yıl dünya için çok kötü, Kıbrıs için de hiçbir şeyin iyiye gitmediği bir yıl oldu diyebiliriz

333 Takipçiler
Takip Et
Orjinal yazının kaynağıkibrisligazetesi.com

Bir sene daha sona eriyorken ve bu da bu yıl yazdığım son yazı olduğuna göre 2024 yılını toptan değerlendiren bir yazı yazmam uygun olacaktır sanıyorum.

En baştan söylemeden edemeyeceğim: Bu yıl dünya için çok kötü, Kıbrıs için de hiçbir şeyin iyiye gitmediği bir yıl oldu diyebiliriz.

***

Dünya için bu yılın en önemli olaylarından biri şüphesiz Amerika seçimlerini Donald Trump’ın tekrar kazanması oldu. Bu sefer kendinden daha emin bir başkanlık yapacağı her halinden belli olan Trump’ın kabinesine atamaya çalıştığı kişiler şimdiden ne Amerika için ne de dünya için güzel şeyler vadediyor. Amerikan siyasi sistemini kökünden sarsmaya, yasadışı göçmenlerden kurtulmaya ve Amerikan ekonomisini yabancı rekabetten korumaya oldukça kararlı olan Trump önümüzdeki yıllarda hem Amerika’yı hem de dünyayı yerinden oynatacak gibi. 2025 için en merak edilen konulardan biri Trump’ın Ukrayna-Rusya savaşını ne kadar çabuk ve nasıl bitireceği. Yaptığı atamalara bakılırsa Orta Doğu için tek planı ise İsrail’in iyice istediği gibi at koşturacağı rahatlığa kavuşmasını sağlamak. İran’ın daha da zayıflatılması da bu kapsam içinde bir plan olabilir. Tabi ki diğer bir gündem ise Çin ile rekabet olacak.

2024’te Avrupa da gittikçe daha çok sağ popülizmin kıskacına girdi. Hem Fransa, Avusturya ve Romanya gibi ülkelerde yapılan seçimler, hem de Haziran’da yapılan Avrupa Parlamentosu seçimleri gösteriyor ki Avrupa siyasetinin en büyük gündemi yabancı karşıtlığı ve göçmenler. Irkçı ve milliyetçi popülist partilerin önlenemeyen yükselişi Avrupa Birliği’ne olan güven ve ilginin de oldukça azalmış olduğunun kanıtı. Avrupa Birliği’nin iki başat ülkesi olan Fransa ve Almanya’da iktidarda olan zayıf koalisyon hükümetleri kolayca iktidardan düştüler. Sağ popülizmin önemli ölçüde yükselmiş olması sebebiyle bu ülkelerde 2025’te yapılacak olan seçimlerden ne sonuçlar çıkacağı konusunda ciddi endişeler var. Bu arada tabi Trump’ın NATO karşıtlığı ve Ukrayna savaşını sonlandırma hevesi sebebiyle de Avrupa diken üstünde. Kanımca 2025 Transatlantik ilişkilerin iyice zayıfladığı ve Avrupa’daki çözülmenin arttığı bir yıl olacak.

Kuşkusuz bu seneye en büyük damgayı İsrail vurdu ve maalesef 2024 yılı İsrail’in uyguladığı şiddetin iyice normalleştiği, sıradan hale geldiği bir yıl oldu. Filistinlilere karşı uyguladığı katliam, Lübnan’a yaptığı saldırılar ve şimdi de Suriye topraklarını işgal etmesi… İsrail’in Amerika desteğini de arkasına alarak Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere tüm uluslararası örgütlerin uyarılarını ve kınamalarını aldırmadan kafasına estiği gibi uluslararası hukukun en temel ilkelerini çiğnemeye devam etmesi artık dünyada liberal düzeninin sonuna gelindiğine de işaret ediyor. İran’a da saldırılar düzenleyen İsrail’in yılın son günlerindeki odak noktası ise Yemen.

Yılın sonunda meydana gelen Suriye gelişmeleri ise son haftalarda Filistin’de olanları gölgede bırakacak kadar dünya gündemini meşgul eder oldu. Yani 2024 Orta Doğu kazanının daha da çok kaynadığı, bölgede taşların epeyce yerinden oynadığı ve insanlık namına da en utanç verici yıllardan biri oldu.

***

2024 Türkiye için de ilginç bir yıl oldu. Öncelikle AKP siyasi tarihinin ilk yenilgisini Mart yerel seçimlerinde tattı. CHP’nin Özgür Özel ile yeni bir rüzgâr yaratmayı başarması bu zafere büyük katkıda bulundu, ama herhâlde AKP yenilgisine en büyük katkıyı ekonomik kriz yaptı. Türkiye’deki ekonomik kriz ve KKTC’deki etkileri aslında uzun süredir devam ediyor. Bu senenin özelliği krizi aşmak için Mehmet Şimşek’in uygulamaya başladığı ekonomik paket idi. Bu paket faizlerin artık piyasa koşullarına daha uygun olarak belirlenmesi, yani yükseltilmesi, dolayısıyla ekonomik durgunluk sonucunu getiriyor. Ayrıca devlet harcamaları da kısıldığı üzere birilerini sürekli nemalandırmak güçleşti. Devlet yatırımları neredeyse durdu. Yani AKP hükümetinin ekonomik ve dolayısıyla siyasi çarkları artık eskisi gibi dönmüyor, fakat AKP-MHP koalisyonu hala sımsıkı bir şekilde duruyor. Diğer taraftan, CHP içinde suların durulduğunu söylemek ise zor.

2024 yılının Türkiye siyaseti için en büyük sürprizi Bahçeli aracılığıyla dile getirilen Kürt açılımı idi, fakat onun da alıcısı çok olmadı sanki. Sanırım herkesin gördüğü, niyetin daha çok anayasa değişikliği için gerekli çoğunluğu DEM Parti desteğiyle sağlayıp Erdoğan’ı tekrar cumhurbaşkanı seçtirmek olduğu idi. Selahattin Demirtaş’ın hala hapiste olması ve bu Kürt açılımına dahil edilmemesi de bu şüpheleri güçlendirdi. Zaten daha açılım konusunda bir ilerleme kaydedilmeden Suriye’de önemli gelişmeler baş gösterdi ve gündem hızla değişti. Ekonomik sıkıntılar ve AKP’nin CHP karşısında güç kaybediyor olması aniden gündemden düştü ve AKP tekrar muzaffer bir havaya büründü. Suriye’deki gelişmeler olumlu ekonomik beklentileri de beraberinde getirdi. Yani, Aralık ayındaki yurtdışı gelişmeler sayesinde Türkiye hükümeti bu yılı yılın geneline kıyasla çok daha olumlu bitiriyor.

Aralık ayında Suriye’de gelişen olaylar Orta Doğu konusuna gerçekten bambaşka boyutlar getirdi. Hatta 2024 yılına damgayı Suriye’de Esat rejiminin düşmesi vurdu diyebiliriz. Dünya kamuoyu neredeyse tamamen Suriye’ye ve yeni lideri Al-Sharaa’ya odaklanırken Filistinlilerin yaşadığı dram gittikçe gündemden düşmeye başladı. Bir diğer unutmaya başladığımız olay da Ukrayna savaşı oldu. 2024’te Ukrayna’nın savaşı kaybedeceğinin iyice belli olması üzerine bir de Putin sempatisi ile bilinen Trump’ın Amerika başkanlığına seçilmesi Ukrayna’yı 2024’ün kaybedenleri arasında ilk sıralara sokuyor. Önümüzdeki sene Ukrayna Rusya ile doğudaki topraklarından vazgeçeceği bir anlaşma imzalamak zorunda kalacak gibi gözüküyor. Şu anda Amerika ve İngiltere’nin sağladığı birkaç yeni silah ile ümitsiz bir şekilde bu anlaşma öncesi kendisine biraz avantaj sağlamaya çalışıyor.

***

Gelelim Kıbrıs’a… 2024’te Türkiye ve Yunanistan hükümetlerinin arası yumuşamaya başlamış olsa da Kıbrıs konusunda herhangi bir ilerleme kaydedilmediği aşikâr. BM zorlamasıyla gerçekleştirilen bir iki görüşme Hristodoulidis’in de işine gele Tatar isteksizliği sebebiyle bir yerlere varmadı. 2025 için bu konuda beklenen tek önemli gelişme Ekim’de Türk tarafında yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimleri. Türk tarafında bir erken seçim beklentisi de var. Siyasi hava hükümet aleyhine gibi gözükse de KKTC’de seçim sonuçlarını şimdiden öngörmek zor, çünkü seçimleri sadece buradaki hava belirlemiyor.

KKTC’nin 2024 yılını değerlendirmek gerekirse gerçekten iyi bir gelişme görmekte zorlanıyorum. Siyaset üstü bir konu olarak İSİAS davası bu yıl da kamuoyunun en çok gündeminde olan konuydu. Siyaset konusunda ise 2024 hükümetin hiçbir konuda vatandaşlarının beklentilerini yerine getirmediği ve sendikaların hemen hemen her gün bu yerine getirilmeyen beklentiler sebebiyle eylemde olduğu bir seneydi. Yorulmak bilmeyen sendikalarımızı da buradan kutlamak isterim. Birkaç önemli olayı hatırlatmak gerekirse hastanede mama yerine alkol verilen bebekler ilk aklıma gelenlerden. Diğer bir konu ise meclis başkanlığı sebebiyle mecliste yaşanan direniş ve arbede. Şunu söylersem herhalde hem 2023 hem de 2024 yılı için siyasi durumu net bir şekilde özetlemiş olurum: Oldukça zayıf bir hükümetin hiçbir icraat yapmadan ve eleştirilere aldırmadan sırtını sadece Türkiye yetkililerine yaslayarak ayakta kalma çabaları.

***

2025 için barış ve refah ümit etmek isterdim, fakat ne kendi yurdumuzda ne de dünyada önümüzdeki yıl bu dileklerin gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor. Aksine, geçtiğimiz yılın trendlerine baktığımızda 2025’in daha da kötü gelişmelere gebe olduğundan endişe ediyorum. Biz yine de 2025’in bu yılı aratmamasını ve beni haksız çıkartmasını dileyelim!

Unutmayalım ki, dünyada ve ülkede pek çok şey kötü gitse de insanın yanında sevdikleri ile mutlu olma şansı her zaman var. O yüzden herkese sevdikleriyle sağlıklı ve mutlu bir yıl dilerim…

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
365AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin