Organik Üretim ve Organik Tarım
Organik tarım başlangıcından itibaren doğal kaynakları, toprak, su, hava hem bitkisel hem hayvansal genetik kaynakları korumaya yönelik bir takım yöntem ve girdileri ön plana çıkararak tarımın devamlılığını, sürdürülebilir olmasını sağlamaya çalışan önemli bir üretim sistemi.
Organik tarımın dört temel ilkelerinden biri Sağlık. Eğer sağlıklı bir Dünya istiyorsak mutlaka bitkisi, hayvanı, insanı ve doğasının hepsinin sağlıklı olması önemli. Örneğin toprak sağlıksız ise, bu toprakta sağlıklı bitki yetiştirmeniz mümkün olmaz.
Bir diğeri temel ilke de Ekoloji, doğada birtakım döngüler var ve tarım yaptığınız alanlarda bu doğal döngüler bir şekilde kırılıyor. Örneğin tek ürüne geçiş, dışarıdan sağlanan birtakım gübreler ve benzeri şeyler bu döngüleri kırıyor veya yavaşlatıyor. Organik tarım, tarım ekosistemlerde de bu döngülerin yeniden kurulmasını hedefliyor.
Organik tarımda eşitlik ilkesi de doğadaki her bir canlının eşit hakka sahip olduğunu savunuyor.
Dördüncü ilke de özen, organik tarımda hem standartların hazırlanmasında hem de uygulamada kullanılan yöntem ve girdiler, doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilirliğini temel ilke olarak ediniyor. Tarım kimyasalları, sentetik gübreler, GDO, antibiyotikler, büyüme düzenleyiciler gibi herhangi bir risk varsa, bunlara yasaklama getiriyor. Sadece geleneksel olan bakır ve kükürt gibi, istisnalar var, bakırda da miktar sınırlaması var.
Organik tarımda öncelikle koruyucu yaklaşım önemli. Örneğin bitki veya hayvan ırkı üretiminde, o bölgeye ve yöreye adapte olmuş dayanıklı bir ırk ile başlamak gerekiyor. Bitkilerde, eğer aşılama imkânı olan bir bitki ise, sebze fidesinde veya meyve türünde dayanıklı bir anaç kullanılıyor.
Risk değerlendirmesi organik tarımın temellerinin bir tanesi olup, riskinizin olduğunu bilip ama yine de devam etmek istiyorsanız da ara bitkiler veya faydalı birtakım aromatik bitkileri kullanarak, kültürel önlemler almayı deneyebilir ve eğer bunda da başarılı sonuç alınmaz ise, birtakım bitkisel preparatlar veya organik tarımda izin verilen birtakım bitki koruma preparatları kullanılmasına izin veriliyor.
Yeni başlayanlar için, yani kendi tarımsal koşullarını çok iyi bilmeyen birisi için, ilk yapılması gereken kendi toprak, su, hava, iklim gibi bütün bu bilgiyi önce donanıp, ondan sonra tarım yapmaya başlamasında büyük yarar var.
Organik tarımın genel olarak yaygınlaşmasında, öncelikle algının değişip, bu iş karlı, hemen pazarda bu ürün satılacak deyip, organik tarıma başlayayım gibi bir algı, en büyük yapılan yanlış oluyor.
Bir diğer önemli bir konu ise, ürününü pazarda satmak isteyen bir üretici, önce o pazarın talebini, hangi fiyattan talep ettiğini bilerek bu işe başlaması gerekiyor. Örneğin organik tarımda risk değerlendirmesi yapıldığı için, önce üretici ve sonra da kontrol kuruluşu burada bir risk var mı diye değerlendiriyor. Doğal üretimde böyle bir kontrol olmuyor, bu yüzden doğal üretim kavramı halen çok tartışılan bir konu olup, bir dönem hatta Amerika da organik ile doğal üretim eşdeğerdir iddiaları ile bir girişim başlamış olup, dünya üzerinden gelen tepkiler sonucu, son buldu.
Organik tarımda sağlık dediğimizde ise, dünyanın sağlığı bir bütün, sadece bir nehri korumak ya da sadece bir araziyi korumak, çok küçük bir etki tabi ki yaratıyor ama bütünlüklü düşünüldüğünde, Organik tarımın yaygınlaştırılması, yani daha bilinçli üretici ve daha bilinçli tüketici, yani daha çok yürünecek yolumuz var.