BM İklim Değişikliği Zirvesi (COP29) yarın Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başlıyor. Pek çok kez bir araya gelinmiş olmasına rağmen iklim krizinin çözümüne yönelik kayda değer bir ilerlemenin sağlanamadığı bu toplantılara güven oldukça azalmışa benziyor. “Ne kadar üretim o kadar tüketim” şiarıyla yaşayan kapitalizmin ‘büyük’ liderleri de bu yıl toplantıda olmayacaklarını bildirdi. Avrupa Komisyonu Başkanı Von Der Leyen, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Almanya Başbakanı Scholz, ABD Başkanı Biden, Rusya Devlet Başkanı Putin, Kanada Başbakanı Trudeau, Hindistan Başbakanı Modi, Çin Devlet Başkanı Jinping, Avustralya Başbakanı Albanese…
İklimin krize girmesinde büyük pay sahibi olan bu büyük devletlerin sahada top çevirmekten başka iş yapmadığını düşünen Papua Yeni Gine Başbakanı James Marape, protesto amacıyla ülkesinin COP29’a katılmayacağını açıklamıştı. Euronews’ün haberine göre, okyanuslarla çevrili ve gezegendeki en geniş üçüncü yağmur ormanlarına sahip Papua Yeni Gine iklim değişikliğinin etkilerine karşı son derce savunmasız. Dışişleri Bakanı Tckatchenko, iklim zirvesindeki üst düzey görüşmeleri “tamamen zaman kaybı” olarak gördüklerini ve “artık boş vaatlere ve eylemsizliğe tahammül etmeyeceklerini” söyledi. Zirveye ev sahipliği yapan Azerbaycan’a ait SOCAR şirketi önümüzdeki yıl daha fazla fosil yakıt çıkarmayı hedefliyor.
BirGün’den Tuğçe Çelik’e konuşan akademisyen Dr. Burak Kesgin, iklim krizi gündeme gelir gelmez, başta fosil yakıt endüstrisi olmak üzere bu yakıtların kullanımının kısıtlanması ya da bu yakıtların kullanılmasından vazgeçilmesi yüzünden zarara uğrayacak çıkar çevrelerinin sistematik bir direnişe geçtiğini; iklim değişikliği inkarcılığının bu çevreler tarafından yaratılan ve fonlanan bir karşı hareket olarak siyasileri ve kamuoyunu iknaya çalıştığının altını çizdi ve kapalı kapılar ardında lobicilik faaliyetlerine durmaksızın devam edildiğini söyledi. BBC’nin zirve öncesi ulaştığı bir belge Kesgin’in sözlerini kanıtlar nitelikte. Azerbaycan’ın COP29 ekibinin başkanı Elnur Soltanov, potansiyel bir yatırımcı gibi davranan biriyle, devlet petrol ve gaz şirketi SOCAR’da yatırım fırsatları hakkında konuşurken görüntülendi. Soltanov video kaydında, “geliştirilmesi gereken çok sayıda gaz sahamız var” diyor. 1965 yılında Türkiye Petrolleri tarafından kurulan petrokimya şirketi PETKİM’in %51 oranındaki kamu hissesi, 2008 yılında AKP tarafından Azeri SOCAR’a satılmıştı.
***
BirGün muhabiri Tuğçe Çelik’in haberinde öne çıkan diğer bir konu Lancet Sağlık ve İklim Değişikliği Geri Sayım 2024 raporunda yer alan güncel bilgiler. Sağlık ve iklim değişikliği arasındaki bağlantıyı ortaya koyan raporda 2023’ün kalıcı kuraklıklar, ölümcül sıcak hava dalgaları, mega orman yangınları, fırtınalar ve seller ile dünya çapında insanların sağlığı, yaşamları ile geçim kaynakları üzerinde yıkıcı etkileri olan ve kayıtlara geçen en sıcak yıl olduğu yer aldı. Raporda ayrıca 2016 ile 2022 yılları arasında küresel ağaç örtüsünün yüzde 5’ine denk gelen yaklaşık 182 milyon hektar ormanın yok edildiği belirtildi. İklim krizi ile mücadelede fosil yakıt kullanımının azaltılmasının önemi kadar orman varlıklarının korunması da birincil öncelikte. Türkiye, bu konudaki sabıkalı ülkelerden biri. AKP, yurdun dört yanında işletme izni verdiği maden şirketlerinin ağaç katliamı yapmasına göz yumuyor, karşı çıkan halkı da cezalandırıyor. Muğla’daki Akbelen ormanında maden çalışması başlatan YK Enerji ve LİMAK Holding’in 780 dönümlük alanda yaptığı ağaç katliamını protesto etmek için eyleme başlayan İkizköylüler hem kolluk tarafından darp edilmiş hem de haklarında dava açılmıştı. İlk duruşma 12 Kasım Salı günü görülecek.
***
AKP’nin bir diğer gözde şirketi Cengiz Holding’in, ülkenin önemli doğal varlıklarından Kazdağları’ndaki maden projesi de tepkilere rağmen sürüyor. İktidarın desteğiyle maden sahasını devamlı genişleten Cengiz Holding’in Çanakkale Hacıbekirli köyündeki altın ve bakır madeni projesi için 1 milyon ağaç yok edilecek. İşaretlenen ağaçların kesimine başlandı. Yöre halkı ormanlarla beraber zarar görecek olan temiz su ve tarım alanlarının korunması için destek çağrısı yaptı. 600 hektardan 6 bin hektara çıkarılan proje alanı için hazırlanan ÇED raporuna göre Cengiz Holding 19 yıl boyunca bakır ve altın çıkarma yetkisine sahip. AKP, bu talancı şirketlere izin ve yetkiyi bizzat kendisi veriyor. Küresel, yerel fark etmeksizin iklim krizi ve çevre tahribatının olası sonuçlarıyla ilgilenmeyen AKP sayesinde Türkiye bugün, işçisiyle köylüsüyle, yaşam hakkının savunulduğu dev bir direniş alanına dönüşmüş durumda.