yaklaşımlarÖzkan YıkıcıLübnan cephesinde ateşkes yürürlükte - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Lübnan cephesinde ateşkes yürürlükte – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Şu dünyaya bakın: İsrail Beyrutu bombalıyor. Hizbulah da yoğun füzelerle Telavivi vuruyor. Belki de savaşta en yoğun Hizbulah saldırısı yaşandıydı. Ansızın sabaha uyanırken de Lübnanda atmış günlük ateşkes ilan edildiği haberiyle karşılaştık. Fazla şaşıran da olmadı. Budefa belli ki batının da karışarak, özellikle Fransanın eski sömürgesini tümden kaptırmama adına araya girmesiyle ateşkes ilan edildi. Bunu da savaşların destekçisi Baydının açıklaması da başka handikap. Daha önceleri de hem Gazze hem de Lübnanda ateşkesler seslendirdi. İsrail hep ret ediyordu. Algı olarak Hamas ve hizbulah suçlansa da gerçek, hep İsrail ret etme gerçeği hemen su üstüneç çıkıyordu. Budefa belli ki geceleğin İsrail parlementosunun da kabule etiği sonucu çıkıyordu.

Açıklamalarda dahi ilginç paradokslar var. aslında çatışan Hizbulah ve İsrail idi. Fakat yeri geldiğinde Lübnan İsrail yeri geldiğinde de Lübnan İsrail denmektedir. Buda Lübnan denklemi ile siyasal algılatma karmaşasının yansıyışıdır. Yine ateşkeste de ayni sorun yansıdı. Kimisine göre Lübnan İsrail kimisine göre de Hizbulah İsrail arasında ifadeleri konuldu. Net olan İsrail ile direk kaşı karşıya gelen Hizbulahtı. İsrail de yenip yerlebir etmek istediği Lübnan değil Hizbulahtı.

Peki atmış günlük ateşkes ile sonuca gitme yolu süreci bize neyi işaret ediyor. Genelikle her anlaşma hele de savaş sonrası olanlar, gelinen güç denkleminin yazılı metni halini gösterir. Bunun tek istisnaları Lübnanda oldu. Fakat, bu defa sahadaki taplonun daha gerçekli anlaşşmaya yansıdığına tanık olduk. Zaten savaşlar sonrası yapılan anlaşmalarda gelinen durum direk anlaşmayla kuralaştırılır. Bu defa eski Hizbulah eksenli anlaşmalardan acı farkı da budur.

Hizbulah birçok liderini kaybeder Lübnan bonbardımanla epey harap edilir. İsrail teknolojik gücü kulanır. Hizbulah ise tüm kaybedilen idari katrosuna rağmen alışılmmış direnme gösterir. İsraile gücü oranında karşılık verir. En önemlisi, İsrail tarhripteki yıkım oransızlığına rağmen, hem Telavive varan vurulma alanı oldu hem de girişilen işkal hareketi de beklenen ilerlemeği başaramadı. Böylesi karmaşa vardı. Ayrıca batının ve İsrailin beklediği Lübnan içi kırılmalar da gerçekleşmedi. Yine de Hizbulah önemli darbe yedi. Ama İsrail de istediklerini tam yapamadı. Umduğu avantaj ise Hizbulahı Müslüman ülkelrin desteklemedikleri tutumlardı. Hat da Türiye yetkilileri dahi Nasralahın katledilmesini dahi direk adıyla anmaktan epey kaçındı. Buda Hizbulahın yaratılan uluslararası algıdaki olumsuz gerçeğidir.

Ateşkes hedefleri net: Hizbulah Mavi çizgi denilen hat gerisine çekilecek. Güney Lübnana Lübnan ordusu yerleştirilecek. İsrail göçmenleri yerlerine dönerken, İsrail işkal etiği yerlerden de çekilecek. En ilginç made şu: Fansa ve Amerika da Lübnanın güney kontrolunda yerini alacak. Bir anlamda Amerika net siyasi merkez olarak Lübnana anlaşma ile girdi. Daha da düşündürücü olan, yapılacak ihlaler Amerikaya şikayet edilmesidir. Buda yeni siyasal ince ayarın önemli sırıtan duruşudur.

Bir başka yönle ele alacak olursak, israile Hizbulahın herhangibir provakasyonu karşısında kendini savunma hakı verilmesidir. Adını oyalım: yeri geldiğinde bahane ile İsrail Lübnana girme yasalığını anlaşma ile aldı. Ancak, Bunların nedenli uygulanacağı hep kuşkularla doludur. Hizbulahın nereye kadar gideceği veya israilin hem de Amerikanın da merkezileştiği denetimde fırsatı nasıl kulanacağı da açıktır. Bu arada şimdiden batılı kesimin ve arap şehlerinin beklentisi de şu: Hizbulahın direnç gücünün zayıflaması ve giderek öteki güçlerin dengelemesiyle içteki yeni koşulların yaratılma çabaları görülecek. Zaten bazı atılılar şimdiden Lübnan ordusu ile Hizbulah çelişkili çatışma konuşmalarına giriştiler.

Önemli bir kıyasla şimdilik yazıyı noktalayacam: İsrail ikibinaltıda da Lübnanı işkale girişti. Orada resmen Ortadoğu yaşamında İsrail ilk işkal ve savaş girişiminden yenilgi ile çıktı. Fakat, uluslararası diplomatik oyunlarla yapılan anlaşma vardı. İkibinyedide B.M. kararına da giren protokole göre yine Hizbulah güneyden çekilecek

Silahsızlandırılacak lve israilin güvenceleri sağlanacaktı. Fakat, o  dönemin güçler dengesine ve sahadaki gerçeklere ters olduğu için uygulanamadı. Hat da uygulatma amacıyla Türkiynin de olduğu askerler Lübana gönderildi. Amaç Lübnanda Hizbulahı silahsızlandırmaydı. TC meclisinde dahi sert tartışmalar oldu. Ama asker gönderildi.

Tabi ki bu anlaşma gerçeklere uymadığı için uygulanamadı. Onca uluslararası desteğe karşın Hizbulah tam aksi Lübnanda güçlenmeğe devam ediyordu. Ele lünnan denizindeki hakları korumadaki güç tehtidi israile dahi geri adım atırıyordu.

Şimdi yeni dönem başladı. Burada güçler dengesi malum. Anlaşma da net. Şimdiden Hizbulahı geriletme hamlelerinin yönetim bloğunda da olacağ kesin. Kutsal garip itifaklar da göreceğimiz ortada. Etnik ve mezhepsel kırılma çok kolay dans arenası yaratıyor. Ama net olmayan batı tam olmasa da bir ölçekte yalnızlaştırdığı Hizbulaha bazı kararları güç sonrası belgeyle onaylatırdı. Önceki  anlaşmaya karşın şimdiki gidişat anlaşma yolu bölgesel güç denklemiyle daha uyumlu haldedir. Fakat, İsrail hemen kinli yolunu da açıkladı: sıra iranda.. tabi ki ırak ve Suriye daha rahat hedefleşip müdahale meydanına dönüşeceği de kesin.


Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
344AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin