Kısa zaman önce, bu köşede önemli bir uyarılı makale yazdım. Suriyeye dikat.. elbet, kahin değildim. Ancak, yaşanan gerçekler de bana öngörü yapma şansı da veriyordu. Lübnan ve Gazede İsrail kıyımları devam ederken, Suriyeye de sıra geleceğini açıkladım. Özellikle Suriye koşulları ile daha ogünlerdeki değişik saldırı altında olması, şüpesiz bazı uyarılar yapıyordu. Ayrıca İsrail güneyden, kuzeyden de Türkiye ve destekçileri yeni saldırı açıklama yapmaktan çekinmiyordu. İşkaler altındaki Suriye üzerinde hesaplar çoktu. Üstelik Esatı isteyen de fazla kesim yoktu..
Öngörüm fazla gecikmeden ortaya çıktı. Lübnanda Hizbulah İsrail savaşa mola verirken, mola verilirken, İsrail uçakları Suriyeye de füzeler yağdırıyordu. Ateşkesle herkes meşkul olup faydası ve geleceği konuşturulurken, hazırolda olan Türkiye kontrolü bölgedeki HTŞ saldırıya geçer. Tanklarla ve top atışlarıyla Halep üzerine yürüyorlardı. Birden aklıma şu anlaşmalar geldi: idlip başta olmak üzere, cihatçıları silahsızlandırma görevini Türkiye aldıyı. Astana zirveleri iki kez bu anlaşma imzalanmasıyla tamamlandıyfı. Oysa ağırlıklı olarak idlip üzerinden harekete geçen cihatçılar en moderin silahlarla Halep kentine doğru yöneldiler.
Pek fazla eklenmeyen öteki gerçek de cihahtcıların olduğu bölgelerde Türkiye askeri üst gözlem yerleri olduğu, Rusya ve Suriyeye karşı gvüvence teşkil etmesidir. Önemli tamamlayıcı olgu ise idlip veya öteki Kuzey Batı Suriye bölgesi Türkiye kontrolundayken, ilgili bölgeye sadece Türkiye üzerinden giriş hapılma olasılığı vardır. Zaten başta idlip işkal hareketi de Türkiyeden gerçekleşti. Bölgede olan birçok cihatçı yurtdışı örgütün de ağılrılık olarak Hataydann girdiği de kesin. Zaten bölgeyi kontrol eden ve Suriye saldırılarınankarşı duran ülke de Türkiyedir. Verdiği silahsızlandırma olayı da gerçekleştieilmedi. Rusya ile birlikte davranma dda karşılık bulmadı.****
Yeniden kısa özet sonrası, olayın gündeme çıkması da tam da Hizbulah İsrail ateşkes anlaşmasının hemen peşinden omlmasıdır. Daha İsrail uçakları füze yağmurunu bitirmeden, güneyde İsrail tehtitleri sürerken, kuzeyden cihatçılar saldırıya geçer. Amaç şu veya bu ötesinde, ilk adım, Halep şehrini ele geçirmek olduğu anlaşılıyor. Halepin Suriye önemi tartışılmazdır. En azından hava alanı bakımından en rahat olanı ve Kuzeydeki önemli sanayi merkezi oluşu dahi konumu anlatmaya yetiyor. Tabi bu salırıya HTŞ yayında Türkiyenin de eğitiği OSO kesimlerinin de olduğu bilgileri ekleniyor.
Dikati çeken durum: TC iktidar medyası igili yerin Türkiye kontrolunda olduğu ve kontrol nedeniyle nasıl olur da böylesi hem de Dünyada terör örgütü ilan edilen yapıların tankları dahi sahiplendiği basit sorusudur. Ayrıca, sank, HTŞ tek başına bölgeği kontrol etiği algısı uğraşında. Bölgenin Türkiye kontrolunda olduğu, Suriyenin saldırıları da engelenip orada bir yanıyla dlip islam emirliği veya OSO kontrolü bölgeler oluşturulduğu da söylenmez. Tabi tüm bunllar öylesine manüpüle edildi ki Türkiye nSuriye basit görüşme propagandasıyla geçiştiriliyor. Oysa Suriye topraklarında hem de cihatçıların kontrol yaptığı bölge, Türkiyenin en basitiyle kontrol hyaptığı topraklardır.
Tekrar edelim: Suriyeye saldırılar zaten yapılıyordu. Ülke işkaler altındadır. Güneyde İsrail Kuzeyde Türkiyenin yen alanlara hareket yapmak istedikleri de sır değildir. Türkiyenin kontrol yaptığı yerlerde cihatçıları güçlendirdiği, yeri geldiğinde de kulandığı kesin. Hele de bazı örgütleri terör örgütü ilan edip de destekleme yapışı da işin cabasıdır. İnsanlar genel resmi yerine, önlerine konulan şu veya bu örgütle konuyu sınırlamalarını da yaratıyorlar. Öyle ya HTŞ deyip, idlip bölgesi vurgusuyla yetiniliyor. Kimin kontrolü ve bölgeği koruyan güç ismi verilemez. Hele de onca silahın ve yabancı milisin nasıl girdiğinden de dem vurulmaz. Sadece çatışma gerektiğinde vurgulanır. Etkenleri daraltılarak sunulur. Net olan, sıranın Suriyede olduğu zaten onüç yıldan beri hep unutturuluyor.
Bakalım yeni hareket Halepde nasıl sonlanacak. Ama batı kadar Türkiye ve İsrail de net olarak Suriyenin toprak bütünlüğünü zaten ret ediyor. Fırsatla kazanım peşinde. Gelecek Ortadoğu bataklığında tam da Esat kazandı denilirken, yeni İsrail dizayini ile resmen yeniden Suriye kana doğmayacak gibidir.
Yeniçağ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.