Çeviri: Kontra Salvo
Kesinti ve kıtlık günlerinde, Küba’dan, sıradan insanların yıllardır daha da sertleşen ABD yaptırımlarının bedelini ödediği yerden bildiriyoruz.
Küba’nın sıkıntılı bir hafta geçirdiğini söylemek yetersiz bir ifade olurdu. Geçen Cuma yaşanan şebeke arızasının ülke çapında dört gün süren bir kesintiye yol açması ve Pazartesi günü Kategori Bir seviyesindeki bir kasırganın doğudaki Guantanamo bölgesini vurup yedi kişiyi öldürmesinin ardından elektrik geri geldi ve adada işler istikrar buldu.
Doğu Havana’daki Guanabacoa’da yaşayan altmış bir yaşındaki Nilza Valdés Núñez biraz rahatlamış gibi hissediyor. Onunla Pazartesi günü, seksen bir yaşındaki annesinin, buzlukta çözülen Florida’daki erkek kardeşinin kendilerine getirdiği etlerin tümünü pişirmesinin ardından konuştum.
“Elektrik, gaz yetersizliği ve burada yaşadığımız tüm diğer sorunlar”, gözlerinde yaş ama sesinde öfkeyle duraklayarak “çok kötü hissettiriyor” diyor.
Bir milyondan fazla Kübalı hanenin halihazırda susuz kaldığı bir zamanda, elektrik kesintileri de pompaları devre dışı bırakarak sorunu şiddetlendirdi. İnsanlar yakınlardaki sarnıç veya kuyulardan kovalarla evlerine su taşıdılar.
Elektrik kesintilerinden önce, onlu ekmek paketlerinin mahallesindeki karaborsa fiyatı yaklaşık 50 sentti (150 peso). Sonrasında neredeyse 1 dolara (280 peso) fırladı.
Küba’da bir zamanlar neredeyse tamamen ortadan kaldırılan açlık sorunu, son yıllarda devletin garanti ettiği gıda yardımlarının kesilmesiyle geri döndü. Geçtiğimiz hafta az bulunan gıdaların bozulması ve fiyatların artmasıyla birlikte, devlet maaşlarına veya emekli maaşlarına bağımlı olan ve yurtdışında kendilerine yardım edecek akrabaları olmayan bazıları, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra yaşanan Özel Dönem’deki kadar dara düştüler.
Ancak aynı zamanda ülkedeki direnç şaşırtıcı. Bunun gibi büyük kesintiler diğer ülkelerdeki insanları dehşete düşürürdü ama konuştuğum pek çok kişi sükunetle ve hatta umursamazlıkla karşıladı.
Eski Havana’da, çatısında ağaç büyüyen üç katlı döküntü binanın yanında telefonuyla oynayan Anyeli Imbert bana, “Işıklar kesildiğinde bizim için korkutucu değil çünkü buna alışkınız. Çok da önemli değil” dedi.
Diğer insanların direnci mizah olarak ortaya çıktı. Aynı mahalledeki Yosvani Valdés “Böyle şeyler olur. Kasırga oluştuğunda Japonya’da elektrikler kesiliyor. Birkaç hafta önce Houston’da hortum çıktığında elektrikler kesilmişti. İnsanlar bu tür şeyleri abartıyorlar ama biz Kübalılar güçlükleri kahkahayla karşılarız ve her zaman bir yolunu buluruz” diyor.
Bir Meşruiyet Krizi
İktidardaki Küba Komünist Partisi bu esnada en büyük siyasi kriziyke uğraşıyor. Hükümetin ekektriği geri getirmedeki dört başarısız girişimi, birçoğu ABD’nin kapsamlı yatırımlarından kaynaklanan çoklu büyük krizlerin altında kaldığı hissini vurgulamış oldu. Ekonomik olarak iflas etmiş durumda. İdeolojik olarak ise 2011’deki Komünist Parti’nin Altıncı Kongresi’nde resmen kabul ettiği kendi reform programını tamamıyla hayata geçirmedi.
Birçok anlamda, genişleyen piyasa ekonomisi işleri yolunda gösteriyor. Artık sönümlenen devlete göre özel sektör daha fazla gıda ithal ediyor. Ama getirdiği artan eşitsizlik de herkesin krizi birlikte karşıladığı algısına zarar veriyor. Otuz yıl önceki Özel Dönemle bugünkü arasındaki büyük bir fark da bu. Kahvaltısız güne başlayan insanlar, artık televizyonlarda kendilerine daha da kemer sıkmayı tavsiye eden aşırı kilolu yetkilileri görüyorlar. Toplumsal adalet ve onunla birlikte hükümetin meşruiyetinin önemli bir kısmı eridi.
Washington’da kesintilerle ilgili konuşan Beyaz Saray basın sözcüsü Karine Jean-Pierre, Pazartesi günü “Küba halkı üzerindeki olası insani etkileriyle ilgili endişelerimiz var” dedi. Abartılmış bir savmış gibi gülerek “Adadaki kesintilerin suçunun ABD’ye yüklenmemesi gerektiğini ifade etmek isterim” diye ekledi.
Oysa adadaki enerji krizinin en büyük etmeni ABD’nin yaptırımları. Bunu inkâr etmek ciddi bir cüret ister.
Washington özellikle ışıkları açık tutmak için adanın ihtiyaç duyduğu yakıtı teslim eden tankerleri hedef alıyor. Petrol taşıyan tankerlerin varlıklarını donduran Maliye Bakanlığı, Küba’yı birkaç tedarikçiye mahkum ederek adanın enerji maliyetini yukarı çekiyor.
Daha genel olarak, on yıldan fazladır Küba’nın üzerindeki yaptırımlar eşi benzeri görülmedik seviyelere yükseldi. Joe Biden yönetimi, adaya yatırımı caydıran güçlü Helms-Burton Yasası III ve dünya bankacılık sisteminden kopmasına yol açan Küba’nın terörizmi desteklediğine dair uyduruk suçlama da dahil olmak üzere Donald Trump yönetimi tarafından getirilen en etkili yaptırımları devrede bıraktı. Ekonomistler, bu yeni yaptırımlar devlete yılda milyarlarca dolara mal olarak petrol ithal etmek, eskimiş altyapının tamir edilmesi ve güneş panelleri ithal etmek için daha az para kalmasına neden oluyor diyor.
Şu anda Amerikan Üniversitesi Latin Amerika ve Latin Çalışmaları Merkezinde kıdemli öğretim üyesi olan eski ABD istihbarat görevlisi Fulton Armstrong “Küba’nın ışıkları açık tutmasını olabildiğince zor kılmak için yapabildiğimiz her şeyi yapıyoruz” diyor.
“Dışişleri Bakanlığındakiler, tehditlerinin özel sektöre olan etkilerinden endişelendiler” diye ekliyor. Maliye Bakanlığı’ndaki Yabancı Varlıklarını Kontrol Bürosu’nun (OFAC) uyguladığı yaptırımların bütünlüğü, muğlak düzenlemeler ve cezaların ciddiliği yüzünden özel sektörde Küba ile ticaretten uzak durma şeklinde bir “abartı derecesinde itaat” kültürü yarattı. Armstrong, “Eski günlerde OFAC’ın Küba’ya adanmış yirmi veya yirmi beş çalışanı vardı ama dijital çağda, ambargomuzu delen insanların peşine düşmek ve ABD, Avrupa ve Latin Amerika’daki özel sektörü bezdirmek için büyük bürokrasiler var” diyor.
Biden yönetimi döneminde, yaptırımların gerçekliği ve onlarla ilgili konuşma biçimi arasında tuhaf bir kopukluk vardı. Trump yönetimi “azami baskı” yaptırımlarının nasıl da adayı felce uğrattığından övünerek bahsederken Biden yönetimi yaptırımlar rejiminin özünü korurken bunun Küba’nın yaşadığı krizle bir ilgisi olduğunu doğrudan inkar etti.
Göz boyama tedbirleri de bu çabaya yardımcı oldu. Chicago Loyola Üniversitesi’nde yaptırımlar üzerine uzman olan Joy Gordon, bir makalesinde bundan “insani endişe tiyatrosu” olarak adlandırdı. Gordon’un “coşkulu bir şekilde kendi kendini kutladığı” diye tarif ettiği bir basın açıklamasıyla OFAC, Birleşik Devletler’in yaptırım uyguladığı ülkelerde için insani mallarla ilgili “genel lisans” verileceğini duyurdu. Ancak bir bütün olarak yaptırım rejiminin sertliği, genel lisansların daha fazla insanı mal girişine imkân sağlamadığı anlamına geliyor.
Elektrik kesintileri ve son kasırganın ardından, Küba ile farklı bir ilişki talebi olan Birleşik Devletler sakinleri arasında hızla örgütlenmeler yaşandı. Massachusetts Barış Hareketi tarafından bu hafta örgütlenen çevrimiçi acil durum toplantısına yüzlerce aktivist katıldı. On yılların deneyimine sahip Küba uzmanları, görevdeki son haftalarında yaptırımları gevşetmesi ve Küba halkın Amerikan yardımı sağlaması için Başkanı Joe Biden’a açık mektup yazdılar.
Ama adanın enerji krizi yakın bir zamanda çözülmeyecek. Sovyet döneminden kalma enerji santrallerinin çoğu neredeyse yarım yüzyıl yaşında. Ülke zorlukla yedek parça temin ediyor ve ışıkları açık tutacak miktarda yakıtı ithal edemiyor. Sistemi tekrar çalıştırmak ve “normale” dönmek, özellikle Havana dışında” insanlar için her gün uzun süreli elektrik kesintilerine sabretmek anlamına geliyor.
Ve bu hafta yaşanan olaylar, kırılması zor bir kısır döngüyü başlattı. Ülke çapındaki kesintilerin ardından, diğer her yerden daha fazla Küba’ya turist gönderen Kanada, adaya yönelik tatil uyarısını güncelledi. Azalan turizm geliri, enerji krizinden çıkmaya çalışan hükümet için işleri daha da zorlaştıracaktır.
Sonuç olarak, uzmanlar, Küba’nın enerji sistemini modernize etmenin dış destekli gerektirdiğini söylüyor. Ufukta böyle bir şey pek görünmüyor. ABD baskısı Küba’nın Dünya Bankası’na, Uluslararası Para Fonu’na veya Amerikalar Arası Kalkınma Bankası’na destek için başvurmasına engel oluyor. 2000’den bu yana Venezuela’da çalışmaları için doktor, hemşire ve öğretmen gönderilmesi karşılığında Küba’ya iletilen Venezula petrolünün miktarı, son yıllarda ciddi bir şekilde azaldı. Sistemin işleyişinin devamlılığını sağlamak için Meksika teknik destek teklif etti. Ama bu hafta muhakkak görüşülmüş olan Rusya ve Çin gibi büyük oyuncular kararlı bir şekilde müdahil olacaklarına dair işaret vermediler.
Adanın on milyonluk nüfusunun büyük çoğunluğu için vahim bir zaman.