yaklaşımlarÖzkan YıkıcıDünya, nereye doğru gidiyor - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Dünya, nereye doğru gidiyor – Özkan Yıkıcı

333 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Önce üç konferansla başlayalım. Biyolojik varlıkları koruma, iklim zirvesi ve G.20 toplantılarını hatırlatalım. Üçü de dünya için önemli toplantılardı. Konuları önemli. Kararları da eğer alınırsa, önemi de konuşulacaktı. Fakat, gelip geçtiler. Birincisi “biyolojik dünya varlıkları” konusu gündem dahi olmadı. Kararları ise hiç akla gelmiyor. Azerbeycandda yapılan çevre toplantısı ise başka telden gündem oldu. Kimisi olayın ilgili ülkede yapılmasını konuşurken, önemli kesim de karar alınsa da anlamsız olacağını belirtiyordu. G.20 Brezilyada yapıldı.liderlerin olması nedeniyle ötekilerinden daha da fazla gündem oldu. İkili temaslar veya bazı çelişkiler daha önemsenir halde öne çıktı. Fakat, beklenen önemli ortak karar yine yok.

Özetlenen üç toplantı, önemli bir sonucun üretilmesi idi. Dünyada her alanda çöküşlere varan sorunlar mevcut. Ayni şekilde sistemin genel tutumu da sorunları sonlandırma değildi. Adını hernekadar azaltma deselerde, bunu dahi uygulamıyorlar. Sermaye karı endeksiyle her soruna devam mesajı çıkıyordu. Buda önemli klişesi olsa da etkileri artık sarsıcı şekilde yaşansa da yine de sonuçta önleyici veya değişim kararları olmadığı için anlamsızlaştı. Liderlerin laflarının dahi önemi  sıfır. Çünkü yalanla önemseme demenin artık pişkinlik çizgisini dahi çoktan aştı.

Her üç toplantı da adeta sistemin hem aynen devam hem de seçeneksizlikler sonucu, artık onca çabaya karşın önemsenmiyor. Kararları dahi akılda kalmıyor. Hele de sorunları yaratanların karar alma gerçeği, güvensizliği de tetiklemektedir. Devlerin buluşması veya alınan kararlar artık eskisi gibi önemsenmiyor. Tam aksine ilgili zirvelerdeki bazı ilişkilerle başka durumlar daha bir önemsenir hale geldi. Nitekim Erdoğan acaba şunnunla görüşürmü beklentisi, alakalı konudan Türkiye gündeminde daha fazla önemsenmektedir. Bbuda tesadüf değildir.

******

Konferans, toplantılarda artık beklenen siyasal kararlar da çıkmazken, siyasi kararların alevlendirdiği gerçekler de devam ediyor. Sorunları engelemede kararsız olanlar, savaşları tırmanmada hız veriyor. Yeni kriz yaratmada yarışıyorlar. Nitekim Ukrayna savaşı bunun en canlı örneğidir. Giderayak Baydının en moderin füzelrin Rusyaya karşı kullanımına izin vermesi, peşinden klasik takipçi ingilterenin de eklenmesi, savaşın sıçrama alanını artırdı. Nitekim palyaçolu Zelenski savaş aşkıyla kan akıtarak iktidarda kalma, kuklalığını kanıtlama yarışında hemen füzeleri Rusyaya gönderdi. Gecikmeden Rusyadan da yanıt geldi. Nükler silah kulanım durumu ise korku değil seçenek olarak artık tehlikeli aşamaya doğru kaydı.

Tam da Ukrayna savaşı yükseltirken, ortadoğuda İsrail soykırım makinessini hızlandırırken, UCM kararı geldi. Metanyahu ve eski genelkurmay başkanına tutuklama emri açıklanndı. Oysa Amerika bu mahkemenin kurulmasına hız verdirdirken, amacı muhalifleri cezalandırma amacındaydı. Şimdi bu silah eski dostuna dokunuyordu. Kayıtsız şartsız soykırım hareketine dahi destek verdiği Metanyahuya tutuklama kararı çıkarıyordu.

İki “”olayın özünde emperyalizim vardır. Rekabet ve vesayet çelişkilerinin savaşa dönüşen politik durumdur. Beledi halklar ödüyor. Ama sıkılmadan da hala uluslararası hukuk denilmesine de devam deniliyor

Terslik ise bunun savunulmasıdır. Son gelişmelr adeta bu defa AB içine de bonba düşürtü. Örneğin Metanyahu tutuklamasına bazı ülkeler evet derken, bazısı da hayır diyordu. Aslında olanlar ikilemli: hem sistemin kendisi hem de iki yüzlülük birlikte harmanlanmaktadır.***

Bu arada direk bize yansıyan ve içeleştiğimiz Türkiye de durmadan çelişkilerle epey soru işaretleri verme peşindedir. Son olarak kimine göre Tunceli Kimine göre de Dersim belediyesi ile Ovacıktaki ayni kuruma kayim ilan edildi. Neden hep uydurmayı da aratacak suç ama suç olmayan açıklama ile belirtildi. Yine karışıklıklar oldu. Öte yandan çeteleşmenin çocuk ayağı da yeni bilgilerle dalanıyor. Doğan Çocuk çeteliğine hergün yeni olgular ekleniyor. Sistemleşmenin aynası oluyor. Özeleşme ile karın nedenli mafyalaşmasının adeta ibret haliyle durmadan yeni katgılar geliyor. Bebek katiliklerinin sistemleşme olayları salt bununla kalınmıyor. Turan Çömez vekilin açıkladığı, mecliste sunduğu sorular ise yeni korkunç çocuk öldürülmelerini de eklemektedir. Çocuk hakları gününde, Türkiye çocuk katliyamları örnekleriyle adeta donatılıyorrdu. Fakat, bir istifa dahi yok. Hat da bazı olayların bizat sağlık makamcılarının özel hastahanelerinde de olduğu bilgisi mahkemelrde de isim olarak kulanılmaktadır.

Türkiye benzer olumsuzluklarla sarsılırken, madencilerin özeleştirmeği engeleme adına, madene yerin altında kapıları kapatma eylemi de araya sıkıştı. Fakat, TC devleti yine de bölgesel hesaplaşmalarda pazarlık ve fırsat kulanarak birşeyler almaya çalışıyor. Buda siyasetin öteki yüzü. Hele de Bahçeli kendini adeta kendi kimliği ile unuturup iyi roler veya çelişkili duruşlarla epey parıldamaya hız verdi

***

Kısaca, gidişat kötü. Her alanda dökülme var. doğanın yıkımının depremleri veya ekonomik krizlerin daha eşitsiz denge yaratmasına hız verildi. Çıkış olmadıkça, rekabet artıkça da savaşlar adeta sermaye için nefes alma borusuna ulaştı. Savaşlar, doğa yıkımları ve ekolojik bozulma. Ekonomik kriz, eşitsiz yaşan ve her alanda katliyamlarla kadından toplumlara varan şidetin normalleşmesi, gidişatımı ne yazık bu.tel

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin