Toksik kimyasallar yapı olarak vicüdumuzun ürettiği hormonlara çok benzediğinden dolayı, hormon gibi algılanıyor, ver hormonal sistemde birtakım dengesizliklere yok açıyor.
Obezite, cinsiyet gelişimi bozukluğu, erken ergenlik vs.
Yetişkinlerde çok sayıda pestisit, üreme sağlığı ve kısırlığa sebebiyet veriyor.
Harvard Üniversitesinde gerçekleştirilen çalışma kapsamında görüldü ki meyve ve sebze yiyerek sağlıklı beslendiğini düşünen çiftlerimizin bu besinlerin bir kısmı ile yüksek oranda tarım ilacı kalıntılarını da bünyelerine alabiliyorlar ve bu aldıkları kalıntılar da beklenenin aksi yönde kısırlığı artırabildiği görüldü. Bazı meyve ve sebzeler yüksek oranda tarım ilacı kalıntıları taşıyabiliyor ve yıkamak fayda etmeyebiliyor.
Bir zamanlar yüzelli milyon sperm sayısı normal bulunurken, daha sonraları bu rakam altmış milyonlara düşüyor ve günümüzde ise onbeş milyon sperm sayısına normal deniyor. İnsanoğlunun doğurganlığı azalıyor, kadınlar bu hormonlar yüzünden çok daha erken adet görmeye başladılar. Erken menopoz çok daha sık görülmeye başladı.
İnsanın üreyebilmesi için sağlıklı gıda yemesi gerekmektedir. Ama maalesef şu anda sofralarımız zehir dolu.
İlaç diye bahsettiğimiz şeylere hastalıklara karşı bize iyi gelmesi gereken, bizi koruması için kullandığımız maddeler dersek, tarım ilacı denen şeyin bu bir ilaç olmadığı ve bu yüzden zehir diye adlandırılması gerektiği gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz.
İnsan sağlığına verdiği zararların yanında doğanın sağlığı, doğada yaşayan diğer canlıların sağlığına da olumsuz etkileri var bu pestisitlerin. Tarım zehirleri kısaca insan sağlığına zarar veriyor, hava kirliliğine sebebiyet veriyor, toprağın kirletiyor, toprağın üzerine yağan yağmur ile bu pestisitler toprağın altında, suya karışıyor, su kirliliği yaratıyor ve sonucunda tüm ekolojiyi kirletiyor.
Pestisitlerin yoğun olarak kullanıldığı tarım bölgelerinde, yeraltı ya da yerüstü sularında pestisitlerden kaynaklı kirlilikler çok büyük bir sorundur. Kullanılan ilaçların bir kısmı bitkiler üzerinde kalıyor, bunları tüketen insanlar bunlardan çok olumsuz etkileniyor, biyolojik çeşitliliğimiz bundan yine çok olumsuz etkileniyor. Çeşitliliğin bozulma sebebi ise, siz zararlı böceği öldürmeye çalışırken, zararlı böcekleri öldürürken, faydalı böcekler de ölüyor, tozlaşmada etkili bir rolü olan arılar da ölüyor, balıklar da ölüyor. Bu dezavantajlar ortaya çıkmaya başladıktan sonra, biyolojik çeşitlilik gerçekten olumsuz etkileniyor.
Doğada tozlanmayı sağlayan ana taşıyıcı, ana etken arılardır. Arıların koloni olarak yok olmasındaki en büyük etkenlerden biri de pestisitler. Arılar yok olduğunda birçok meyve türünde, meyve elde etmek mümkün olmayacak ve tabi sadece meyve değil, birçok tür içinde geçerli bu, bitki türleri için de tabi.
Modern tarım zehirlerinin hepsinin de dayanıklılık oluşturma problemi olduğundan dolayı, bu zehirlerin bilinçsiz ve kontrolsüz kullanıldıkları zaman, kısa sürede zararlılar, hastalıklar ve bazı yabancı otlar bunlara karşı dayanıklılık kazanıyor. Üreticinin de, bu durumda yaptığı ilk şey, dozu yükseltmek oluyor, bu doz yükseldikce kalıntı sorunu ve gıda güvenliği sorunları da daha çok ortaya çıkmaya başlıyor.
Köylüler, kendilerine de zararı olduğunu bilmesine rağmen, sanki öyle bir algı oluşmuş ki bu pestisiti kullanamadığı sürece, ürün alamayacağı korkusu ile daha da bilinçsiz bir şekilde, prospektüs üzerindeki oranın biraz üzerine çıkayım, etkisi olsun, daha etkili olsun diye, dolayısı ile kalıntı miktarını da artırmış oluyorlar.
Kendilerini ve bizi gün geçtikçe daha da fazla zehirliyorlar farkında olmadan aslında….
Zararlı mücadelesinde, zehir kullanmak, son tahlilde, zehir ihtiyacını her sene artır. Her sene direnç geliştiğinden dolayı, her sene daha fazla zehir vermek zorunda kalırsınız. Çevredeki doğal dengede, faydalı böcekler ve zararlı böceklerin mücadelesinde, siz bir zararlı böceği öldürmek için 10 tane faydalıyı öldürüyorsunuz. Bunun sonucunda doğal yapılacak, tabiatın yapacağı mücadeleyi engelliyor ve bir süre sonra zararlı böcekler çok daha hakim haline geliyor.
Çocukken, apartmanda yaşadığımız zamanlarda, balkonda ya da mutfağın içinde babavura böceği görüyorduk. Yakalayıp “Uç uç babavura, bana hellim ekmek getir” deyip, onu doğaya geri döndürmeye çalışıyorduk. Uğur böceği de denen bu böcek günümüzde nesli tükenmekte olan faydalı böcekler arasında yer almaktadır malesef.
Kendimize, kendi bahçemize, kendi coğrafyamıza, havaya, toprağa ve suya verdiğimiz zehirler sonucunda, kendi ekolojimizi de katlediyoruz. Bize hellim ve ekmek getirecek babavuraların uçamadığı bir coğrafyanın, kaderimiz olduğunu kabul etmek,
Haftaya devam…