yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYine de tüzük ve yasa mı - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yine de tüzük ve yasa mı – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son dönemde yaşadıklarımız belli ki hala gerçekle bizi yaklaştıramadı. Herkes kendi telinden melodi çalıyor. Hala birileri “yasa ve tüzük” diyor. Yasaların yetersiz olduğu cıvıklığına sarılıyor. Buna kısa bir yanıtla, Pazar gecesi makalemi yazmaya karar verdim.

Yasa mı yoksa tüzük mü yetersiz. Yeni bir yasa mı lazım, şaklabanlıkları artık miğde bunaltmaktan da öteye geçti. Bunu en son direk ekim ayı başından mecliste yaşıyoruz. En basitiyle başlayalım: on gün içinde meclis divanının oluşurulması durumu hem yasal hem de tüzüğe göre zorunludur. Brakın oluşturmayı, resmen yeni rezilliklerle ilgili kuralı da yerlebir yapmaktan çekinilmedi. Başta da kendine iktidar diyen partiden meclis başkanı rollerini gayet münasip şekilde gerçekleştirdi.

Yasa veya tüzük hikayesi adeta buharlaştı. Sonuçta başkan seçilmedi. Hat da her oylama yeni rezaletler de yaratı. Örneğin, oy pusulasındaki mühür durumu bilinen kural dışında tartıştırıldı. Yeter ki başkan seçilsin havası vardı. Tabi on günde başta meclis başkanı belli olmadı. Oy pusulası durumu ise katlanma veya iki mühürün dahi normal kabul etirilmesi hala sürüyor. Bukadarla kalınmadı: gizli oy hikayesi ile oy kulanılan odanın kapısının açık kalması talebi de bir başka garabet. Çünkü hanki partilinin alınan karara uymadığı veya korkutma amaçlı yasal kuralın ihlalini resmen hem de hacı vekil talep ediyordu.

Elbet akılda da kalanlar vardı, “yüce meclis” seçimlerinde. Hastalanma ve hastahanede hem de özel hahstahanede başkanlık pazarları. Yirmibeşin yirmiüçten daha küçük olduğu kabullendirilmesi dahi uğraşı yapıldı. Ama yine de en basit yasal kural on günde gerçekleştirilemedi. Acemice ve rezaleti örtme hamleleri de oldu. On günde seçilmedi de devamını yasa yazmıyor gibi acayip savunmalar oldu. Buna hemen takkeci gazeteci de sarıldı. Yasanın yetersiz olduğu algısını cırtlak sesle haykırıdı. Nedemeli, bukadarı da oluyor. Sanki yasa nerede ise tuvalete dahi gidip gidelmemesini dahi yazması beklenecek derecede herşeye deyinme zorunluluğu konuluyor. Ozaman da bir yasa kitaptan da öte duruma gelir.

Yetmedi, madem başkan seçilemez, sadece iki gün değil de bunu seçilinceye dek devam kararı dahi düşünülmedi. Şimdi de başkansız eski başkanla devam edilirken, Adiyamana doğru erkan yola gidiyor. Kimisi de alışılan teslimieytle “Türkiye neden müdahale etmiyor” veya “ne diyor” laflarını sıralıyor.

***

Başka bir konu da sanki bizi kendimizle yüzleştirme zorlamasına devam eder gibiydi. Nivyork yolcusu Tatar geri geldi. Biraz gezecekti de Zorlunun meclisi yönetme zorunluluğu sonucu kısa gezi yapmak durumuna sokuldu. Adaya döndü. Merak eden heen zaten resmi olmayan yemek yemeği öğrendi. Ama herzamanki hamasi hava ve yağ çekme tutum yeniden sergilendi. Öyle sergilendi ki nasıl olsa kimse ilgilenmez veya destekler yaklaşımı yaygındı.

Tatar ekranlara çıktı. Çoğu atışlar da mübarek mevkinin gaz haasına benziyordu. Koku bunu duyuruyordu. Fakat, bolca güneydeki davaları konuşan gazeteciler ve politikacılar dahi nedense pek yakalamadı. Tatar yaptığı açıklama ile şunu özetliyordu: göz altındaki Yahudi iş adamının afedilmesini istedim. Dikat, serbes brakılması veya hapishaneden çıkarılması değil, afedilmesini istedi. Herhalde onca sray hukukçusu veya bu onuda yaygara derecesine gelen Barolar birliği ufak ek veya uyarı dahi yapmayı düşünmediler. Dikat etmediler. Oysa fetmek demek suçlunun bağışlanması demektir. Halbuki Simon daha ceza almadı. Bunu dahi karıştıran bir saraylı efendi var.

****

Deyinmeden olmayacak: Mine Yücelin yönetiminde yapılan kamuoyu yoklaması yayınlandı. İlginç bir sonuç da vardı. Ençok beyenilmeyen örgüt ve kurum listesinde, birinci sırada Sendikalar yer alıyordu. Fazla yankı bulmadı. En azından sendikalar bu konuda tartışma dahi pek yapmadı. Halbuki önemli sonuçtur. Nitekim kimse dikate almadı da arada gelişen olay neden bu sonucun olduğunu anlatıyordu.

Konuya dalmadan ek bir tanık olduğum kısa konuşmayı da ekleyelim: konuyla alakalı bir sendikada, eski sendikacı rahatsız oldu. Sendika yönetimine olayı sordu. Sendika yönetimi adeta konıuyu küçümsedi. Yapılan anketi eleştirdi. Halbuki gerçekten önemlidir. Ben ufak bir ek ile olayın önemi ve nedenini anlatım. Tabi birkaç kişi dışında da dinlemedi.

Şimdi gelelim gelişmeye: elektrik konusu yine. Ercan hava alanı borç tartışması yapıldı. Hava alanı işvereni borçları ödediğini rakamlarla açıkladı. Hemen başta takkeci gazeteciler de görevlerini yerine getirdikleri haberini balandıra balandıra verdi. Peşinden Elsen de bunun yalan olduğunu ve Bakiye borcuyla rakamları verdi. İşverenin rakamlarını balandıra balandıra veren birçok medya sendikanın açıklamasını da yanyana vermedi.

Sanaırım, nedemek istediğimi anlatınız. Zaten konumuz olan elektrikte dahi işveren ve yönetim değil de sendika suçlamaları adeta normal halde genel duruma çoktan katıldı. Ama bu oyunda rol alan başta politikacı ve takekci gazetecielr adeta tek yölü haber ve algı oyunuyla sendikaları hep karaladılar. Okular açılmadı mı: sorunlu sendikadır. Çünkü grev yapıyor. Kamu okuları ve hastahaneleri çöktü mü, sorumlu öğretmen ve doktor sendikalarıdır. Ama okuların harabeleşmesini de utanmadan öğretmen suçlamasıyla kamuoyuna sunuyorlar.

Medya izliyicileri ne yazık tarafızım deyip de aslında sistemin en çirkin yayınını yapan kesimlere ilgi çok duyuyorlar. Gerçeklerden kaçış yaygındır. Tehlikelin görüyorlar. Ama sonuç yayınlanan kamuoyunda yansır. En kötü yapı sendikalardır. Buda ilk yaklaşımla sistemi aklar.

Şimdi, yasa tüzük ve gerçek, nerede kaldı desem, yanlkş olurmu. Öyle ya her sıkışmada olayın yasadan mı yetki kulanmaktan mı kaynaklandığını sorgulamadan, yeni yasa demenin de lüks algılaşın kkıymetiharbiyesindendir. Ek nokta, en son koroya Mehmedali bey ve onun yakın gazetecileri de katıldı: başkanlık sisgtemi.. sistem değişmeden roler algısı oyunuyla devam. Sonrası mı: atı alan Üsküdarı, minareden düşen de yalana sarılması gibi hale düşeriz.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin