Yahya Sinvar, Hamasın son lideri. Geçen gün tesadüfen de olsa, İsrail tarafından öldürüldü. Son günlerde giderek daha normal hale sokulan israilin politikalarından birisiydi olan. Tek fark, Sinvar, plananlanan operasyonla değil tesadüfen yapılan karşılaşma sonucu öldürülmesidir. Ama yer yine Gazze idi… sadece Filistinin Hamas örgütünün önemli liderleri, son dönemde peşpeşe katledildi. Örneğin siyasi liderlerinden Haney hem de İran’ın göbeğinde öldürüldü. Yerine geçen Sinvar ise iki ayını doldurmadan ama bu defa tesadüfen İsrail’in bina katlederken ki içinde olması sonucu öldürüldü. Bu ne ilk nede son olacak. Ama son dönemde İsraillin artan vahşi saldırıları ve sınır tanımayan katliyamlı yıkımlar, örgütlerin de liderlerini de kapzıyordu. Zaten İsrail kurulduktan sonra oluşturulan istihbarat örgütü Mosadd’ın sicili salt Filistin değil dünyada epey karanlık içeriğe sahiptir. Salt Filistin değil Ortadoğuda epey cinayetin damgası Mosatdı. Daha ileri gidilip yeri geldiğinde öteki ülkelerin istihbaratlarıyla da operasyon ortaklığı yaptı. Bunu en iyi bilen kesimlerden biri de Türkiyeli devrimcilerdir.
***
Son günlerde İsrail yıkımı soykırımla yol alırken, kitlesel imhalar gerçekleştirirken, suikastler de peşpeşe geliyor. Sıradan değil Hizbulahtan Hamasa, irandan Suriyeye önemli komutan veya liderleri de çekinmeden öldürtüyor. Hat da masada İsrail ile görüşen Haney gibi kişileri dahi hem de iranda vurmaktan geri kalmıyor.
Son katliyamlı cinayeti Hamasın daha iki yılını doldurmayan lideri Yahya Sinvardı. Sinvar hem de yeri bilinmeden, israilin uçan kuşu vurma politikası sonucu öldürüldü. Bir apartmandaki şüpelendiği hareketler sonucu orayı imha eder. İçinde Yahyanın olduğunu sonradan anladı. Buda israilin nedenli kıyımcı olduğunun kanıtıdır. Tabi ölen Hamas lderi olunca da batı hemen alkış yarışına geçti. Arap ülkeleri ise malum sesizlikte durdu. Metanyahu ise adeta savaş destekli ivmesini artıracağı belli. Çünkü, kendince suçladığı ve en tehlikeli liderlerden saydığı Sinvarı öldürdü. Kendince bu bir zaferdi. Kendine saldıran Filistin liderini katlediyordu. Lehine olan durum ise ilgili Hamas örgütünün dünyadaki desteğinin az olmasıdır. Filistin sorununun unutturulmasıdır. Soykırım gibi katliyamı hala sistemin en önemli devletlerinin israilin güvenliği olarak savunmasıydı.
Önemli örnek ise şu: Yahya Sinvar, adeta Filistin acı tarihinin de içeriğini taşımasıydı. Hernekadar Haması örgütü denip olay karantılsa da gerçek yine en ufak anlatıda karşımıza gelmekten geri kalmıyor. Sinvar, Filistinlidir. Üstelik Fisitn yakın tarihinin de acılarıyla şekillenen yaşamı oldu. Aylesi daha İsrail kurulurken, ele geçirdiği topraklardan kaçarak Gazzeye mülteci giden kesimdendi. Bir anlamda Sinvar doğarken ana yurdunda değil mülteci olarak sürüldüğü Gazzede doğdu. İlgili koşulalrda büyüdü. Gaze, bir anlamda atmışyedi savaşında da israilin işkaline uğrayan yerdi. Yahya da daha çocuk yaştaydı…
Elbet seksenlerde gençlik dönemine girerken, Filistin hareketi de hep karanlık günler yaşıyordu. O günlerde Lübnanda Sadra ve Şatila katliyamları da yaşandı. Bir anlamda sürgündeki Filistinliler durmadan değişik ülkelerce katlediliyordu. İsrailin baskıları ise bir yana idi. Oysa B.M. kararlarına göre İsrail işkal altı topraklarından çekilerek, Filistin devleti kurulması gerekiyordu. Bu yerlerden biri de Sinvarın yaşadığı Gazze idi. Ama Gazzeğe İsrail çekilme yerine yerleşimler oluşturuyordu. Bu koşulalrda Filistin direnişine katıldı. Ama hemen sonra, toplu hakalayıp hapse atmanın cenderesine düştü. Ömür bohyu hapse çarptırıldı. İsrail hapisaneleri ise korkunçtu. Yapılan işkenceler de dünyada yaygın kirli uygulama olarak kabulleniyordu.
Yahya, bu şaşrtlarda hem militanlaştı hem de ibraniceği de öğrenip adeta kendini esir altında epey koşuların da yardımıyla israile karşı öfkeyle biledi. Hamasın ikibin onbirde kaçırdığı bazı kesimlerle yapılan uzun pazarlık sonucu serbes kaldı. Yapılan anlaşma ile İsraillileri serbes brakan Hamas, birçok Filistinliği de özgürlüğüne kavuşturdu. Bunlardan biri de Yahya Simardı. Mapusane koşulalrı va daha doğarkenki yaşam süreci, onu elbet israile karşı biledi. Gazzede hakim olan Hamasla ilişkilerini geliştirdi. Önemli rol aldı. Kimine gör pazarlıklarda esnek, kimine göre de uygulamalarda sert birisi olarak tanımlıyordu. Bu konuda dahi ortak görüş yok.
****
Bu şartlarla Sinvar, giderek örgüt içinde epey yükseliş kaydeti. Operasyonlar yaptı. İsrail idiyasına göre, Yedi Ekim operasyonunu Yahya planladı. Onun öldürülmesini istiyordu. Başta Amerika da İsrail tekliğini bozarak, koro oluşturdu. Ortak Filistin kıyımını destekledi. Utanmadan adını da “israilin savunması” koydular.
Yedi ekim konusu hala birçok yönüyle eksik kalıyor. Şimdilik toplanan verilere göre, israilin arap ülkeleriyle yaptığı anlaşmalarla, Fİlistini resmen dıştaladı. Filistin sorunu unutuldu. İsrail ikibinsekizden beri Gazzeye kan kusturuyor. Açık hapisane davranışı ve canı istediği anda bonbalamaktaydı. Dünya bu konuda ses çıkarmıoyordu. Binlerce olan ölüm bonbalamaları haber dahi yapılmıyordu. Doğu kudüs ve Golanın ilhakı, Batı Şeryada yeni yerleşimlerle Filistinlilere nefes aldırtmama ile Gazze kuşatması yetmezmiş gibi, uluslararası Ortadoğu İbrahim anlaşmalarıyla da bu halk dışta brakıldı.
Geçen yıl B.M. kürüsüsünden İsrail açıkça harita gösterdi. Gazzenin boşaltılarak yerleşimlerle kontrol edilme planı seslendirildi. Dünya yine duymazlıktan öteye geçemedi. Bu koşullar sonucu Hamasın israile girip kaçıracağı insanlarla hem hapisteki Filistinlilerle takas etme hem de Filistin sorununu duyurtma amacı olduğu anlaşılıyor. Fakat, tetik çekildimi sonrası kağostu. Çünkü İsrail bunun en canlı kanıtıydı. Hamas bir ölçüde bunu planladığı anlaşılıyor. Onlar zaten füzelerle binlerce insanın öldürülmesine rağmen takas olma örneklerini gerçekleştirdiler. Ancak, son olay beraberaberindeki probaganda ağının şideti sonucu israilin planı yürürlüğe koyma tutumunu tam algılamama durumu vardı. Ayrıca Hamas saldırısı ölen bir kısmının Hamascılar değil israilin rasgele helikopter ve karadan yaptıkları ateş aşmaler sonucu olduğu gerçeği de hep gözden kaçırıldı.
Bir başka nokta da şu: herkes Haması Batının ve arap gericiliğin örgütü olarak algılatıyor. Halbuki Hamas Filistin örgütüdür. Gelişme yeri de FKÖ aksine işkal altı topraklarındaydı. İsrail ve Amerika bu olayı destekler gibi davranış öteki Filistin yapısı alehine kulanmaları da doğrudur. Ama sürekli olmadı. Nitekim, herkes israilin Hamasa göz yumma veya kulanmasını söylerken, örneğin tüm Hamas liderlerini israilin katledtiğini, yapılan Filistin seçimlerini Hamasın kazanmasına rağmen vekileri tutuklayıp hükümet gelişimini engelediği bilgisini görmezden gelinmektedir. Neyazık Haması başta islam ülkeleri, birkaçı dışında desteklemedi.
Tüm bunlara daha eklenecek çelişkili veya eksik brakılan bilgiler var. değişmeyen gerçek, Hamas oluşturulan Filistin işkal altı boşluğunda gelişen yapıdır. Ortadoğu gerçeği ile Müslüman siyasalşmanın da Filistin ayağıdır. Ama herkes batının örgütü derken, nedense şu anda batının Haması yok edip Mahmut Elabası destekleme gerçeğinden söz etmemeleri de absürt denecek yaklaşımdır.
Sonuçta, Yahya Sinvar, Filistin lideridir. Hamas olsa da israile karşı olduğu kesin. Gericilik veya islami yönünü kulanıp israile haklılık vermek ise faşizme teslim olmanın ötesine gidilemez. Yaşanan koşullarla olguları değerlendirmek önemlidir. Yahyahın İsrail zindanları, sürgünden sürgüne geçen mülteci kamp gerçekleri ile birlikte ele alınmalıdır. Nedense Hamasa konulan veya Hizbulahı koymaya çalışılan eksenlerle uğraşılırken, Türkiye denetimli Suriye işkal altı cihatçılar olayında da olmaması, herhalde tesadüf veya eksiklik olamaz.
Konuyla ilgili belli ki ortadoğuyu Ortadoğu gibi yazma, Filistin sorununu özüyle ele alıp israilin işkalci militarist devlet gerçeği ile sorgulamadan gerçeklere varamayız. Şimdi, emperyalist faşist Ortadoğu dizeyinini yaşıyoruz. En önemli bedeli de Filistin ödüyor. Öyle fonlu paralar ve küçümseme kelimelerle gerçekler örtülemez. Şimdi Hamas darbe yese de yerine başka örgüt gelecektir. Filistin tarihi de bunlarla doludur.
