Aralarında YKP’nin de olduğu 19 örgüt, İnsan Hakları Platformu, KTÖS, EL-SEN, Basın-Sen, KT Gazeteciler Birliği, DAÜ-SEN, Bağımsızlık Yolu, KTOEÖS, KTAMS, Koop-Sen, ÇAĞ-SEN, TIP-İŞ, BES, CTP, BKP, TDP, Baraka, TÜRK-SEN uzun zamandır devam eden ve defalarca ertelenen, Basın Emekçileri Sendikası (Basın-sen) Başkanı Gazeteci Ali Kişmir‘in, yazdığı bir yazıdan dolayı Askeri Suçlar Yasası‘nda yer alan ve 10 yıl hapislik öngören bir yasa maddesiyle yargılanması davasına karşın eylem çağrısı yaptı…
Açıklamada, Kişmir’in davasının Savcılığın duruşmaya hazır olmaması gerekçesiyle bir kez daha ertelendiğine ve duruşmanın 14 Kasım 2024 tarihine bırakıldığına işaret edildi…
Açıklamada, “2022 yılının Şubat ayındaki ilk suçlamaların üzerinden iki yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen, 6 Ekim 2023’te başlayan dava süreci, savcılığın hazırlıklarını tamamlayamaması nedeniyle henüz sonuçlandırılamamıştır” ifadelerine de yer verildi.
Açıklamnın tamamı şöyle
Gazeteci Ali Kişmir’in davası, savcılığın duruşmaya hazır olmaması gerekçesiyle bir kez daha ertelenmiş ve duruşma 14 Kasım 2024 tarihine bırakılmıştır.
2022 yılının Şubat ayındaki ilk suçlamaların üzerinden iki yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen, 6 Ekim 2023’te başlayan dava süreci, savcılığın hazırlıklarını tamamlayamaması nedeniyle henüz sonuçlandırılamamıştır. Mahkeme sürecinin uzatılması ve davanın hep gündemde kalması, gazeteciler üzerinde psikolojik bir baskı ve tehdit olarak da kullanılmakta ve sadece Kuzey Kıbrıs’taki ifade ve basın özgürlüğü açısından değil, aynı zamanda adil ve zamanında yargılanma hakkı konusunda da ciddi endişeler uyandırmaktadır.
Ali Kişmir, Basın-Sen Başkanı ve bir gazeteci olarak, 2020 yılında yayımladığı bir makale nedeniyle Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın (GKK) “manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif” suçlamasıyla 10 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanmaktadır. Kuzey Kıbrıs’taki basın mensuplarına yönelik baskının sembolü haline gelen bu dava, Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Sınır Tanımayan Gazeteciler gibi birçok uluslararası kuruluş tarafından sert tepkilerle karşılanmıştır. ‘Susmuyoruz İmzalıyoruz’ adı ile başlatılan imza kampanyasına başta siyasetçi, sendikacı, gazeteci, akademisyen, sanatçı, aktivist, öğretmen, avukat, doktor, yazarlardan oluşan ve toplumca bilinen 835 kişi Kıbrıslı Türklerin özgürce kendini ifade edebilmesi için destek olmuştur. Hem yerel hem de uluslararası kuruluşlar, suçlamaların düşürülmesi talebinde bulunmuş ve Kişmir’in avukatı Hasan Esendağlı da bu konuda çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Ancak tüm bu çağrılara rağmen, davayı sürdürme konusunda ısrar eden Başsavcılık, her ne hikmetse, gerekli hazırlıkları yapmayarak, davanın, sürekli ertelenmesine yol açmaktadır.
Bu, Ciddi Bir Hak İhlalidir!
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme gibi uluslararası insan hakları standartlarına göre, uzun süren ve tekrar eden yargılamalar, bir cezalandırma ve taciz biçimi olarak kabul edilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), gazetecilere yönelik davalarda bu tür gecikmelerin, ifade özgürlüğünü koruyan AİHS’nin 10. maddesinin ihlali anlamına gelebileceğini birçok defa karara bağlamıştır. Bu kararlar, yargı sistemlerinin gazetecileri korkutmak ya da susturmak amacıyla kötüye kullanılmaması gerektiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Yukarıdaki ilkelere, uluslararası metinlere ve Yüksek Mahkemenin de içtihadı kararlarına bağlı kalarak düşünceyi ve rahatsız edici dahi olsa ifadeyi hapis cezası ile cezalandırmanın artık çağımızın gerisinde kalan bir tedbir olduğu gerçeğinden hareketle CTP tarafından meclise sunulan Ceza (Değişiklik) Yasası ve Askeri Suçlar ve Cezalar (Değişiklik) Yasası önerileri derhal görüşülmeli ve yasalaşmalıdır.
Ali Kişmir’e yönelik davadaki sürekli ertelemeler, sadece AİHS’nin 6. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali değil, aynı zamanda basın özgürlüğüne yönelik doğrudan bir saldırıdır. Bu süreç, aynı zamanda oldukça yoğun olan mahkemeleri de boşuna meşgul ederek, adaletin sağlanmasında aksamalara yol açma riski taşımaktadır.
Eylem Çağrısı
Başsavcılığı, bu davayı adil ve şeffaf bir şekilde çözmeye yönelik acil adımlar atmaya davet ediyoruz. İfade ve basın özgürlüğüne karşı ciddi bir saldırı olan dava derhal geri çekilmelidir. Başsavcılık suçlamaları geri çekmiyorsa da duruşma daha fazla gecikmeden başlamalıdır. Ali Kişmir davasındaki süregelen belirsizlik, adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerini ciddi şekilde zedelemektedir.
İmzacı Örgütler: İnsan Hakları Platformu, KTÖS, EL-SEN, YKP, Basın-Sen, KT Gazeteciler Birliği, DAÜ-SEN, Bağımsızlık Yolu, KTOEÖS, KTAMS, Koop-Sen, ÇAĞ-SEN, TIP-İŞ, BES, CTP, BKP, TDP, Baraka, TÜRK-SEN