Son dönemde peşpeşe gelişmelerle karşılaşıyoruz. Daha çoğu kesim anlamadan da yakıcı olan gündem, birden buharlaşıp unutuluyor. Klasik K. Kıbrıs ortamını yeniden üretiyoruz. Önce konuşuyor, sonra da hafıza kaybıyla sonlandırıyoruz. Ama bu yıl daha bir sonuçlarla karşılaştık. Sonuçlar diyorum: çünkü biz genel yaklaşımda hep kolayca aldatılma duruşumuz neyazık vardır. Sanki aniden ortaya çıkmış havası var. halbuki yaşadıklarımız günün durumu değil. Tam aksi birikerek gelen sistgemin sonuçlarıyla karşılaşıyoruz. Yetmişdört sonrası şekillendirilen K. Kıbrısın biriken gerçeklerinin dışa vuruşudur. Üstelik tek olguya yaklaşınca da olayın özünü de kolayca kaçırırız. Hafıza kayıp ünümüz de unutmamızı hemen sağlar. Kimi dilayektik bilenler dahi yanılır. Nicel birikimin patlaması veya neden sonuç ilişkisine yaşamda bakmazlar. Ama kesin olan, yaşanan, oluşturulan sistemin çürüyen, çöken yapısının elimizdeki kalan çirkefi yaşamamızdır.
***
Son olarak bir haftadır hesapta Meclis başkanı seçimini konuşuyoruz. Kimisi şaşırıyor kimisi de ordan burdan bahane peşinde. Tarafcıl bakanlar veya yüzeysel yaklaşıp fırsat kolayanlar bir başka havada. Ama nedense genel sistemin geldiği aşama noktası pek dikate alınmıyor. Salt başkan seçememe ve kimin suçlu çizgisinde kalınıyor. Tabi ayni çirkefi, çürümüş şekline bakmadan da öneriler sunanlar da bir başka komik ama doğal halde atıp tutuyor. Doğrusu, oyundaki zenginlik, Zorlu Törenibn de olmasıdır. Düşünseniz, böyle imgeği kolayca bütünün içine koyamazdınız. Tıpkı son dönemki gelişmeler gibi de kafaları bulandırmaya yetiyor. Oyuncu da yaptıklarıyla adeta çürümüşlükteki gerçeği haykırıyor. Ama haykırmayı duyunca genel sonuca gitme korkusuyla da pek odenli olayı aşma niyeti de yok. Şimdi, konu başkan seçmedir. Öyle bir seçme ki egemen siyasal elit içindeki çürümüş, çözülme kuralsızlığını resmen yansıtıyor. Ama sistemsel eleştiriye gidilmediği için de sorgu tam olmuyor.***
Neden sonuç ilişkisi önemli. Dünden bugüne nasıl gelindiği gerçeği de iyi okunmalıdır. Olaylar sonuçtur. Öyle dün iyi bugün kötü ayrıımlı değildir. Bugüne gelineceğini daha başlangıç siyasal deneyimimle hep söyledim. Doğrusu hiç yanılmadım. Yetmişlerdeki K. Kıbrıs şekillenmesi bunun günümüz sonuçlarının da başlangıcıdır. Bunları doğru bilmek şart. Öyle bir noktaya geldik ki rakamların büyüklük ve küçüklüğünü dahi yok saymaya kolayca baş vuruluyor. Buda sistemin kayırma seçkisinin düşünsel ürünüdür.
Sadece bu yıla bakalım. Hat da birkaç ay içinde karşılaştığımız durumları hatırlayalım. Öyle olaylar oldu ki, çoğu ya unuturuldu veya daraltılıp özünden koparıldı. Elbet tüm olanların da aslında çoğu bilindiği, daha ileri gidilerek bu yanlışlarla da bir yerlere gelindiği de kesindir. Bundan olacak ki her olgu sonrası kapanacak beklentileri hep gerçekleşti. Sonuçta konu bu defa en basit olması gereken meclis başkanlığı konusunda da tekrardan kendimizi gördük.
Sahte diplomalar oldu. Daha başlarken, Türkiye gerçeği ile konu saçıldı. MHP ile kırılganlaşan, üst elitleri içeren savrulmalar oldu. Başka ünüversiteler de eklenirken, birden daralma başladı. Giderek, genişleyeceğine, konu daraltıldı. Yine de üst elitler oyuncu olarak yakalandı. Yargı da ise onca kutsamaya rağmen tutuklama şeklinde dahi ayrıcalık suratlarımıza vurdu.
Kaçak işçilik veya köleleştirme de dışa vurdu. Esentepeden esen rüzgar Omorfoya dek laştı. Ama Esentepe yutuldu, Omorfoda ise kitaba uyduruldu. Bangladeşten başlayan ve sekizbin URO rüşvetle finansmanlaşan konumlar saçıldı. Ama geriye pek bir şey kalmadı. Daha ilk açılımda üst örgüt kişilerin adı geçti. Tabi kimse istifa etmedi. Buda çalışma alanı ile insan köleleştirme örneği olarak ikibinyediden beri hem de belirli izinler le olduğu anlaşıldı…
Bilmem, etzacılık ilaç sgandalına dokunmak gerekir mi: yoksa başka gelişmelere de deyinmekle kafanızmı şişecek.. ama olaylar peşpeşe geliyordu. İhalesiz yakıt ve beraberinde oluşan olumsuzluklar da oldu. Rüşvet zinciri yazıldı çizildi. Hiçbir işlem doğrudürüst olmadı. Hem de elektrik zamı, zehirlenme ve tesisin arızalarına rağmen. Maduriyet ve şikayetnameler oluyor. Okadar. Bunlar çürüyen yapıdaki yolların durumu da pek artık muhalefet olmaya yetmiyordu.
Daha sayacak çok olay var. yolsuzlukların ayuka çıkması, sosyolojik darmadağınıkla tacizden cinayete varan kriminal gerçeklik, artık önemli haber olmaktan çıktı. Uyuşturucu ve mafyaya artık deyinmek yetmiyor. Bunlar bir anlamda biriken seçkilerin, tercih edilen sistemin sonuçlarıydı.
Tüm bu gerçekler yanında, hem de yazın sıcaklığı, bir başka ısınmayla geçti. UBP kurultayın oldu. Anormal ne varsa hepsi oldu. Yasadışılıklar peşpeşe geldi. Rüşvet dağıtma, olanakları sunma, yemeler işmeler gırla idi. Müdahaleler ise olmazsa olmazdı. Daha başlamadan, iki aday malum çevreye çağrılıp adaylıkları çektirildi. Bunlar oylama gününde de yaşandı. Kulanılan oy şeklinden sayım yapılma biçimine dek hep eleştirildi. Olmaz ne varsa oldu. Yargının yüceliği de eleştirisel eksene bu defa takıldı. Bu koşulalrla müdahalele kültürlü kurultay sonlandı. Peşinden elbet bazı sözlerin yerine gelmesi gerekirdi. Öyle de oldu.
Meclis başkanlığı sırası geldi. Yaz tatilini kimisi muhteşem tatilde kimisi de kurultay koşuşmasında geçirdikten sonra, malum kurallarla yeni başkan kolayca seçileceği anlaşılıyordu. Hat da kurultay itifaklarında anlaşıldı. Ama artık sistemin çözülme rüzgarında UBP kasırgaya çoktan kapıldı. Zorlu bey tekrar aday olmak istedi. Başkana rağmen aday olması onaylandı. Normal gidecek derken de olmadı.
Bir haftadır bu konu konuşuluyor. Artık sonuçlar başlangıç yanlışlarının nerelere gelindiği versyonu Meclisle sergileniyordu. Sıralayacak değilim. Ama öyle bir son oldu ki hala son nedir belli değil. Ama doğrusu tam da oyuncusu da oldu. Töre sistemin aynasıydı. Bir önceki seçilme sürecindeki yaptığı dalaveralar şimdi kendine dönüyordu. Daha meclis başkanı olurken korumalarla gösteriş kibirine başladı. Benzin kulanması hep konuşuldu. Yetmedi, resmi aracın plakasını eşinin arabsına takması dahi onu uyolundan caydırmadı. Bildik ve sürpriz gelmeyen durumlar peşpeşe oldu.
Yeni seçim oldukça çalkantılı. Herkes firenin kimden olduğunu arama hastalığı oluşturuldu. Rakamlar dahi büyük küçük aylrımından yandaş kıyakını aldı. Öyle ya sistem baştan beri gerçekler değil, dereceler boyutundan bakılmayıp yandaşa göre davranıldı. En sonuncusu da kurutay sonrası belli ki verilen sözler sonucu sınavsız koölejlere konulan öğrencilerdir. Hatırlatalım: Ersin bey saraya giderken, başbakanlıktan ayrıldıktan sonra bası istihtamlar yaptıydı. Bunlar yargıya yolandı. Karar alındı. Fakat karar açıklanması, süresiz ertelendi. Sahi bu karar neGörüldüğü gibimeclis başkanlığı da bir başka sorunla karşımı