iktibasKıvanç EliaçıkŞirketlerin oyuncağı olmuşuz - Kıvanç Eliaçık
diğer yazılar:

Şirketlerin oyuncağı olmuşuz – Kıvanç Eliaçık

279 Takipçiler
Takip Et
Orjinal yazının kaynağıilketv.com.tr

Büyük seçim yılı

2024 yılı bütün dünya için seçimler yılı. Yaklaşık 4 milyar kişi sandık başına gitti veya gidecek. Cumhurbaşkanları, milletvekilleri veya belediye başkanları için oy kullanılıyor, ülke politikaları belirleniyor. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) demokratik hakların ve işçi haklarının birbirine paralel şekilde kötüye gittiği tespitiyle “Demokrasi İçin” başlıklı bir kampanya düzenliyor. Sendikalar, işçileri demokrasiden yana adaylara oy vermeye çağırıyor.

Ama demokrasiye ve işçi haklarına saldıran bir kesim var ki onlar seçimlere girmiyor. Küresel şirketler, aday olmadan siyaseti etkilemeye ve yasaları düzenlemeye çalışıyorlar. Çoğu ABD kökenli bu şirketler uluslararası mekanizmaları ve ulusal hükümetleri şekillendirmeye çalışıyor.

Demokrasi düşmanı küresel şirketler, sadece işçilerin alın terini sömürmekle kalmıyor, demokrasiyi ayaklar altına alıyor. Medyayı ve teknolojiyi tekelleştiriyor, iklim krizini derinleştiriyor, ırkçılığı destekliyor. Vergi ödemekten kaçınırken ve halkın birikimlerini yağmalarken kendilerine karşı çıkanlara şiddet uygulamaktan çekinmiyorlar.

Şehir efsanesi değil gerçek. Yedi büyük şirket dünyayı yönetmek istiyor. Ya da dünyayı yok etmek istiyor. Gelin onları tanıyalım.

Blackstone, Exxon Mobil, Glencore, Tesla, Vanguard, Meta ve Amazon

Emlak kralının yükselişi

Blackstone (BS), dünyanın en büyük gayrimenkul ve yatırım danışmanlık şirketlerinden biridir. Emlak spekülasyonu, fosil yakıtlara yatırım, Amazon ormanlarının tahribatı ve denge-denetleme karşıtı lobi faaliyetleri dev şirketin temel faaliyetleri arasında yer alıyor.

2008 finansal krizinin ardından, gayrimenkul spekülasyonlarıyla kısa sürede büyük kârlar elde etti. Covid-19 sırasında, borçlarını ödemekte zorlanan kiracıları sokağa atmakta tereddüt etmedi.

ABD, Hindistan ve Avrupa’daki pek çok ev, iş yeri ve otel BS’nin küresel emlak portföyünün parçası. “Özel Mülktür Girilmez” tabelasının asılı olduğu yerler bir sonraki spekülasyon için hazır bekliyor.

Blackstone bir devlet kurumu gibi davranarak bürokratları “maaş”a bağlıyor. Böylece kendisine engel olacak her türlü yasal düzenlemeyi iptal ediyor, avantaj sağlayacak bilgileri herkesten önce öğreniyor.

Şirketin CEO’su Stephen Schwarzman, otoriter politikacıları verdiği destekle tanınan milyarderlerden yalnızca biridir. Brezilya’da Bolsonaro’ya “Yılın En Başarılı İnsanı” ödülünü takdim etti. Trump 2024 kampanyasının en cömert destekçilerinden biri çünkü Trump da ona özel ayrıcalıklar vaat ediyor.

İklim krizinin arka bahçesi

Exxon Mobil (ExMo), özel yatırımcılara ait en büyük enerji şirketi ve gelir açısından tüm sektörlerde dünya yedincisi. ExMo, iklim krizini inkâr eden araştırmalara ve çevresel düzenlemelere karşı lobi faaliyetlerine devasa bütçeler ayırıyor. Pek çok ülkede insan haklarını hiçe sayan hükümetlerle çalışıyor ve işçilerin haklarını ihlal ediyor.

Fosil yakıt ve plastik kullanımı teşvik edici reklamlar için Meta’dan hizmet satın alıyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP) hükümetler arasında kulis yapmaktan geri kalmıyor.

“Lobi faaliyetleri” reklam ve toplantılardan ibaret değil. Endonezya’da Suharto’nun işkenceci askeri birliklerini yıllarca finanse etti. Çad’da İdris Debi’ye petrol geliriyle silah alması için yardımcı oldu. Myanmar’daki cuntaya askeri yakıt tedarik etmekle suçlanıyor.

Farklı ülkelerde demokrasiye karşı faaliyetleri destekleyen ExMO, şirket içinde de demokrasiye savaş açmış durumda. Kararların sorgulanmadığı otoriter bir çalışma kültürünü sahiptir. 2018’de Nijerya’da iş sözleşmelerindeki yükümlülüklerini yerine getirmedi. 2022’de Texas’ta sendika üyelerini işten attı ve Fransa’da sendikalarla görüşmeyi reddederek binlerce kişiyi kapının önüne koydu.

Maden ocağından emtia devine

Glencore (GC), dünyanın en büyük emtia tüccarı ve gelir bakımından en büyük şirketlerindendir. Özellikle kömür madenciliği faaliyetleriyle tanınan şirket çevrecilere ve yerli halklara karşı yürüttüğü politikalarla dikkat çekiyor.

GC, küresel düzeyde kömür, çinko, kobalt, metal, yakıt ve gıda arzının büyük bir bölümünü kontrol ediyor. Venezuela, Kongo, Kamerun, Nijerya ve Güney Sudan gibi ülkelerde rüşvet, yolsuzluk ve piyasa manipülasyonu yapmaktan suçlu bulunan şirketin Kolombiya ve Peru’da işçi protestolarını bastırmak için paramiliter grupları desteklediği iddia ediliyor. Benzer şekilde Güney Afrika’da işçileri sendikadan istifa etmeye zorladı ve profesyonel grev kırıcılarla çalıştı.

Teknoloji devi insan hakları cücesi

Tesla hızla büyüyen bir otomobil üreticisi olsa da şöhretini patronunun hoyratlıklarına ve işçilerle yaşadığı sorunlara borçlu. Dünya tarihinin en zengin insanı ve Tesla CEO’su Elon Musk her fırsatta demokrasi karşıtı ve işçi düşmanı fikirlerini açıklamaktan geri kalmıyor. Bunu yeni oyuncağı “X” üzerinden yapıyor.

Sektördeki önemli rakiplerinden biri olan Nissan, 10 kat daha fazla araba üretmesine rağmen Tesla fabrikalarında 10 kat daha fazla iş kazası raporlandı. Bu durum sendikasızlığın, istişare ve denetim eksikliğinin en somut sonucu.

Tesla, ABD, Almanya ve İsveç’te sendikalarla toplu pazarlık yapmayı reddetti. Bu durum Avrupa genelinde grevlerle protesto edildi, ediliyor.

Tesla’nın demokrasi karşıtı faaliyetleri sadece Avrupa’nın toplu pazarlık kültürüne saldırmakla sınırlı kalmıyor. Amazon ile birlikte lobi yaparak ABD’de 1935 yılından beri geçerli olan sendikalar kanununu (Ulusal İş İlişkileri Yasası) yürürlükten kaldırmak istiyor.

Tesla tedarikçileri, Endonezya’da nikel madenciliği sırasında yerel halkın sağlığını tehdit ediyor. Kongo’da bakır ve kobalt çıkarırken çocuk işçi çalıştırıyor. Protestolara karşı özel savunma şirketlerine güveniyor.

Musk ve şirketleri, politikacıları etkilemek için milyonlarca dolar harcıyor. Elektrikli araç üretimi açısından önemli olan lityum rezervlerine sahip Bolivya’da darbe iddialarına X’ten cevap verdi. Açıkça “İstediğimize darbe yaparız. Buna alışın” dedi.

Donald Trump’ın seçim kampanyasını aylık 45 milyon ABD doları bağışlamayı taahhüt eden Musk, Arjantin’de Javier Milei ve Hindistan’da Narendra Modi gibi otoriter ırkçı liderlerle yakın ilişkiler kurmaya çalışıyor.

Şeytan ayrıntıda gizli

Vanguard listede adı en az bilinen şirket; en büyük marifeti de bu. “Kurumsal yatırım” faaliyetleri kapsamında sahip olduğu hisseler onu hemen hemen bütün büyük şirketlerde söz sahibi yapıyor.

Vanguard’ın yönettiği yaklaşık 9,3 trilyon ABD doları değerindeki varlıklar arasında farklı sektörlerden ve farklı ülkelerden binlerce şirketin hissesi var. Mesela, Amazon, Blackstone, ExxonMobil, Meta ve Tesla… Şirket aynı zamanda BM tarafından eleştirilen silah üreticilerinin de hissedarı konumunda.

Vanguard dünyanın her yerinde protesto ediliyor. 2022’de başlayan ve 23 ay süren madenci grevi sırasında sendikalar şirketin genel merkezi önünde nöbet tuttular.

Dünyanın en büyük diktatörlüğü

Meta, Facebook, WhatsApp, Instagram ve Messenger’ın çatı şirketidir. Yaklaşık 4 milyar kullanıcıya sahip bu sosyal medya devinin algoritmaları insanların hatta tüm insanlığı gerçeklik algısını etkileyecek güçtedir.

Eski bir yatırımcısının tarifiyle Meta, “mutlak güce sahip bir lider tarafından yönetilen kötücül bir devlet” ya da “dünyanın en büyük diktatörlüğüdür”.

Gelir modeli kullanıcıya odaklı reklamlara ve kişiselleştirilmiş veri noktalarına dayanıyor. Bu durum onu veri ihlallerinin ve manipülasyonların merkezi haline getiriyor.

ABD’de şiddet yanlısı ırkçı gruplar yeni üyeler kazanmak için FB kullanıyor. Almanya’da ırkçı AfD Partisi FB’de yaptığı göçmen karşıtı propagandanın meyvelerini Avrupa Parlamentosu seçimlerinde topladı. Filistin ile ilgili paylaşımları sansürleyen şirket Hindistan’da Müslümanlar’a yönelik şiddet çağırısı yapan reklamları yayınlamakta sakınca görmüyor.

Pek çok ülkede hükümetleri veya yasaları dikkate almayan şirket Türkiye gibi ülkelerde sansür kararlarına uyuyor. AB’de lobi faaliyetleri için harcadığı 8 milyon avroluk bütçe şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş bir miktar.

Şirket kendi çalışanlarına yönelik sorumluluktan kaçmak için taşeronlar kullanıyor. Taşeronlarda sendikasızlık adeta bir kural haline gelmiş durumda. Almanya’da, çalışma koşullarıyla ilgili olarak meclis komisyonunda konuşma yapan işçilere disiplin cezası verildi. Şirket içi mesajlaşma platformunda “sendika” kelimesini yasakladığının ortaya çıkması kimseyi şaşırtmadı.

Zamane İmparatorluk

Amazon nokta com sadece dünyanın en büyük e-ticaret sitesi değil. Dünyanın en büyük işverenlerinden biri ve sömürünün şirketleşmiş hali. Zamane bir imparatorluk.

Madencilik, tekstil, gıda, bilişim, medya, lojistik, finans ve bilcümle sanayi kollarında ve neredeyse tüm ülkelerde faaliyet yürütüyor. Teknoloji yatırımlarıyla küresel ekonomiyi etkileyen şirketin işçi sömürüsü, çevre tahribatı, vergi kaçakçılığı sicili oldukça kabarık.

Düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları şirketin alameti farikası… ABD’de Amazon çalışanları arasındaki iş kazaları benzer büyüklükteki diğer işyerlerine göre iki kat daha fazla. Gerekli sağlık ve çevresel önlemleri almadığı için sürekli tazminat ödüyor ama yine de yasal sorumlulukları yerine getirmiyor. Aksine yasayı değiştirmek için lobi şirketlerine para akıtmaktan vaz geçmiyor.

Amazon’un tedarik şirketleri çevreye ciddi zararlar veriyor. Vergiden kaçınmak için hükümetlere lobi yapıyor. Büyük patron Jeff Bezos’un ırkçı siyasi partilere ve demokrasi karşıtı lobi gruplarına büyük bağışlar yaptığı biliniyor.

Almanya ve Hindistan’da Amazon çalışanları yıllardır çeşitli grevler düzenlediler. Çevreciler, yerel halklar, tüketici dernekleri insan hakları örgütleri de bu mücadelede işçileri yalnız bırakmıyor. Sendikaların ve İlerici Enternasyonal’in başlattığı “Amazon Ödesin”k kampanyası kapsamında iki kez küresel grev düzenlendi. Küresel Amazon Grevler tarihin en geniş kapsamlı işçi eylemleri oldu.

Küresel direniş

Küresel şirketler gezegenimizi tek bir işyeri haline dönüştürmeye çalışıyor. Bizi kendi işçisi, müşterisi veya tedarikçisi haline getirmek istiyorlar. Bunun için yasaları bazen havuçla bazen sopayla düzenliyorlar.

Bu kâbusun uyanışı için Amazon işçileri yol gösteriyor. Kötü çalışma koşullarına karşı greve çıkan işçilere özel sektör üzerinde daha fazla kamu denetimi ve bağımsız yargı talep ediyor. Belki de en önemlisi, işçilerin şirketlerden zarar gören diğer kesimlerle ittifak kurabilmesi…

Şirketlerin oyuncağı olmak istemeyenler, birleşiniz.

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
305AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin