Türkiye takipçileri, çete kelimesini duyunca, hiç de yabancı gelmeyen kelimedir. Kavram her alana öylesine yerleşti ki, nerede yok sorusu sorulsa daha kolay olacak gibidir. Mafya tipi çeteleşme durumu yayılma hızında. Birçok konuyu dinleyerek, izleyerek alıştık. Hat da çete kelimesini duyunca acayip gelmiyor. Yine çete kelimesi ile arada konulan Kıbrıs ayağı da bize haber niteliği durumuna hala gelemedi. Sanırım, Murat Ağırelin ilaç sgandalı veya sahte diplomadan kara para hikayeleri bilgileri buna en kolay yanıtdır. Hat da bizim yöneticilerin adı geçse de yine de oluşturulan K. Kıbrıs medyasında yerini almaz. Kimi korku kimi ilgisiz kimi de sistemden aldıklarıyla kaybetme endişeleri nedeniyle yer vermekten kaçınılır. Zaten benzeri K. Kıbrısta da olunca pek de önemsenmez.
Bu gelişmelerin bir ayağı da resmen adalet önündeki gelişmelerdir. Konulara fazla dalmadan konumuza gelelim…
*****
Türkiyede çete haberleri yaygındır. En son gelen ve özel hastahanelerdeki yaşananlar ise daha korkunç. Bebek katliyamlarıyla isimlendirilen gelişme, rant ile insan utançlı saydamlaşmanın inanılması güç kanıtıdır. Bebeklerin özel hastahanelere gönderilmesi ve orada katletme dahi uygulamaların olması, bir anda şaşkınlık ve sistemden korkma ile fazla konuşamama ikilemine hemen girildi. Yine de Türkiye iki olguyu birlikte bu gelişmede yaşadı. Çeteleşme ile çocuklar…
Öyle ya, çeteleşme konusunu hep duyduk. Hat da duyarken birçok yere uzanmasına da rasladık. Ama işin içine çocuklar da hele de bebekler de girince, kaçınılmaz olarak insani duygularda katılır. Duyarlılık bir başka olur. Göz yumma veya siyasal destek dahi bunu karşılamaya yetmiyor. Nitekim olayın yirmiüç yılında ihbar edilmesine rağmen gecikme nedeni de soruluyor. Bir değil birçok özel hastahanelerde yaşanır olması da başka bir düşündürücü tutumdur.
Çocukların devlet hastahanelerinden özele gönderilişi ve orda olanlar, artık Bakırköy savcılığında idiyanamelere dönüştü. Çetenin adı da Yeni Doğan çetesi olarak ortaya serildi. Olayı araştıran savcının tehtit edilmesi de durumun daha bir düşünme zounluluğunu ortaya getirdi.
İki kavram gelişiyor. Çeteler ve çocuklar. Bazı bilgilerle artan çocuk kayıpları veya çocuğa yönelik şidet bilgileri de sosyal yapılanış kadar siyasal tutumun da katgıları tartışılıyor. Son Yeni Doğan çete bebek katliyam bilgileri üzerine Tabibpler birliğinin net anlatısı şu: neoliebraleşme ile sağlık özeleşip metalaştı. Hasta müşterileşti, rant üzerinden kazançla mesleki konum da yerlebir edildi. Özel hastahaneler, özeleştirme ile müşterileşmenin sonuçları yaşanıyor. Sağlığa kaynak ayrılmadan özele yönlendirme sonuçları yaratı..
İşin acıtan daha gneiş olalyı da şu: Narin katliyamı ile çocuk şiddetine yönelik salt bireysel değil yapısal özlerle ortaya bir resim çıktı. Daha Narin olayı tartışılıp, etkisi Türkiyede tepkilere dek yansırken, Tekirdağdan hem de iki yaşında çocuğa karşı yapılan tacizin de infiyali arada kaynadı. Sokaktaki çocuk kayıpları ile şideti ise artık normalleşme halindedir.
Bunlar bir andan yaşanırken, bu yıl eğitime yenim bir rezalet eklendi. Adına tasarruf dense de çocukların okulda temizlik yapma durumuna gelmesi de eğitim yanında kirlenen okul boyutu da eklendi. Hepsinin toplamı ise sistemin tercihlerinin sonuçları sonucuna taşır desem, yanlış söylemem karşılığıdır.
Yeni doğan çetesi yaşananı önemlidir. Konuyu salt bebek boyutuyla değil de daha genele yayma cesaretimiz olursa daha travmatik olur. Örbeğin kamudan zele hasta aktarma ile rant olayı ve hastanın müşteri kılınma dönemleri zaten hep sorunları zenginleştirdi. Rant ile hastanın müşterileştirilmesi sonucu sağlıktaki kamusal yıkımla mezara dönüşmeği de getirdi. Dikat edin; bizde de kamu hastahane ile özel ilişkisinde ayni anlayış yaygındır. Kamusal hastahanelerin çöküşü ve insanları özele gönderme tutumları önemli bazı aı sonuca rağmen pek tartışılmıyor. Hat da belirtmeden edemiyecem, son dönemde daha ağırlıklı olarak türkiyenin aksine bizim Tabipler birliği konuyla net açıklama hala yapmıyor. Buda Türkiyenin aksi buradaki mesleki odanın kamuoyundan daha az ilgi görmesine de neden olmaktadır.
Demek ki Yeni Doğan çertesi ve bebeklerin başına gelenler, ibretlik derstir. Uygulanan genel siyasetin bir örneğidir. Daha kötüsü, adı geçen hastahanelerden biri de eski sağlık bakanına da ayit olmasıdır. Ozaman olay daha da derinden ele alınmasını getiriyor. Ama çocuklar konuşmaktan zaten korkutularak engel konuldu. Bebekler ise konuşamaz. Hele öldürüldüğü söylenen canlı insan bebekleri hiç konuşamaz. Eleştiriler sert, kanıtlar havada uçuşuyor. Ama sistem de devam ediyor. Sağlıkta kaynak azaltılıyor. Doktorlar dilendiği anda dövülüyor. Performans ilkesiyle adeta hiçeleştiriliyor. Özele yol açılarak rant kazanılıyor. Kurumsalaşan bu yapı da kolayca değişemez. Hele uygulama çocuklar üzerinde olunca acı birbaşka duyuluyor. Ama düşünün ki çocuklar konuşamaz. Öldürülüyor, evlendiriliyor, kaçırılıyor ve en son bebekler üzerinden rant ile cinayet birlikte işleniyor.
Buraya uyarı olurmu. Brakın uyarıyı, haber dahi olmadı. Onca etletırnak masalı yeniden buharlaştı. Hamasi nutuk ile gerçekler ne kadar örtülür sorusuna da yanıtdır. Bakalım son Yeni Doğan çetesi süreci daha bize neleri gösterecek.