Kıbrıs iktibasUlaş BarışSaçmalıklar diyarında saçma işler… - Ulaş Barış
diğer yazılar:

Saçmalıklar diyarında saçma işler… – Ulaş Barış

279 Takipçiler
Takip Et
Orjinal yazının kaynağıkibrispostasi.com

Hastanenin Yeni Doğan Bebek Servisinde, yeni doğmuş bebeklere verilen mamaya, su yerine etil alkol karıştırılıyor.

Hem de bir kez de değil, en az iki kez!

Sonucunda maalesef bir bebek hayatını kaybediyor, 6 tanesi yoğun bakıma alınıyor! Bereket versin, durumları iyi.

Bu durum tüm ülkede infial yaratıyor, dünya basınına bile malzeme oluyor ama şu satırların yazıldığı Pazartesi öğleden sonraya kadar ne bir istifa ne de görevden alma yaşanıyor!

Japonya’da olsa görevli doktor intihar eder, Norveç’te olsa sağlık bakanı istifa eder ama burası KKTC, burada işler böyle yürüyor!

Herkes peş peşe açıklamalar yapıyor, her kafadan bir ses çıkıyor!

En son sorumlular haklı çıkarsa hiç şaşmayın! Olmaz demeyin, olur, o da olur!

Bu arada basın olayla ilgili öyle bir haber yarışına giriyor ki etraf bilgi kirliliğinden geçilmiyor! Memlekette herkes gazeteci ve tek amaçları daha fazla tık almak için her duyduğu haberi yazmak!

Hal böyle olunca ortaya korkunç bir kakafoni çıkıyor, artık çöz çözebilirsen!

Başka saçmalık?  E var tabii, olmaz mı?

Meclis Başkanlığına seçilmediği hem hukuken hem de etik olarak kesin ve net olan birisi, dün her şeye rağmen gidip meclis oturumunu açıyor, muhalefet oturuma katılmıyor!

Meclis Başkanlığı seçiminde tüm dünyada geçer kural olan birden fazla mühür basıldığı (yani geçersiz oy) çok açık bir şekildeyken, meclisin hukukçuları bu oylar için ‘geçersizdir’ derken, o oylar tam bir oldu-bitti şeklinde geçerli sayılıyor, yetmiyor karar Resmi Gazetede de yayımlanıyor!

Oldu bitti ile kurulan KKTC’de normal bir oldu bitti daha! Demokrasi, teamül, etik, ahlak filan hak getire!

İşte bu başkan dün ısrarla gidip meclis açıyor, ardından da oturuma girmeyen muhalefete meclis başkan yardımcısı adayı göstermeleri için bir hafta süre verip meclisi kapatıyor!

Herkesin duruşu ve tavrı netken, meclis 1 hafta daha kilitleniyor, kimse “neden tavırlar belliyken erteleme aldık” diye sormuyor!

Tam bir sirk gösterisi şeklinde gelişen olayların ardından konuşan muhalefet lideri ise ‘hukuk’ vurgusu yapıp, “bir hafta sonra da aynı şeyler olacak” diyor!

Siyasi bir tavır var mı? Yok! Bunun yerine hukuka sığınıp, onun arkasında konuşmak var! Muhalefeti de hukuk ya da yargı yapsın, oh kuzum oh! Lüks muhalefet böyle bir şey herhalde!

Burası KKTC, saçmalıklar gani, mantık tatildedir!

Geçen haftaya gidelim, bir ülkenin ‘Cumhurbaşkanlığı’ makamında oturan kişisi, kalkıp o ülkenin hükümet partisinin Parti Meclisi toplantısına katılıyor, orada konuşma yapıyor. Adam partinin neferi, öyle herkesin başkanı filan değil, sadece bazılarının başkanı, ondan tabii!

Neyse orada “siyasetçi” saçmalıkları bağlamında, komedi yüklü bir konuşma yapıyor, Avustralya’ya ile arasında geçen vize müzakeresini anlatıyor. Efendim, Avustralya’ya vize istemiş de onlar da ‘turist vizesi veririz’ demiş de, kendisi de Ozzie hükümetine çıkışmış: “Ben Turist Ömer’miyim!”

Yeşilçam efsanesi Sadri Alışık’ın can verdiği Turist Ömer böylece bir anda Kıbrıs sorununa müdahil oluyor, sosyal medya patlıyor, yer yerinden oynuyor!

Ama turistin umurunda mı? Değil! Yerine seçilmediği apaçık olan ‘yeni meclis başkanını’ vekil bırakarak Türkiye’ye gezmeye gidiyor!

Öte yandan katıldığı PM toplantısı sonrası, ilgili parti de bir açıklama yaparak, çifte mühür olayına abes ötesi bir anlam getiriyor ve diyor ki “oy verenler daha sağlam irade göstermek için birden fazla mühür bastı!”

Sosyal medya bir kez daha yıkılıyor, etraf mizahtan kalkmıyor!

Espriler, kötü espriler ve daha da kötü espriler havada uçuşuyor, hep birlikte heder oluyoruz ama burası KKTC, burada kötü mizah tükenmez!

Başka?

Efendim, dün memleketin sermaye örgütleri, hayat pahalılığına karşı eylem yapıyor, gümrüklerden mal çekmeyi durduruyor. Sonra bir de açıklama yaparak, hükümetten teşvik istiyorlar!

Şimdi kalkıp da ‘yahu madem hayat pahalı, bunun sorumlularından birisi sakın siz olmayasınız?” diye sorarsan, vay haline! Ne sermaye düşmanlığın kalır ne de başka bir şey!

Arkadaşlar fahiş fiyat artışlarına karşı bugüne kadar ne yapmış acaba? Mesela “yahu şu kritik gıdanın fiyatı bu kadar olmaz, şu servisin ücreti şu kadar olmaz” diyerek halka herhangi bire kıyak geçmiş mi? Geçmemiş!

Bilakis, asgari ücrete yapılan her zamdan sonra onlar da fiyatlara zam yapmış! Berbat bir kısır döngüye soktukları memlekette, en son üstten de çıkıp işte böyle pahalılıktan yakınıyorlar, üstüne zavallı hükümetten teşvik istiyorlar! Hay bin kunduz!

O değil de bu gruplara en büyük destek, memleketin güya sosyalist, emek yanlısı muhalefetinden geliyor, orası da ayrı bir muamma ama olsun, burası KKTC, buralarda ne muamma biter ne de saçmalıklar!

Fakat ben bu makaleyi burada bitiyorum çünkü saçmalığından da muammasından da bıktım, usandım!

Pes doğrusu pes!

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin