İsrail soykırım hareketiyle başlayan oyun devam ediyor. Savaşın yıkımı soykırım derecesine vardı. Açıkça da vurgulanıyor. Metanyahu ekranlara çıkıp, defalarca Gazze soykırımın ayaklarını ilan ediyor. İlan etmekle kalmıyor: resmen en moderin füzeler, yasak silahları da kulanarak adeta nasıl açık soykırım yapılır kitabını siysal olarak yazıyor. Diplomaside de en çirkin kurallar işletiliyor. Karanlıkta psikolojik baskı ve yalanın nasıl buluştuğunun gerçeği oluyor. Bu salt İsrail değil, ABD ve müttefikleri de katılarak gerçekleştiriliyor. Üstelik hem açıklama, hem milyarlarca dolar yardım ve her an katılma olasılığı ile bölgeye askeri güçler yığılıyor. Ne yazık ki bu konuda adamız da yerini aldı. İçeleştiğimiz Türkiye ise iki yüzlülük ek parakrafı açıyordu. Hem ticaret yapıp hem de yapmıyoruz açıklamaları birlikte yaşanıyor.
Kısaca, ortadoğuda politik kısır döngü devam ediyor. Klasikleşen versyonlar da tekrar tekrar hayayta sokuluyor. En başta da ABD bu konuda rol alıyor.****
Son günlerde yeniden ayni klaskleşen politik psikolojik oyun sahneye konuyor. Yine baş rolde ABD.. İsrail başbakanı faşist katil Metanyahu açıkla Gazze siyasetini yeniden açıklıyor. Özellikle Kuzey Gazze yine öncül hedefe konuyor. Sonra insanların yaşadığı kampları bombalıyor. Son gelen haberde, bonbalanan bir binadan yüz kişiye yakın ölü olduğu belirtiliniyor. Daha ilerigidiliyor: İsrail füzeleri ve tankları yeraltında kalan ceset veya canlıları çıkarmak isteyen kişileri de engeleyecek şekilde şideti kulanıyor.
Bunlar Gazzede olup Beyrut da nasibini almaya devam ederken, İsrail parlementosu açık oy destekle Filistine yardım getiren B.M. örgütüne yasak koyuyop ülkeğe girişine engel takıyor. Bir anlamda ölüme devam diyordu.
Buraya kadar size son gelişmelerden bir demet sundum. Peki İsrail bunları yaparken, genel tutum neydi.. yine sahnede Amerika vardı. Amerikan yetkilileri önce irana israila yanıt vermemesini telkin ediyordu. Kendilerinin israili savunacakları uluyarısını belirtiyorlardı. Ayni uyarıyı aMerika israile etmediği hala akılda. İrana açıkça tehtit havuçlu bir gönderi yapıyorlardı. Devamında da ateşkes lafları yine tekrar paranoyalaşmasına dek vardı. Amerikalılara göre “ateşkes ilan ve eli yaş üstü İsrail tutuklularının serbes brakılması”önerisi vardı.
Dikat edin, ayni kural uygulanıyordu. Kirli çirkin politik iki yüzlülük yeniden sahnede. Tabi bir de ek şu: önceki yazılarımda da yazdığım gibi İsrail ve Mısır yetkilileri Katara giderler. Amaç, ateşkesmiş.. kim inanır bilmem. Ama haber böyle idi. Oysa irana telkin, ateşkes türküsü bozuk akorla ama yüksek sesle söylenirken, Gazzede yeni büyük katliyam ile B.M. örgütü temsilcilerine çalışma yapmama engeli konuluyordu. Bunlar yeni kısır döngünün yeniden tekrarlanaan politik ağır oyunudur.
Birde şu utanmazlık tekrarlanır: acaba Hamas kabul edecekmi? Oysa Haması bir yana brakın. İsrail tanımayacağını zaten söyledi. Amacın soykırımla etnik mtemizlik olduğunu dnefalarca açıkladı. Hiçbir savaş kuralına uymayacağını net şekilde ifade ediyor. Ama hala şanlı demokrat batı yayını İsrail ile Hamas ateşkesi veya irana israile karşılık vermemesini belirtmekten geri durmuyor. İsrailin savunma meşruluğundan tutun güvenlik hakına varan salatalı yalan masalına sarılıyorlar.
Sakın inanan varmı diye sormayın: batı hayranlığı, emperyalist eksenli, olayları batı penceresinden bakan nice kesim ne yazık bunlara inanıyor. Hat da kendine ilerici diyenlerin dahi batı ekseninden yaklaşınca, Ortadoğuda olanları nedense Filistin alehine ve onlara gericilik bakışıyla yorumladıklarına raslamak mümkün. Özelikle de batı Avrupada yaşayan kesimler. Buda probaganda etkisi ile yerleştirilen doğu algısının nedenli etkin olduğunu kanıtlamaktadır.
Bir anlamda, doksanlardaki Henknintonun kültürler savaşının gününüzde nasıl yer bulup kabullendiğinin kanıtıdır. İstemesek de gerçek bu. Kültürel gericilik ve karşıtlıkla sömürgecilik kuramını belekten silenler, şimdi soykırımda dahi net tavır koyamama derecesine gerilediler. Buda israilin, yayılma, saldırma ve yeniden Ortadoğu dizayininde sınırların çizilmesinde de faydalı oluyor. Onun için ağızdan çıkanı değil, vurgularla rahatlatma algısına kapılmadan, mümkün oldukça, gerçeklerle sorunlara yaklaşmak kaçınılmaz önemi var.Son gelen haber ise açlıktan Gazzede ölmelerin artığı bilgisiydi.