iktibasGözde Bedeloğlu‘Her canlının eşit yaşam hakkı var, ‘ama’…’ - Gözde Bedeloğlu
diğer yazılar:

‘Her canlının eşit yaşam hakkı var, ‘ama’…’ – Gözde Bedeloğlu

333 Takipçiler
Takip Et
Orjinal yazının kaynağıbirgun.net

Yaklaşık dört ay önce ne demişlerdi? Başıboş ve sahipsiz sokak hayvanları yüzünden, çocukların ve kadınların can güvenliği endişelerini görmezden gelemeyecekleri için, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarıyla, ilgili bakanlıklar bir çalışma yürütmekteydi. AKP’liler, sokak hayvanları yüzünden hiçbir çocuğumuzun ağır travma yaşamaması gerektiğini söylüyor, bütün vatandaşların can emniyetiyle okullarına, işyerlerine, parklarına gidebilmelerini sağlamak bizim görevimizdir diyordu. AKP’nin üzerinde çalıştığı yasal düzenlemeye göre ‘hayati tehlike oluşturduğu gerekçesiyle sokak hayvanları 30 gün içinde sahiplenilmemesi halinde uyutulacak, yani enjeksiyonla öldürülecekti. Kamuoyunda yükselen tepkilere rağmen iktidar 30 Temmuz’da yasa teklifini meclise getirdi ve öneri AKP-MHP işbirliği ile kabul edildi. Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Resmi Gazete’de yayımlandığı 2 Ağustos’tan beri yürürlükte.

***

Buna göre, sokaktaki bütün köpekler toplanacak ve sahiplendirilene kadar barınaklarda bakılacaktı. Yerel yönetimler de önümüzdeki dört yıl içinde bakım evleri kuracak ve mevcut şartları iyileştirecekti. Oysa muhalefet ve hayvan hakları savunucuları bunun gerçekçi olmadığı konusunda ısrarcıydı, çünkü bizzat hükümetin açıkladığı verilere göre Türkiye’de 4 milyon sokak köpeği vardı buna karşın mevcut 322 barınaktaki kapasite 105 bindi ve ihtiyaç oranında barınak yapılabilmesi de mümkün değildi. Bu şartlar altında işin, hayvanları topluca katletmeye varacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yoktu. Kaldı ki yasadaki, “insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan” köpeklerin veteriner hekim tarafından/gözetiminde öldürülebileceğine dair ifade de yoruma açıklığı bakımından sorun teşkil ediyordu. Kime göre ve hangi olumsuz davranış olacaktı bu? Ne zaman ve nasıl karar verilecekti öldürülmesine?

İşte AKP ve MHP’nin meclisten geçirdiği bu düzenlemenin nasıl uygulanacağına dair şüphe, endişe ve uyarılar önceki gün Kocaeli Gebze’de vücut buldu. AKP’li belediyenin, kendine ait barınakta bulunan 30 köpek ve 13 kediyi ‘Keta-Control’ isimli anestezi ilacıyla öldürdüğü iddia edildi. Aralarında yavru ve hamile kedi köpeklerin de olduğu söylenen hayvanlar öldürüldükten sonra poşetlere konarak çöp konteynerine atılmış. Katliam, hayvan hakları savunucularının takibiyle ortaya çıktı. Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, hayvanların çeşitli nedenlerle daha önce hayatını kaybettiğini öne sürdüyse de barınaktaki görevlilerin hayvanlara iğne yaptığı ve sonra çöp konteynerine attığı görüntüler yayınlandı. TİP Milletvekili Sera Kadıgil, barınak çalışanlarının “yasayı uyguladık” dediğini açıkladı. Sokakları kedi ve köpeklerden arındırarak kadınlar ve çocuklar için güvenli hale getirme iddiasıyla yürürlüğe sokulan yasanın böyle bir katliama sebep olabileceği söylendi.

***

Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin yayımladığı üç aylık rapora göre, Türkiye genelinde Temmuz-Eylül 2024 arasında en az 117 kadın ‘başıboş’ erkekler tarafından öldürüldü. 110 kadın şüpheli koşullarda hayatını kaybetti, 163 kadın fiziksel şiddete, 47 kadın seks işçiliğine zorlanmaya, 42 kadın istismara ve 3 kadın cinsel şiddete maruz bırakıldı. Nasıl ki kadınlar için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı, 20 yıldır yürürlükte olan Hayvanları Koruma Kanunu’na da uyulmadı. Kanuna göre bakıma ihtiyacı olan ya da kısırlaştırılması gereken sokak hayvanları, tedavisi tamamlandıktan sonra alındığı sokağa geri bırakılıyordu. İktidar, sokaktaki hayvan popülasyonunu azaltmak için kısırlaştırma önlemini etkin bir şekilde uygulamış olsaydı, pek çok Avrupa ülkesi gibi soruna kalıcı bir çözüm getirilebilecekti. Ama gerek 20 yıllık ilgisizlik, gerek AKP hükümetinin bütçe tercihleri sebebiyle bugün Gebze’de olduğu gibi, Türkiye’nin neresinde ve kimlerin sırtını yeni yasaya yaslayarak hayvan katledeceğini bilmiyoruz.

Yasa tasarısına getirilen bütün gerçekçi ve bilimsel eleştirilere burun kıvıran iktidar medyası çalışanları yazılarında açıktan ya da örtük şu mesajı veriyordu: “her canlının eşit yaşam hakkı var, ‘ama’ insan hayatı diğerlerinden değerlidir.” Bu yasa, sonuçları hesap edilerek yürürlüğe sokuldu. Taşıdığı belirsiz ifadeler ve uygulama güçlüğü nedeniyle yaşanması sürpriz olmayacak bu vahşet, bu şiddet, bu suç ve insanlık ayıbı hiç önemsenmedi. Hayvanlarla birlikte ötekileştirilen, nefret objesine dönüştürülen her şey ve herkesin bir gün şiddetin hedefi olabileceği sır değil, bir yönetim tercihi.

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin