yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGelinen aşamayla Tunus seçimleri dersleri - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Gelinen aşamayla Tunus seçimleri dersleri – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Pazar günü Tunusta başkanlık seçimleri yapıldı. Seçimi, şimdiki cumhurbaşkanı Sayiti kazandı. Sayit yeni anayasa olayı ardından girdiği seçimde önemli sayıda oy aldı. Y.87 cıvarı destek buldu. Buraya kadar herşey sanki geri braktırılmış otoriter devlet resmini görüyoruz. Devamında, katılım Y.27 cıvarı. Oysa önceki seçimlerde Y.58 katılım vardı. Yine herkesin ajlın abasitce Tunus zaten geri kalmış ülke düşüncesi ile yetinilecek.

Seçim öncesi katılmak için müracat eden kimine göre sekiz kimine göre de oniki kişinin adaylığı ret edildi. Katılım bu nedenle az oldu. Katılanlardan biri de hapse atıldı. Uyduruk suçlama inancı da yaygın. Ama Tunusta seçimler yapıldı. Şimdiki başkan Sayit, ezici oyla seçimi aldı. Varsın katılım az olsun. Bu farketmez. Algı ve eksik düşünme hasalığı zaten bunu örter. Hele Afrikanın kuzeybatı ülkesi Tunus da kimin umurunda. Umuru olan sömüren devletler. Uluslararası tekeler. Bazı ülkelere “demokratik kriter” koyarken, ona göre annargolar dahi uygularken, Tunustaki seçimi öpüp elini de başına koydular.

Peki diyeceksiniz, böylesi bir ülkeği neden konu ediyon. Üstelik çevremizde dahi yangın aldı başını giderken. Ukrayna, Gazze Lübnan savaşları sürerken durup dururken Tunus nerden çıktı.. ama biraz akıl tutulmasından kurtulursanız, kısa zaman öncesini, hele de ikinci Obama BOP hareketliliğini düşünürseniz, konuyu daha iyi kavrayacaksınız.

*****

İkibineskiz ekonomik Finansman krizi ABD yi dahi vurdu. Obama bunun yanında ikibinonbir de ikinci BOP operasyonunu bölge ülke olaylarıyla yeniden brakılan yerden devam tetiğini çekti. Herkes Mısır, Libya ve Suriye hedefli bu planı tam da uygulayacakken, bir ülkedeki olaylar hala haftalarca sürmesine rağmen Batı dünyasında haber deyeri dahi yoktu. bu ülke Tunustu.

Kendini yakan bir yurtaş sonrası Tunusta mevcut yönetime karşı ayaklanmalar hızla yayıldı. Zeynel Binabidin yıkılmaz denilirken, ülke dışına altınlarıyla kaçmak zorunda kalıyordu. Olayın sonuna doğru başta Fransa ve İngiltere farkına vardı. Hemen müdahalelerle Tunusu şekilendirmeğe girişti. Biraz geç kaldılar. Çünkü Tunusta örgütlü muhalefet de vardı. Apartopar ılımlı islamın önemli liderlerinden Ganubiyi ülkeğe gönderdiler. Ayrıca, İngiltere oniki maddelik anlaşma da yaptı. Fakat, artıjk ok yayadan çıktı. Abidin de kaçtı.

Tunus öteki BOP projeli ülkelerden önemli farkı olaylarda iç muhalefetin rolunun kendi dinamikleriyle de katılmasıydı. Sonuçta Tunus hep merak ediliyordu. Bir yanda iç dinamik güçleri öte yanda ülkede yeniden etkin olma peşindeki başta Avrupa ülkeleri.

Tunus bu karmaşayı hep yaşadı. Ilımlı islam ve değişik sol eksenler seçimlerde hep karşı karşıya geldi. Bu arada eklemeden olmaz: Tunusta Afkanistan gibi ülkelere gidip savaşıp geri dönen cihatçılar da vardı. Onlar da suikast eylemleriyle kağosa oynuyordu. Hele de Amerikanın iyi esruman aparatlarıydı.

***

Yapılan her Tunus seçiminde ilginç bir tartışma da oluordu. Muhalefet oyları hat da sol kesim oldukça iyi desteğe sahipti. Fakat, Ulusal solcular yani devlet eksenli sol ile muhalefet sendika ve demokratik örgüt ağırlıklı sol bir araya gelemiyordu. Bu nedenle de seçim çoğu defa ılımlı islam Ganubi lehine sonlanıyordu. Yine de eksik kalıyordu. Ganubi de birinci parti çıksa da çoğunluğu sağlıyamıyordu. Bir anlamda kağos çıkıyordu. Cihatçılar ise önemli sol liderleri katlediyordu.

Tunus böylesi dalgalanmalar yaşıyordu. Yine de önemli demokratik anayasa oluşturdu. Ganubi siyasal islamın iflasını dahi ilan edip öteki güçlerle yakınlaşma peşindeydi.

İkibinondokuzda ilginç uzlaşmalarla kervan ilerliyordu. Ganubi meclis başkanı oldu. Çoğu çevrenin anlaşarak hukukçu Sayitiyi cumhurbaşkanı yaptılar. İşlerin uzlaşarak yolunda olacağı inancı vardı. Fakat olmadı. Sayiti resmen eline geçirdiği başkanlıkla, yanına da orduyu alarak sivil darbe yaptı. Meclisi kapatı ve kararnamelerle yönetmeye girişti. Bir fark vardı. Yorulan ve şaşkın haldeki sol sokağa çıkmadı. Ilımlı İslamcılar ise hedefe konulduğu için, geleceği görmedikleri sonucuyla onlar da çaresizce ses çıkaramadı.

Yeni anayasa oluşturuldu. Daha otoriter devlet haline gelindi. Bunun üstüne de seçimler yapıldı. Tabi ki bu defa işler otoriter rıza veya pasif katılmamma ikilemiyle resmen Sayiti yeni darbenin anayasasıyla birlikte iktidara seçim sosu ekledi.

****

Yukarda özetlediğim Tunus seçimi, yine hatırlatığım gelişmelerle Pazar günkü seçimlere geldi. Diktatör kovan, en demokratik anayasayı oluşturan Tunus örgütleri, sivil darbe ve sonrasında adeta teslim hale döndü. Alışılan Tunus direnişleri olmadı. Güzel bir algı mezesi oluşturuldu: İslamcı tehlikesi.. zaten buna dayanarak Sayiti başkan yaptılar. Hukukçu kimliğine güvendiler. Ama pasif gibi görülen Sayit, İslamcılardan beklenen darbe ve gerilemeleri o yaptı. Solun bir türlü ortaklaşamadığı, devletçi solun ısrasrla sokaktaki dirençli sınıfsal sol ile yanyana gelmek istememesi sonucu oluşturdu. Üstelik hep İslamcı düşmanlığı derken, ılımlı denilen hukukçuyla adeta sivil darbeyle diktatörlük şekline doğru geçtiler.

Şimdi anladınız mı, neden Tunus seçimlerini azdım. Zamında yapılmayan, hedefi eksik görme ile iç hesaplar öyle koşullar yaratır ki kendini anlatmak dahi zorlaşır. Üstelik iyi diye de bizat seçtirirseniz. Buda bize ders olsun. Tabi bir de şu andaki Türkiyeye de bakarsanız değişik yönden dersleri de bulacaksınız. Bir zamanların Tunusu Afrikanın en demokratik yolda ilerlerken, sokak otoriterlik diktatörü yolarken, şimdi kendi ayağı ile teslim etiği başkanın diktatörleşmesine ses çıkaramıyor. Sosyolojik veya siyasal bakımdan incelenmesi gereken örnektir. Düm demokratik aşamada şimdi otoriter yolda ilerleyen Tunus.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
322AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin