yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBebek katliam gerçekleri - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Bebek katliam gerçekleri – Özkan Yıkıcı

279 Takipçiler
Takip Et

Yeniçağ podcastını dinleyin

Öyle uzağa gitmek yok. Ortadoğu coğrafyasında kalacam. Daha yakın yerle yetinecem. İçselleştiğimiz Türkiye ve İsrail uygulamaları kısgacıyla kalacam. Konu tek noktada yoğunlaşacak. Bebeklerin katliyamı.

Kelime yazarken normal gelebilir. Hele uzaktaysa da bahane hazır: biri ilgilendirmez havası. Ama dibimizde oluyor. Üstelik kuzeydeki Türkiye ve doğu eksenine yayılan eksende yaşanıyor. Daha geneli şu: iki sistemsel kural ile gerçekleştiriliyor. Neoliberaleşmenin uygulama sonucu sağlıkta gerçekleşen yönü Türkiyede dışa vurdu. Biriken nicelik nitelik patlamaya geldi. Ötekisi ise İsrail eksenli. Soykırım adını da “güvence” kılıfıyla örterek, binlerce bebek katledilme sayısına konuldu. Ama hiçbirinde sistem eleştirilmemeğe uğraşılıyor. Katledilen bebek olsa da adı savaş veya sağlık nedeniyle yapılsa da hala gereken siyasal insani karşılığına ne yazık ulaşamadı.

Düşündürücü olan, her konuda öyle sıradanlaşan kesimler yok. Resmen devlet politikasının sonuçları olmasıdır. Neoliebraleşmenin kar hırsı, rant gerçeği ile başlayan, hastayı meta gören, yakın olmanın gücüyle kurumsallaşma gibi olgularla yapılan bebek katliyamları sözkonusu. Daha fazla para alma adına bunlar yapılıyor. Bebekler dahi bekletilerek ve öldürülerek kazanç sağlama kültürünün nerelere geldiğinin sonucudur. Sağlıktaki özeleştirme ile sektörleşme, metalaştırma, hizmetin karşılığı para kuralların bebeklre dahi ödenen bedel oldu.

Konu belli ki ödenli yaygın, olayın ortaya çıkmasıyla yaygın ihbarlar başladı. Hat da konu salt bebeklerden çıkıp yaşlılar , giderek hasta konusunun geneline yayıldı. Özeleştirme sonucu ile rant bütünleşme sermaye hırsı bunları yaratı. Şimdiden onu aşan hastahane mühürlendi. Ama katledilen gerçek, bebeklerdi. Konuşamayan, daha dünyaya merhaba demeğe hazırlanan insanlar. Elbet bu deşildikçe devamının gelmesi, en üst kesimlerin adı geçmesi, sistemleşmenin de ta kendisi oluyor.

***

Öteki bebek katliyamını daha açık şekliyle devlet yapıyor. Adı da İsrail. Zaten kurulurken,terör devleti olarak şekillenen, işkal üstünden ilhaklarla vatan oluşturmaya çalışan ülke olması tesadüf değildir. Siz soykırım ve toplu imha uygularsanız, dünya önemli kapitalist devletelr de “sizin savunma hakınızız” görüp destekliyorsa, bebekler de nasibini alır. Hastahaneler vuruluyorsa, okular yerlebir ediliyorsa, mülteci kampları da nasibini alıyorsa, yıkım altından elbet bebeklerin de çıkması doğal hale gelir. Fakat, bebek kelimesi ile parçalanmış cesetler dahi oluşannparanoya düşüncesini değiştiremiyor. Yıkılan bina altında kalan bebek veya füzerle yolda giderken paranparçalanıp oraya buraya saçılma dahi sistemin resmi görüşlerinin insanı duygularını dahi uyarmaya yetmiyor. Ama israilin savunma hakı var. güvence altında olması önemlidir. Ozaman, füzelerle daha yeni doğmuş bebeğin kundakta yıkılan bina altında can vermesi normaldır. Dünyaya gelirken, bebeğin ölümle hayatının sonlanması da İsrail güvencesi gereği olması gerekmektedir.***

Dünya bu katliyama silah veriyor. Destek yağdırıyor. Bebeklerin aç kalması, doğmadan ölmesi gerekir. Soykırımın normal politika sayılan ortamda, bebek falan düşünme şansı da yok. Ama bebekler katlediliyor. Emperyalist gerçeklikle yaşatılıyor. Neoliebralizmin herşeyi piyasa belirler, piyasanın sihirli eli sağlık alanına dda neşter vurunca, bebekler de nasibini alır. Bakım veya kontrol adıyla alınıp, sonra daha fazla para için kulanılan durum, katliyamlar gei-tirir. Hep dneilir, en azından sağlık ve eğitim özeleştirilmesin. Kamusal önemi ısrarla açıklanıyor. Ama kar hırsı var. sektörleşme önemli. İlaç sektörü artık kimine göre dünada ikinci güç ozaman hasta olmasanızda ilaç haradı göstermekten bebek katliyamlarına yeni kar eklemeler de olacak. Türkiye Yeni Doğan çetesiyle bunları yaşadı. Dahası gelirmi, bilmem. Ama elbet birilerinin bir yerde durdurma veya yargıda ayıklama olasılıkları hep vardır. Ama konu sağlık.

Gazzede ise darmadağın artık bebek katliyamlarının sayısı bilinmiyor. Enkaz altında kalanların da hesabı yok. Füzeler en moderin silahlar bebek katliyamlarını artırma adına sokakta olanları, hastahaneleri ve okulardaki sığınmaları yerlebir ederek, hayata başlangıçtan, katliyamla hayatlarını sona erdiriyor.

Diyecek çok söz var. ama onca katliyama rağmen dünya kamuoyun halansesiz. Hele de daha baştan ürküten kelime olmasına rağmen, bebek katliyamlarında dahi ufak istifa olmuyor. Katliyamlardan başarı hikayesi çıkarsama ise gırla gidiyor. Belli ki kapitalist hukuk da bunları çözememektedir. Öyle olmsa bukadar kolay yukarda sıraladığım iki örnek yaşanmazdı. Soykırım suçken, neoliebralizmin sağlık politikasında bebek katletmenin adı suç konulsa da sonuçta sermaye gerçeği herşeyi örter. Hani meşur birisini suçlarlar, oda paralarla kendini suçlatan tabelaları örter. Dönüp “bu dedikleriniz paramla örtüldü” der. Kıbrısta eskiden bu uygulanan pratik tekerleme hep karşılık bulurdu. Ne zaman bir yolsuzluk veya başka suçlama olunca, sonra kapatılınca, bu tekerleme söylendi.

Kısaca, bebekler de sistemin politikalarının sonucundaki acılardan nasibini alır. Bilinip de dikate alınmayan, tercih apılan siyaset de bunları üst düzeye çıkarır. Neolienralizmin yeni doğan çetesi veya israilin bebek katliyamlı soykırım hareketleri ne yazık emperyalist kapitalist sistemin aynasıdır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin