yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYakın tarihi anımsayacak günler öncesindeki hatırlama zorunluluğu - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yakın tarihi anımsayacak günler öncesindeki hatırlama zorunluluğu – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yeniden Altı Eylül Yedi Eylül yıl dönümüne geldik. Bu konuda her yıl mümkün olduğu kadar, olayla hatırlatmalar yapmaya çalışıyorum. İlgili tarihler oldukça önemli. Yapılan katliyam ve sürgünler günümüz genilen en azından Türkiye Kıbrıs politikası için önemli taşları başlatıyordu. Emperyalizmin provasından, Türkiye Kıbrıs sorununa konulmasına dek önemli sonuçları oldu. Bu konuları önümüzdeki yazılarıma brakıyorum. Bu makalemde geçen haftaki uyarı yazım sonrası olanlarla, ilgili tarihsel gün yıldönümüne gelirken ki alacağımız önemli uyarıları özetlemeye çalışacam.

*****

Geçen Cuma günü Birgün Gazetesindeki Gözde Bedeloğlunun Kıbrısla alakalı yazının okunması gerektiğini yazdım ve Bedeloğlunun yazısının okunmasını teşvik ettim. Cumartesi konuyla alakalı bir makale de yazdım. Gözdenin makalesindeki konuşturulmayan Kıbrıs gerçekelrini işaret ediyordum. Makalenin okunma gerekçelerimde, yanlış bilgi sonucu gelinen politik algıların da etkilenmesini umuyordum.

Bu konuda bazı Türkiye kesilerinin okumasının önemini de ekledim. Özellikle sol görünüp devletçi Kemalistlik yapanları da ekledim. Hem de Hocan Kongar dahi. Çelişkileri kısa makalemde elbet uzun uzun anlatamazdım. Fakat, eğer Gözde Bedeloğlunun Kıbrıs Türkiye karanlık ilişkilerini özetlediği makale okunsa, en azından yüzleşme ve sorgulamaya da yarayacak önemi olacaktı.

Ben boşuna uyarılar yazmadım. Nitekim Gözde Cuma günü Kıbrıs Türkiye karanlık ilişkilerini yazdıktan sonra, iki gün sonrasında birazda dokunduğum TELE 1 Pazar gece Prokramında ayni konuyla karşılaştım. Mehmedali Gürlerin prokramında Kıbrıs da tartışıldı. Önemli Denktaş hayranı Nur Batur ve Kıbrısta görev yapan general Haldun Solmaztürk de vardı. Ersin Kalaycı da liberal temsilciydi.

Konu Kıbrıs idi. Tam bir Denktaş gölgesi ve devletçi Kemalist bakışlı yorumlar yapıldı. Kıbrısta olanları hep Erdoğan eleştirisi üzerinden yorumladılar. Nedense genel Kıbrıs veya İngiltere kanalıyla zorla sokulan Kıbrıs siyasal gerçekliğine hiç deyinmediler. En tekrarı olan ise “rumlar AB üyesi yapılırken, Türkler dışarda brakıldı” tesbitiydi. Bunu defalarca yazdım. Konu Annan planı öncesi gerçekleşti. Hem Türk hem de Rum temsilcileri ikibinüçte Danimarkaya çağrılıp imzlayarak AB üyeliği taslağı vardı. Türkiyede toplanan Anıt Denktaş ve Erdoğanın olduğu MGK imzalamama kararı alındı. Denktaş gitmedi. Tahsin bey gönderildi. Tahsin de imza törenine katılmayarak imzalamadı. Böylelikle türk denilen kuzey kesimi resmen dışarda kaldı. Yani, Annan planı onaylaırken konu gerçekleşmedi. Bu dahi yalanlarla örtülüyor. Top Erdoğana ve AB rumculuk tavrıyle “iki yüzlülük” deniliyordu.

Sonuna dğru ise deneyimci deilen gazeteci Nur Baturdan duydum. Doğrusu bukadar Denktaş hayranı tutsaklığı artık bana biraz da yavann geliyor. Neymiş; Kıbrıs Girit olacakmış. Tarih farklar ve günümüz koşulları hiç değerlendirilmeden, psikolojik harp teknikleri ile bize psikolojik korkluyla herşeyi ret etme duygusunun mirasıdır.

Demek ki Nur hanıma ve Mehmedali beye göre Kıbrıs girit olacak. Sorsan Girit olayını da taam bilmezler. Günümüz devletçi politik duruşla yorumlayacağı da kesin. Zaten Girit konusunda Kavalalı Mehmedali bey veya İngiltere Osmanlı ilişkileri pek de söylenmez. Hep Yunan oyunları ezberiyle Denktaş hayranı duruşarla konular aktarılıyor. Ama bunun çok önemli kitle karşılığı da olduğu kesin.

***

Cuma Gözdenin, Pazar da Tele 1 prokramındaki Mehmedali Hürlerin yöetiği prokram ikilemi yanyana konulunca, banbaşka dünyaları da görürüz. Hele de Kıbrıs sorununa bakış çizgileri oldukça uçurumludur. Ama hala Türkiyedeki Kıbrıs konusundaki Denktaş aşkı belirli sol ve Kemalistlerde yaygıno olup devletçil karakterislikte devam edildikçe, yüzleşme de olmaz. Yüzleşme zaten, önce rejim değişmesi çizgisiyle başlar. Var olanın yeniden üretimi için olmaz. Hele de örülen taşların sonuna gelinirken, sorgulamak da zordur.

Yarın Altı Eylül hatırlatması yapılırken, aslında günümüz Kıbrısın da gerçeğini bulacağız. Onun için de Altı Yedi Eylül olanları da doğrudürüs sorgulanmıyor. Silikleştirerek yok etme anlayışı yaşanıyor. Konuşulsa devamı günümüze gelecektir. Bu nedenle Gözde gibi aydın gazetecilerin yazdıkları önemlidir. Hele da tabulaşan devletçilikle örülen yanlışların çözülmesi için mutlaka karşıt gerçeklerin de olması şart.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
282AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin