Eylül siyasal tarih bakımından zengin günlerle yüklendi. İkinci Paylaşım savaşının başlaması, Türkiyeden Şiliye askeri darbeler, iikizkule saldırıları, Kadafinin darbesi, altı yedi Eylül provakasyonları gibi birçok siyasal tarih sayfalarının yaşandığı aydır. Bunların tarihsel önemi tartışılmazdır.
Elbet, onca zengin siyasal tarih sayfasında Filistin olayı da boş brakılmadı. Yakın tarihin önemli bazı sayfaları da Filistin katliyamlarıyla tarihe kazıldı. Öyle ki şimdi genelde hep Filistin topraklarında bilinen durum, aslında Eylül tarihi ile komşu ülkelerde de Filistinlilere katlıyamların acımasızca gerçekleştiği gerçekler bulunmaktadır.
****
Son dönemde Filistin sorunu, Gazzeden Batı Şeryada yapılan katliyamlarla haber oluyor. Ayni zamanda sistemin batı bloğunun da destekleme yüsüzlüğü ile de tamamlanmaktadır. Onca Filistin acıları yaşanırken, konu şu veya bu şekilde gündem olurken, nedense yakın tarihteki Filistin katliyam dönemi de akla hemen hemen hiç gelmiyor. Hele de Ürdündeki Kara Eylül ile yazılan dönem, nedense pek hatırlatılmaz.
Eylül ayı Filistin için önemli iki tarihi dönemi de ne yazık taşıyor. Birisi Lübnan ötekisi de Ürdünde. Bu sayılan yerlerin önemi, Ürdünde önemli Filistinli kesimin olması, Lübnanda da Filistin mülteci kanpının oluşturulmasıdır. Anlayacağınız, olaylar İsrail ve işkali altındaki yerlerde değil, komşu arap ülkelerinde Filistinliler katliyama uğradı. Hat da Ürdündeki katliyamı bizat ürdün yönetimi yaptı.
Elidört yıl öncesine gidelim. Yetmiş yılında Ürdün önemli bir askeri saldırı yapar. Hedef dış ülke değil, ülkedeki kendi halkı olan Filistinlilere yöneliktir. O günlerde Filistin hareketi oldukça eylemlerle dünyaya kendi sorununu duyurtmaya çalıştı. Ürdün ise ülkedeki Filistinlilerin iktidarı alma korkusuna girdi. Başta ingilterenin de teşviki ile ülkedeki Filistinlilere karşı saldırılar yaptı. Önemli katliyamlar gerçekleştirdi. Filistinlilerin bir kısmı ülkeden kaçtı.
O günlerde Ürdünde FHKC en etkin örgütdü. Örgütün Marksis olduğu gerçeği de vardı. Hem batı hem de arap ülkeleri epey ürküyordu. Onun için FHKC ezilmeliydi. Ürdün Kıralı Hüseyin de bu kararı aldı. Günlerce katliyam yapıldı. Filistin örgütü üyeleri ve belirli halk kaçar. FHKC Tunusa dek karargahı taşımak zorunda kaldı. Oysa israile karşı en önemli saldırıları yapan ve direk devrim prokramı olan önemli Filistin örgütüydü. Pek karşı çıkan da olmadı.
Katliyam sonrası, azı Filistin çevreleri intikam almak için, ayni ismi kulandı: “Kara eylül”.. bazı eylemler de yaptı. Ebuniyal da lidrleriydi..
***
İkinci katliyam ise daha yakında: sekseniki yılında oldu. Yer Lübnan. İsrail o yıl Fİlistinin Lübnandan koparılması için ülkeği işkal etme hamlesini yapar. Lübnanda Filistinlilerin de desteği ile ilerici yönetim oluşman aşamasına gelindiydi. İsrail bunu engeleme adına da üleği işkal hareketine girişti. Sonuçta B.M. dahi araya girer. Anlaşma ile Filistin silahlı güçleri ve örgüt karağgahları Lübnanı terketeceklerdi. Sivil halk kamplarda kalacak. Ancak, silahsız olacaktı.
FKÖ bunu imzaladı. Amaç, FKÖ bölgeden uzaklaştırma, lüvnandaki dengeği korumak ve en nönemlisi isrfaili Filistin hareketinekarşı güvenceye alacakı.. Fakat, klasik bildik israildi. Emperyalistler de malum tutumluydu.
Nitekim, İsrail güçlerinin kontrolunda Lübnan falanjis güçleri Sabra ve Şatila Filistin kanplarına girerler. Günlerce sivil katliyam yaparlar. Katliyam ancak dünyaya nerede ise iş bitiktenb sonra duyrulur. Böylelikle Filistinliler Lübnanda İsrail kontrolunda Falanjis Lübnanlılar tarafından önemli sayıda kadın ve çocuğun katliyamı ile gerçekleşti.
Odenli dehşet parçllanma cesetler vardı ki öfke oluştu. Ama sözleşmeye uymayanlara uluslararası tavır pek olmadı.
****
Böylelikle Filistin hareketi komşu iki ülkeden önemli darbe aldı. Bir anlamda israili zorlayacak merkezlerden mahrum kaldı. FHKC önemli darbe aldı. Arafat gücünü pekiştirdi. İsrail ise komşu saldırılarından rahatladı. Ama kimse geneli konuşmadı. Filistine kıyım yapılmasında arap ülkeleri ilkinde direk rol aldı. Neden Arap develtelri sorusunun ta o dönemden yanıtı da onbinlerle yazıldı.
Şimdi ayni tutum Gazzede görülüyor. Ozaman Filistine Komonist denip korku yaidırılırken, şimdi de Hamasın durunuyla genel Filistin politikasını örtmeğe çalışıyorlar.
***
Kısaca, Eylül tüm dünya tarihinde önemli günleri yazdı. Filistin de geri duramıyordu. Birn de Haziran Fİlstin Telzaatar katliyamı var ki onu da Lübnanda Suriye gerçekleştirdi. Sanırım toplamda Filistin tarihine ilgi duyanlar, yakın tarih sayfalarıyla günümüzü daha kolay anlayacak.
***
Önemli sonulardan biri, komşu ülkelerde darbe yiyen Filistin hareketi, kaçınılmaz üzere tek yere sıkışıyordu. İsrail işkal toprakları altındaki yerlerde direnişi yükseltmek. Nitekim Sabra Şatila katliyamından beş yıl sonra Batı Şeryada isyan başladı. Ama dış desteğin resmen ötelendiği koşulalra sıkıştı. Bir anlamdanFKÖ sürgün Filistin ağırlığından işkal altı alanına yayılması gerekirdi. Hamas da bu dönemde ortaya çıktı.