Defalarca girişlerde şu önemli öngörüleri yazdım. Bilgisiz ama bilgili olduğuna inanmanın önemli tehlikeleri. Bilmeden bilmiş havalarına girmek. Olayları tek tip ele alma. Kıyaslamaları daraltıp aynılaşrtırma gibi birçok olumsuzluğun yorumlamalarına dokundum. Çıkar uğruna veya yerine göre konuşmanın tarafcılığının da tehlikelerine epey yer verdim. Görüşlerinin hep çıkar veya birşeyler sağlama eksenine taşımanın kültürleşmelerine epey örnek verdim var olana yorumlanırken, tam aksini savunarak olun olduğunu söylemek. Nitekim ülkemizin sömürgesel gerçeği, işkal altında oluşu, ilhaklaşma yöneliiini normal kanulenip, üstüne bağımsız ve demokratik demenin de kültürleşme sonucu nasıl doğallaştığına hep önem verdim. Tüm bunlar kulanılan kavramları dahi boşaltması olduğunu aktardım. Post Frotculukla kaşılaştığımız uyardım. Gerçekleri yok sayarak, yalanların inanıldığı aşamayı çoktan aşdığımızın da tesbitini yaptım. Tüm bunların hesi yaşama yerleşti. Siyasal duruşlar oldu. Koşullar normal sayılıp onların en iyisi olmayı yönlendirdi.***
Genelde, insanlar tektip yaklaşıma kolayca alıştırıldı. Daraltülan düşünce de olan göre şekilendi. Ne doğrudürüs kıyas yapma anlayışımız kaldı nede bilimsel gerçekelrle düşünce üretme zemini gelişti. Hepn bir alana sıkıştık. Sanırım bunun en net örneğini ezberlere takılmak ve ret etme ikileminde Kıbrıs bakışında hep yapıyoruz. Örnek mi, son dönemde yeniden gündemleştirilen “iki toplum lideri” cümlesidir. Konuşsanız, çoğu kesim bizim tarafta Ersin Tatarın böyle yetkisi olmadığı ve karar vermediğini söyleyecektir. Türkiye gerçeğini anlatacaklar. Hat da biraz daha gerçeğe yaklaşanlar, Tatarın nasıl koltuğa oturtulduğunu da ekleyecek. Ama yine son dönemde görüldüğü gibi, sanki kararı Tatar alacakmış gibi, görüşleri ayni kişinin oluşturacağı bakışıyla “ikin lider masaya otursun” ezberi yeniden siyasal söyleme taşındı. Bu normaleşen Kıbrıs gerçeğindeki algı oynunun önemlinkültürleşmesidir.
Bir başka örnek daha, hep egemen ve eşit devlet denilir. Bunun hat da resmi görüştenolmazsa olmazdır. Fakat, daha geçen hafta yeni elçinin yaptığı ziyaretler ve söyledikleri, o kavramın nedenli boş olduğubu anlatmaya yetiyor. Tabi Post Frutculuk esiri değilseniz veya çıkarınız aşkına bunu görmezden gelirseniz. Daha kötüsü var: son habere göre resmen buradaki elçi ile Cevdet Yılmazın Kuzey Kıbrıstkaki yatırınları görüşme haberidir. Hani eşit devlet veya egemenlik. Tabi buradaki koltukçular da şimdilik son hızla kurultay havası çalıyuor. Oda başka bir gerçek.
Öyle birn gerçek ki hukuk ve adalet deniyor. Ama kurultayla alakalı birçok ara emir alındı. Ama partili hukukçu “bunların önemi yok” diyor. İki farklı acayiplik var: birincisi hukukçu eğer ara emri bilyorsa nedemeli. Başka konu da şu araemir kararlarında birtanesi hariç brakıldı. İşin garipliği mi bilmem: ilgili kararla alakalı şahsın ayni zamanda sahte diplomada da farklı tutuma uğrama şansızlığı vardır!
Ama kurultaynolacak. Şaşalar öyle artı ki okuların dahi açılmayıp ertelenmesini şimdiden hem de inandırıcı örneklerle sokakta dolaşıma girdi. Kazara atama veya nakildeki hatanın nKurultayda oy vermeye nyansımasın tartışması epey yaygın. Onun için K. Kıbrıs yatırımlarını başbakan değil de elçi Cevdet Yılmazla konuşuyor. Ama, egemen ve eşit devletdir.
****
Konuyu biraz daha genişletelim: Kıbrısın konumu malum. Sistemin önemmli adasıdır. Uluslararası güçler adada bolca her yönüylen var. hem Ortadoğı ülkesi hem de AB üyesi. Amerikan ise zaten işin içinde. Garantörleriyle garanti edilen sınırlı bağımsızlıknise çoktan fahithası okundu. Ama bunlar hiç önemli değil. Hele de resmi alanda anlamı yok. Öyle ki en basit noktayı dahinyakalamaknimkansız.
Son dönemin moda anlaşması ABD ile Kıbrıs cumhuriyetinarsındanaskerinanlaşmaolaraknyapıldı.nsanki nAmerika adada yokmuşçasına kuzeyden yinen sıkışan hamasi nefesin gazı atıldı. Sanki bu anlaşma Kuzeydeki yapıyabkarşıymış gibi ele alındı. Öfke ve küfürle sözler dizildi. Oysa biraz Uluslararası ilişkileri bilen bu tür anlaşmalarınnAmerikanın geneln politikasının Ortadoğu hesaplınbelgesidir. Ne garip birçoknçevre sanki K. Kıbrısa yönelikmiş gibi sunuldu.ndoğrusu önemli medyabda bunabçanakntutu. Bir Amerikangelecek ve KIbrısta askeri anlaşma yapınca Kuzeylenalakalınolacak..
Ne tesadüf kin gelişmeleri izleyen biri şunu da yakalar: AKdenizde yapılannNato Tatbikatıba Türkiyebde katıldı. üsteliknAnadolu gemisini de gönderdi. Şimdi hem bize karşı hem de tatbikata katılma. Tabi bazı tutsaknaptallar bunu da bize karşındieceknde Türkiy7e katılımı nedeniylegörmezden geldiler. Daha ilginci, ilgili Amerikan genileribden biri izmirnlimanınangitmesidir. Daha da düşühdürülmesi gereken, tatbikatisraili korumanadına da olmasıdır.***
Tek tip yaklaşmak, biligisizliklenbilgiç havalarnçalmak n ve çıkarangöre davraanma. Sizi böyle tuhaf kandırılma salağı haline getirir. Hele şu fon tipi ezer de bunalıryor: hatay gibi Kuzey Kıbrısda nı ilhak edilecek. Pes: hele de profesörler diyorsadaha da insaf:nzaman farkı siyasalndeğişken koşulalr ve nicesi kıyasın hiç de alakalı olmadığını anlatıyor. Çürümüşnelma ile karpuzu aynılaştırıp satan manava benzemenib ötesine gidilemez.