Batı ülkelerinin küresel hegemonyası sadece ekonomik ya da askeri değildir, kültürel alanda da kamuoyu oluşturup liderlikleri için dünya halklarının ‘rıza’sını, onayını alma yoluna giderler. Hollywood ve McDonalds gibi Amerikan markalarının bu rıza üretimindeki rolü üzerine onlarca araştırma var. Geçen hafta yayımlanan Draghi raporundan sonra Avrupa’nın ekonomik olarak ABD ve Çin’in katbekat gerisinde kaldığı ama kültürel olarak hâlâ hegemonyasını koruduğu “Herkes hâlâ Avrupa’da okumaya çalışıyor” sözleriyle ifade edildi. Buna, uluslararası ilişkiler disiplininde ‘yumuşak güç’ deniyor.
Yükselmekte olan Doğu Asya ülkeleri de bu yumuşak gücü başarılı bir şekilde oluşturdular. Japonya’nın Batı taklidi mallardan teknolojik aletlerde markalaşma aşamasına geçtiği dönemde, aynı zamanda Manga kültürü de dünyada meşruiyet kazandı ve Japonya sadece ekonomik değil, kültürel olarak da bir cazibe merkezi haline geldi. Son on yılda, Kore’nin aynı yolu takip ederek K-pop, televizyon dizileri, makyaj malzemeleri gibi alanlarda dünya gençliğinin gönlünü fethettiğini görüyoruz.
Çin, kültürel alanda serbest üretimin küresel dolaşımına izin vermeyecek derecede otoriter siyasi sistemi yüzünden bu yumuşak güç hamlesini gerçekleştiremiyor. Örneğin, Çin hükümetinin yurt dışında gösterimini onayladığı Wold Warrior, The Wandering Earth gibi tüm ‘blockbuster’ filmler kör kör parmağım gözüne bir milliyetçilik içerdiği için çok izlenmelerine rağmen birer popüler kültür objeleri haline gelemediler. 2024 yılının başında bilim kurgu fantazi edebiyatının en prestijli ödülü olduğu kabul edilen Hugo Ödülleri uluslararasılaşma adına Çin’de yapıldı (2025’te de Suudi Arabistan’da yapılacak). Uluslararası organizasyon komitesinin Çinli ev sahiplerinin baskısına boyun eğerek yurt dışında yaşayan ve/ya Çin hakkında eleştirel bir pozisyonu olan Çin kökenli yazarları gizlice yarışma dışı bıraktığı ortaya çıkınca hem Çin’in hem Hugo Ödülleri’nin saygınlığı yerle bir oldu.
Çin’in son yumuşak güç denemesi Maymun Kral adlı bir video oyunu. Maymun Kral, Çin efsanelerinin en önemli karakterlerinden biri. Batı’ya Yolculuk adlı bir metnin kahramanlarından. Çinli Budist Keşiş Xuanzang’ın 7. yüzyılda Budist metinleri bulmak için Tang Hanedanı başkentinden Hindistan’a yaptığı hac yolculuğunu esprili ve fantastik bir dille anlatan bu hikayede, keşişe günahlarını telafi etmek amacıyla üç koruyucu atanır. Bunlardan Şu Wukong, yani Maymun Kral, hem kötülüğe karşı savaşırken gösterdiği büyülü gücü hem de komik, oyuncu, cazibeli karakteriyle okuyucuların nesiller boyunca en sevdiği kahraman haline gelir.
Maymun Kral’ın edebiyatta ve sinemada yüzlerce uyarlaması var. En ünlülerden biri, Jackie Chan’ın oynadığı Maymun Kral’ın Dönüşü filmi. Geçtiğimiz aylarda piyasaya sürülen Kara Efsane: Wukong adlı video oyunu da kısa sürede hem Çin’de hem yurt dışında satış rekorları kırdı. Kara Efsane oyununda, oyuncu, bir kayanın altına sıkışmış Maymun Kral’ı yaşama döndürmekle yükümlü. Etkili bir reklam kampanyası sayesinde oyun, uluslararası oyunculara ulaştı ve adını duyurdu. Böylece, Çin’in son yıllardaki gençlerdeki video oyunu bağımlılığına karşı bilgisayarda geçirilen süreyi kısıtlamaya varıncaya kadar uyguladığı bir dizi önlemlerle ölme noktasına gelen video oyunu sanayini de kurtarmış oldu.
Ne var ki Maymun Kral’ın cazibesi, Kara Efsane oyununun da Çin hükümetininin sansüründen korktuğunu gizleyemedi. Oyuna başlamadan önce onay verilmesi gereken kurallar arasında siyasete, cinselliğe, feminizme, şiddete dair yorumlar yapmamak var. Feminizmin yasaklı olmasının nedeni, Çince bilim kurgu fantazi edebiyatının seksist bulunması ve feminist harekete Çin hükümeti tarafından tehlikeli bir örgütlülük addedilmesi. Siyaset konuşma yasağı ise çoktan oyuncuların siyaset konuşmaya başlamasına neden oldu elbette.
Üstelik, oyun siyaset konuşmayı yasaklarken Çin’in resmi yayın organları oyunu siyasete alet ettiler bile. Bu yayınlarda çıkan yazılarda, oyunun uluslararası satış rakamlarının yüksek olması ve oyunda İngilizce yerine Çince terimler kullanılması Çin’in yükselen yumuşak gücünün ibaresi olarak övülüyor. Örneğin, samuray ve ninja gibi Japonca sözcüklerin anlamının artık dünyada herkes tarafından bilinmesi gibi, Çin hükümeti ejderha yerine long sözcüğünün kullanılmasını istiyor. Çin hükümetinin sözcükler üzerinden yürüttüğü benzer bir kampanya da Tibet’e uluslarararası toplumda artık Çince adı olan Xizang denmesi.
Kara Efsane oyununun yapımcıları siyasete bulaşmamak için ne kadar dirense de, oyun şimdiden hem Çin hükümeti hem de karşıtları için bir siyaset aracına dönüşmüş durumda. Oyunun esas amacı olan küresel popüler kültürün bir parçası olmayı başarıp başaramayacağını ise zaman gösterecek.