yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKirli savaşta yeni kullanım teknikleri, teknoloji dijital - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Kirli savaşta yeni kullanım teknikleri, teknoloji dijital – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kıbrısta hep ezberlenen tekerleme gibidir: Kıbrıs uluslarrası sorun alanında bulunuyor. Ayni düşünce tersliği de şu: KIbrısta uluslararası durumlar hiç konuşulmaz. Öyle ki Amerikan gemileri adamızın etrafında dolaşması, Hizbulahın bazı yerleri hedef göstermesi, yoğun askeri gerçeklikler dahi yine de ezber ile gerçeğin birleşmesine engel olamıyor. Bunu iyi kavramak gerekir. Hele de savaşlarda yeni tehlikelerin açıklanması, Lübnanda güncel teknolojik kulanım araçlarımızın kitlesel savaş alanına dönüşme gerçeği dahi olayları öne çıkaramadı. Hem de dibimizdeki bize benzer Lübnanda olmasına rağmen.

Son dönemde devam eden yerel gibi görülüp sistemsel olan savaşlarda yeni hamleler açıklanıyor. Lübnanda ise savaşların kirli yanına bir de dijital eksen ekleniyordu. Çağrı ve askeri araçların patlatılmarı, bunların direk şehirlerdeki sivileri etkilemesi ile adeta yeni sıçramanın sonuçları olarak dünyada yayıldı. Ne tesadüf ki böylesi tırmanma veya yeni alan açılmaya, başta batılı kendine demokrat diyen devletlerden hala kınama dahi açıklama gelmedi ABD sadece, Haberim yok demekle kaldı. Tabi kimse inanmadı. İsrail gerçeği ile Amerika ile olan ilişkiler zaten bunun imkansız olduğuna inanmak myetiyor. İngiltere ise sinsi yatağında uzaktan kumanda ile oynamaya devam ediyor.

Günümüz dünyasında oldukça yerel olup evrensel geçekle örtüşen savaşlar yaşanıyor. Bunlar artık normalleşti. Örneğin israilin batı destekli Gazze soykırım tutumu artık pek de konu edilmez. Arada adet yerini bulsun veya algı operasyonu sonucu “ateşkes” çabası sosu piyasaya sürülüyor. İsrailin Lübnan cepesindeki Hizbulahla sınırlı çatışmaları da artık kanıtsandı. Tehlike, olalyın genel savaşla bölgeselleşme korkuları ponpalıyordu. Kimse israilin soykıtımı veya faşist devlet saldırı politikalarına karşı çıkamaz durumdadır. Çünkü emperyalizmin gerçeği, İsrail direk destekleniyordu.

Öte yandan Ukrayan Rusya gibi sunulan fakat artık net şekilde Nato Rusya vekalet savaşı şeklinde süren gelişmeler de fazla haber edilmiyor. Zelenskinin ısrarla “daha fazla para ve silah” çağrılarına karşılık bulsun diye algı oyunları yapılmaktadır.

Bu iki alandaki durumlar, birinde hamle ötekinde sıçrama olma sonucu yeniden öne çıktı. Alışılanın dışında yeni hamle veya sıçrama olunca elbet yankı olur. Çünkü en basitiyle, etkileri de ister istemez düşünülmeye başlanır. Öte yandan da Lübnan gelişmesi gibi, bazı kendine dokunacak korkuyla da olay takip edilir. Tabi Kıbrıs yine hariçtir..

Batı sanki ağız birliği etmiş gibi başta İngiltere Ukraynaya verilen moderin uzun menzili silahların kulanılmasına izin veriyor. Bu en basit anlamla, Moskova dahi vurulsun mesajıdır. Tabi Putin de konunun geleceği noktayı açıklıyor. Böylelikle Ukrayna cepesindeki denilen hamle olursa direk Nato da savaşta olacak. Rusyanın tutumu da merak konusu olacak. Tabi savaşa aslanlar gibi yardım eden bazı Avrupan ülejleri halkı da “acaba bizi vururmu” korkusuyla uykuları kaçmaya başlayacak. Ama dikat, tırmandırmayı Ukrayna değil uzaktaki Amerika ve sinsice ingiltre teşvik ediyor. Gereken silahı veriyor. Tabi teknolojik yetersizlik nedeniyle de bu silahları kulanması gereken ilgili ülke uzmanları olacağı da kesin.

****

Doğumuzda ise başka bir sıçrama yaşandı. Bu var olan yeni silah kulanma değildi. Başka bir yönü vardı. Teknoloji bu defa savaş esrumanı olarak karşımıza getirildi. İsrail çağrı cihazlarına ve sonra askeri telsizlere patlayıcı yönüyle patlatı. Kitlesel bir yaralanma ve ölme oldu. Tabi siviler gereken bedeli ödeyen kesimlerdi. Bu yeni bir kitlesel katletme yöntemiydi. Yapan yine İsrail. İsrail güçlü teknolojik gerçeğini hep kulanıyor. Sanal siber saldırı, suikasler, birçok alanı etkisiz yapmada hep teknolojiyi kuladndı. Cinayetle istediklerini öldürme veya irandaki nükler tesisleri imha etme gibi direk saldırılar yaptı siber saldırı ve Hiprit savaşlarında sesiz sedasızcasına uygulamalar gerçekleşti.

Son Lübnan saldırısı ise artık savaşlardaki kirli kulanım alanını direk teknolojik imha ile deneyime sundu. Doğrusu öyesimanormal ve tehlikeli sıçramaya rağmen, bazı çevreler dışında ses gelmedi. batı kolektif emperyalist çevreler kınama veya dikat et mesajı dahi vermediler. Buda israilin önceki tutumlarına da yeniden yanıtdır. Nasıl ki Gazzede soykırım yaparken, batı hem destek hem de bahane ile  “israilin güvenliği için” dedikleri dönem gibi bu defa ses çıkarmayarak da adeta mezara girdiler.

Ancak tıpkı öteki yeni sıçrama hamleleri gibi, olayı duyan ahalide dahi bireysel korku yaratığı da kesin. Cebindeki telefonla kendinin de patlama potansiyeli olduğu gerçeği adeta beyine şok tedavi gibi geldi. Artık övülen teknolojik araçlar, şimdi israilin yeni kirli savaş hamlesiyle, korkulacak araç olarak da beyine yeniden tetiklendi.

Şimdilik pek konuşulmayan ticari olgu da var: Hizbulah bu cihazları Tayvandan aldı. Gerçi Tayvan bunları Macaristanda yaptırdı. Ama ne isterse olsun: siz bir ticari made almak istersiniz. Anlaşırsınız. Sonra aldığınız ürün, resmen patlatılarak veya sizi zehirleyerek öldürmek için kulanılıyor. Burada emperyalist bağımlılığın adeta bilmeyene yeniden anlatılan gerçeğidir. Dışa bağımlı ve emperyalist gerçeklik, en kullanımlı hayat alanınızda dahi dilendiği anda katletme veya bilgilerinizin alınması derecesine kolayca gelir.

İsrail bu konuda epey tecrübeli. Daha önce yazılımlarıyla resmen birçok iletişim ağında kontrolü vardı. Bilgiler çalınıyor, siber saldırılar oluyor. Gün oldu siber saldırıyla finans sökter adeta tıkandı. Cep telefonu yönüyle öldürülmeler de oldu. Ama son olan resmen dijital alanın nasıl potansiyel katliyamla gerçekleşeceğinin de kanıtlanmasıydı. Daha önce kimimizin bilip de “olmaz, yapamazlar” algımız, Lübnandaki patlama ile resmen boğuldu. Faşist devletin yaygınlığı ve emperyalizmin gerçeği bu tür olayların öyle basit olmadığı kesin. Herkes şunu kabulenir, kulanılan telefonların dinlendiği partikle epey kanıtlandı. Tehlikesi de malum. Ayni zamanda bu teknolojiye de hayat bağlandı. Buzdolabından cep telefonuna patlatma gerçeği artık hayal değil gerçektir. Buda emperyalizmin ta kendisidir.

Bazı mesleki örgütler açıkça, özeleştirme, dışa bağımlılığın tehlikeleri yeniden ahtırlatı. Kendi aracını üretme ve dışa bağımlı olmama düşüncesini yeniden hatırlatı. Kulanılan arabadan tutun el bilgisayarınıza dek tehlike artık Lübnanla kanıtlandı. Sermaye karına ve bağımlı gerçekliği ne yazık Lübnanla karşımıza geldi.

Bunlar şimdilik fazla konuşulmuyor. Hala olayın şaşkınlığı var. batı medyası ise konuşturtmama peşinde. Çünkü her gerçek, sistemin sorgulanması ve sermaye alehine düşüncelerin gelişmesine de yardımcı olacaktır. Hele de İsrail gerçeği ve hep göz yummanın da ötesinde direk katgıların gerçeklenmesi, tehlike konuşturulmadan geçiştirme ekseninde takılıp kalınmaktadır.

Kıbrısta hala merak etmeme tutumu sürüyor. Ne Limasoldaki Amrikan gemisi,nne hep kulanılan İngiltere üstleri, Hizbulahın açıkça dört hedefi işaret etmesi, buranın umurunda değil. Son bir örnekle konuyu bağlayalım:

Adamızda temsilci olan Avusturalyalı, bizim bazı foncularla toplantı yapar. Temsilci, hemen cep telefonunun pilini çıkarır. Orada olanlara da aynisini önerir. Dinlenebileceklerini söyler. Bizim foncular cesur! Pili çıkarmazlar. Hat da bazısı telefonu dahinkapatmaz. Yanıt ise “biz korkmayız” olur.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
282AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin