yaklaşımlarÖzkan YıkıcıHaftanın objektifinden - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Haftanın objektifinden – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Herhalde Altı Yedi Eylül olayıarının Kıbrıs objektifinde olduğunu yazacak değilim. Çünkü, Kıbrısta bu konuya dokunan olmadı. Hatırlayan ise hiç derecesinde. Oysa onca Türkiye hamasi nutukları içinde, Türkiyenin İngiltere konumuyla Kıbrıs sürecine girdiği tarihi olaylardan söz etmekteyim. Ama Kıbrısta hele de altı Yedi Eylül olayları ve ingilterenin sıkıntılarının giderilip Türkiyenin Kıbrıs eksenine politik olarak etkin katılımı mutlaka atmışdokuz yıl sonra burada konuşulmalıydı..

Yine başka bir sokak gerçeği de fazla yerim olmadığı için yazma niyetim yok. Oysa önce Esentepedeki ve sonra Omorfoda resmen insan ticaretinin köleleştirme uygulamaları giderek unutuluyor. Ama bazı yerlerde getirilen ve köleleştirilen yabancıların toplu gezmelerinden rahatsızlıklar, takkeci efendilerin medyalarında yer bulmaya başladı. Tıpkı yığılan ve adı olan Öğrenci gerçekleri gibi. Yasadışılıklar ve rant hikayeleri işimize geldikçe işler tamamdır. Nitekim, önce Esentepedeki köleleştirme çalıştırma koşulları, Omorfodaki benzer uygulamalar suskunluğa terkedilme yolundayken, Fotadan başlayan yine kaçak veya kaçak üstüne yasal denilen işçi rahatsızlıkları şikayetnameleri başladı. Ama gerçekelr hiç konuşulmuyor. Örneğin, son Bangladeş işçileri konusundaki alınan sekizbin URO para veya başka insanların öğrenci adıyla geirilip kaçak çalıştırma hikayeleri pek de fazla önemsenmiyor. Konuşulsa, hemen onları geğiren muhterem mütahit veya ticaret odası izinleri akla gelecek. Zaten itiraf eden getirilen insanlar alınan parayı ve verilen sözlerin yerine getirilmemesi itiraflarını hep yaptılar.

****

Bu gibi konularda araya çıkan gerçek veya yolda oluşan karşılaşma nedeniyle duyullan rahatsızlıkta arada bir konuşulur. Ama onları hem de para karşılığında getirip sokağa salanlara hala kimse dokunmuyor. Devamı da olacağı kesin…

Bu arada bu gelişmeler olurken, yeni Elçinin önemli halkla buluşma reklamı da mükemmel* neden mi

Omorfoya gidiyor. Köy muhtarlarıyla görüşüyor. Medyalar bunu olduğu gibi yayınlıyor. Doğrusu yeni Elçi hızlı başladı. Daha gelmeden, Halk TV Bahadır Özgür bize gelen elçinin geçmiş Kıbrıs macerasını da özetledi. Girne Amerikan ünüversiteliliği, Falyalıyla ortak şirketler vesayre. Nitekim daha gelmeden bazı bilgilere erişim sansürü istediği de eklendi.

Böyle zengin kişilik ve birikimle adaya gelir. Muhtarları dinler. Muhtarlar da ondan Elektrik getirmesini, gelen suyun köylerine gelmediğini anlatırlar. Bir şikayetname yaparlar. Umutlarının Türkiye olduğunu ısrarla belirtirler.

Bir cümle ekleyecem: birkaç konuşan muhtarı gayet iyi tanırım. Elciği görünce de işlerinin olması için konuştukları kesin. Ama ilginç gelmeyen ve ilginç olması gereken tutum da var. kendi hükümetlerini değil Elçilikten yardım istiyor. Umut KKTC değil Türkiye idi. Yalnız: konuşan muhtarların ne yapılan su anlaşmalarını biliyor nede kuyularının da kime ayit olduğundan haberleri de yok. Ama alışılanın şikayetname Türkiye gerçeği yeniden somut olarak yaşandı.

***

Daha bu olay anlaşılmadan yerine bu defa dolmuş olayını da geçen karşılıklı gelgitlerin tekrarı oldu. Cevdet bey bu defa da ülkemize geldi. Bol bol temas ve şov yaptı. Buranın gelecek umutlarını halkla ilişkilerle aktardı. Bildik lafların birkısmını silerek yine kalanlarla probaganda yaptı.

Gerçekten, bir insan köydeki anasını dahi bukadar sık sık ziyaret etmez. Ama türkiye K. Kıbrıs yolu bu noktada oldukça fazla kulanılan ve sık sık yapılmaya başlandı. Birçok anlaşma imzalanıor. İnanın imzalayanlar dahi özellikle bizimkiler çoğunun farkında dahi değil.

Bu defa yeni şovcu da eklendi. Aman dikat: Tufan da Krevatını takıp saraydaki toplantıya katıldı. Devamındaki açıklaması ise ibretlik olsun diye oklluyun. Tufan kendince yavaş yavaş onay alıp saraya doğru Küliye yolunda umutlanmaya doğru gidiyor.. tabi dolaşan başka bir Tufan ziyareti de var. Olursa, Tatarın aklı varsa düşünmeye başlar.

****

Gelelim meşur Tazmin komisyonuna. Son günlerde Tazmin komisyonu haberelri yaygınlaştı. Bir ruma verilen ödeme ısrarla tekrarlanıyor. Herkesin dilinde “rumlar Tazmin komisyonuna baş vursun” lafları dolanıyor. Oysa kısa zaman önce Tazmin komisyonunda tıs yoktu. Biraz bilen hemen kuşkulanır. Ne oldu da hemen reklamla işe girişir gibi oluyor…

Mal Tazmin komisyonu epey zaman işlemiyordu. Üstelik davaları da yokuşa sürüyordu. Oysa başta İngiltere Tazmin komisyonu aracıyla mülkiyet sorununda istenen Kırısı her yönüyle ayrıştırma aracıydı. Bu yüzden Mal Tazmin komisyonu kurdurtuldu. AİHM da zaten yığılan davalar nedemiyle bunu havada kaptı. Bunlar hep unutuldu.

Şimdi gelelim nedenine: şikayet üzerine konu yine Avrupa konseyine gider. İşlevlerin yapılmadığı itirazı oluyor. Bunun tehlikeli olduğunu anlayınca da hemen kaynak aktarıp göz boyamaya başlandı. Komisyon işlesin diye değil, resmen yetkilerin alınma tehlikesi nedeniyle işletiliyor. Bunu anlamak kolaydır. Zaten Türkiye bu konuda epey zengin tecrübeye sahiptir. Ayni durum Osman Kavala olayında, tam da önemli tavır konulacağı günlerde, davanın yeniden görülmesi incelemesi başlatılmadı mı. Atlatınca da dava açılması ret edildi.

Şimdi durum şu: amaç mülkiyet tazmini falan değil. Şu inceleme ve karar verme dönemecini geçmektir. Onun için sanki bir ruma para vermekle genelin çözüldüğü algısıyla en azından kendi halkına kandırmaca yapma şansı da oluyor. AİHM mi zaten onlar biliyor ne karar alıp nede lehte işleme istiyor. Kendilerine bahane bulma ile oyalamaya devam arayışında. Bakalım nasıl  karar çıkacak. Buda bizim daha kolay deyerlendirme yapmamıza da yardımcı olacak.

****

Eylülün ilk haftasını tamamladık. Objektiften yakalanan birkaç gelişme böyle. Şimdi yeni haftaya giriyoruz. Kalsik yeniden yaşanana merhaba diyeceğiz. Okular açılıyor. Sorunlar yığıldı. En temel eğitimi dahi konuşamayacağız. Nede llsa Burası Kuzey KIbrıstır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
286AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin